ben düşünmekten yoruldum. hayatımın en güzel yıllarını ilk aşkım olması gerekirken ilk acım olan insanın mahvetmesinden yoruldum. her kalp kırıklığımda o kırığı onarması için hayatıma bir insan almaktan yoruldum. insanlara muhtaç olmaktan yoruldum. 'sana inanıyorum, sen yaparsın' dediklerinde aslında hiçbirşey yapamayacağımı düşünüp geceleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktan yoruldum. her içmeyeceğim diye söz verişimin sonunda 'birşeyler' olmasından ve her seferinde yeniden o ciğerlerimi mahveden şeyi içmekten yoruldum. gerçekten yorulduğumu iliklerime kadar hissediyorum. her seferinde yeni biri geliyor ve birşeyleri düzeltebileceğini hissettiriyor. ama biliyorum o da gidecek. 'benim babam gitmiş, onlar mı gitmeyecek' diyorum hepsine. böyle bırakabiliyorum onları, acımı böyle hafifletiyorum. ben birşeylere çözüm bulmak için gelmişken buraya, çözüm bulamayıp bir de üzerine bin türlü dertle şuradan ayrılmaktan yoruldum. kalp kırıklıklarımın üzerine basmadan yürümeyi ögrendim. ama herkes nerede nasıl basacağını bilmiyor. her seferinde kanatıyorlar ayaklarını ve o kanı her seferinde ben temizlemek zorunda kalıyorum. kalp kırıklıklarıma dokunmayın. ben onlarla yaşamayı öğrenmişken gelen her yeni insan daha çok kırıyor, kanatıyor. ben aynı hatayı yapıyorum ama siz buna izin vermeyin. düzeltemeyeceksiniz. hiçbirşeyi. insanlar o kadar çabuk gidiyor ki, inandıramayacaksınız gitmeyeceğinize. hâlâ onda soluklanmak için beklediğim insan gelmedi. gelmeyerek soluğumu kesiyor, bilmiyor. ya da biliyor ama bilmiyormuş gibi yapıyor. mutlu gözükmek zorunda kalmayacağım. yeni sözler verip, tutamamaktan korkmayacağım. benim yerime düşünecek birini aramayacağım. bu beni yoruyor. en çok beni yoruyor. görmüyorsunuz. benden bu kadar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yere düşen parçalarım
Short Storyama bu çürümüş bedenin altında yaşattığım umutları bilmiyorsunuz