NÖBET

46 3 5
                                    

Uyandığında saat 06:30'du hâlâ  çok erkendi. Mutfağa gidip bir bardak su içti ve odasına geri döndü. Dün akşamın mutluluğu ve heyecanı hâlâ  üzerindeydi,  yatağına uzanıp düşünmeye başladı. Bugün hastanede nöbetçi   olacaktı hiç yapmadığı birsey değildi ama arabasıyla gideceği onu bir başka heyecanlandırıyordu. Bunları düşünürken uyuya kaldı biraz sonra alarımın  sesiyle uyandı saat 07: 25'ti yatağından kalkıp banyoya girdi ve rutin  işlerini halledip çıktı. Kahvaltı için aşağıya indi indiğinde annesi sofrayı çoktan hazırlamıştı günaydın faslını geçtikten sonra mutfağa gidip demlikleri  aldı. Güzel bir kahvaltıdan sonra  Zerda hastaneye gitmek için tıklayın v den çıktı. Üzerinde büyük bir mutluluk vardı nede olsa ilk defa kendi arabasıyla işe gidecekti. Hastaneye geldiğinde hemen arkadaşına bu haberi vermeye gitti tam giderken başhekim arkasından bağırdı

" Zerda Egemen  sen misin ? "

" Evet hocam benim birsey mi oldu yoksa "

" Bugün benimle birlikte çalışacaksın seni 123 nolu odada bekliyorum hazırlanıp gel hemen "

" Tamam hocam "  diyebildi sadece dili tutulmuştu resmen. Çünkü uzun zamandır en çok  istediği şeydi hemen koşup arkadaşı Asya'nın yanına gitti. Araba konusunu çoktan unutmuştu aklında sadece  başhekim ile birlikte çalışmak vardı. Asya'ya ;

"Asya bil bakalım ne  oldu "

" Ne oldu söyle bakalım ? "

" Başhekim onunla çalışacağım söyledi bugün "

" Gercekten mi çok sevindim canım ee ne diyeyim başarılar dilerim sana "

" Teşekkür ederim Asya darısı başınaDedi gülerek ve hızlıca hazırlanıp gitti . Eli ayağı titriyordu resmen ne yapacağını bilmiyordu, aslında heyecandan çok korku vardı çünkü başhekim biraz tuhaftı bunun yanı sıra asabi ve bir o kadar da diplomatikti. Bir hata yapmaktan çok korkuyordu.

" Zerda geldin sonunda " , dedi kızgın bir şekilde

" Özür dilerim hocam bir daha olmaz "

" Neyse bu hastanın sağlık raporunu incele bakalım sen ne diyeceksin "
Zerda hastanın raporunu eline adı ve incelemeye başladı biraz sonra raporu bırakıp başhekime dönerek şunları söyledi;

" Hocam hasta geçici bir hafıza kaybı yaşıyor   bunun yanı sıra böbreklerinde taş var ve kolunda , bacağında küçük sıyrıklar bulunmakta "
Başhekim Zerda'nın söylediklerini ağzı açık dinliyordu. Ama pek belli etmiyordu daha sonra başhekim odadan çıktı ve arkasından Zerda'ya seslendi bu sefer başka bir hastayı kontrole gittiler başhekim  hastanın raporunu inceledikten sonra Zerda'ya verdi raporu. Zerda biraz inceledikten sonra ;

" Hocam hasta bitkisel hayatta pek düzeltmek gibi değil ama bir umudumuz var "

" Neymiş o söyle bakalım "

" Onun tek ihtiyacı olan ani bir mutluluk hocam. Ben sağlık eğitimleri gördüğüm zamanlarda çok iyi bir sağlıkçımız vardı böyle durumlarda ani mutluluklar yaşatılmalı ve bununla birlikte ilaç yardımıda olmalı"

" Hadi gel seninle bir çay içelim " Dedi başhekim 

" Peki hocam "
Tam kantine  indikleri sırada ambulansın siren sesi yükseldi Zerda ve başhekim  birlikte dışarı çıktılar ATT görevlilerinden biri ;

" Hocam başından ağır yaralı sokakta bulunmuş çok fazla kan kaybetmiş " Dedi ve yaralıyı sedyeye koyup içeri götürdüler. Başhekim hastayı çabucak ameliyata almalarını söyledi. Daha sonra Zerda'ya dönerek onunda ameliyata gireceğini ve hemen hazırlanıp gelmesini söyledi. Zerda tüm duyduklarına biraz inandı biraz da inanamadı. Koşarak hazırlanmaya gitti. Hazırlanıp ameliyathaneye  girdi,cok tuhaf hisler barındırıyordu içinde ne yapacağını tam anlamıyla bilmiyordu ama kendinden çok seviyorum emindi ve kendine fazlasıyla güveniyordu. Başhekim ameliyathaneye geldi ve Zerda'ya ;

" Sen sadece senden istediklerimi ver bana herseyin ismini biliyorsun demi ? "

" Evet hocam siz merak etmeyin "
Dedi ve ameliyat başlamıştı.

                         ****

Ameliyat 3 saat sürmüştü. Hastanın durumu gayet iyidi ama hala uyuyordu. Ailesinin hiçbirşeyden haberi yoktu belkide.  Evlatları sokaklarda yaralı bulundu ama onlar yanında değildi ne acı .

" Ölüm kapıyı çaldığında aniden mi gelirdi ? Sevdiklerini düşünmeye müsade etmeden , helalleşmeye fırsat vermeden öyle damdan düşer gibi mi yapılırdı canına?  Anlayanların hatrına bir beş dakika daha mühlet vermez miydi? Gözkapaklarına tonlarca ağırlığın sebebi Azrail miydi? Soğuk bir betonda sırt üstü yatmış gibi üşür müydü  ölüme yaklaşanlar? Sahi en Son  ne zaman soğuk taşlara değişti elleri? Sırtında hissettiği sivri taşların acısı olabilir miydi? Göğüs kafesine baskı yapar mıydı  Azrail? ...

Zerda çay içmek için kantine indi. Biraz oturduktan sonra yanına başhekim geldi.

" İyi bir iş başardın Zerda bu kadarını beklemiyordum açıkçası

" Teşekkür ederim hocam  ben elimden geleni yaptım bunu siz başardınız ben değil"

" Neyse ben buraya senin şu yeni hastaya bakacağını söylemeye geldim "

" Tamam hocam ben bizzat ilgileneceğim merak etmeyin "

" Tamam , şimdi gidip dinlen istersen "

" Tamam hocam ben de gidiyordum isterseniz birlikte gidelim "

Saat çoktan 00:00 olmuştu. Gidip hastayı kontrol etti ve hemşire odasında dinlenmeye çıktı. Bugün fazlasıyla yorulmuştu . Biraz uyudu uyandığında saat 02:50' di gidip hastaya baktı hâlâ  uyanmamıştı narkozun etkisi gecnemisti. Biraz ateşi vardı Serumunu değiştirip içine ağrı kesici ilaç koydu ve biraz basında bekledi ateşi düştükten sonra gidip uyudu. Sabah erkenden uyanıp eve gitti üzerini değiştirip hastaneye döndü.

ÇİKOLATA KALPLİ HÜZÜNLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin