235 35 1
                                    

Şimdi ben oturup bir şeyler anlatsam sana, bir sürü umudu saysam, döksem. Biraz yaralansam, biraz yara alsam. Dünyanın başıma yıkıldığı sahneleri geçsem, döksem, anlatsam sana bir bir. Elimdeki çayı bıraksam, ona rağmen ısınsam. Bir otobüsün camından seyre daldığın alemi sana en güzel betimlemelerle yazsam. Kalemim kurumasa durduk yere, içim inatla acımasa, canım yanmasa, yürüdüğüm yolları dikenler kaplamasa. ... Ama ben artık geri dönemem, çok uzun zaman oldu, geldiğim yolları dikenler bürüdü bana inat. Ben gözlerini kaybetmiş, âma bir kadın gibi yalnızca hissettiklerimle yürüyorum artık. Sen, sen yürüyebiliyor musun? Gel, otur karşıma. Gel, anlat!

yere düşen parçalarım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin