8.Bölüm

99 12 9
                                    

Evett uzun sürenin ardından bölüm yazmaya karar verdim tekrar shagdkf bu sefer uzun olduuğ :)

Bana ruh hastasıymışım gibi bakıyordu,

"Ne bakıyorsun öyle? Tutamadım napiyim?" Dedim gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak.

Kafasını sanki malmışım gibi sağa sola çevirdi ve dolapları karıştırdı, en sonunda bardak dolabını bulabildiğinde alkışlicaktım onu.

Yemeklerimizi yiyip kalkmıştık ve onlar Koltuğa geçmişti.

Hayır yani insan bi yardım ediyim mi der. Ki sorsa bile Annem Damla yapar derdi tabi orası ayrı konu.

Sofrayı toplayıp oturduk.

"Ee Damla okul nasıl gidiyor?" Dedi Annesi bana bakıp gülümserken.

"Yani inanırmısınız bilmiyorum ama daha iki gün oldu okul başlayalı, bide derslerim mükemmel" dedim alayla tabi biri kolumu cimcikliyordu ve bu tabiki Annemdi.

Mert gülmüştü. Mükemmel güldüğünü söylemişmiydim?

Annem konuyu değiştirmek için
"Damla siz isterseniz yukarıya çıkın" dedi bana bakarken. Bu firsatı kaçıramazdım. Mert' de sanki bunu bekliyormuş gibi hemen ayaklandı.

Odama gittiğimizde Mert hemen yatağıma uzandı. Ona 'ne yapıyorsun' bakışı attığımda beni umursamadı. Kollarını kafasının altında buluşturdu ve gözlerini kapattı. Çok tatlı görünüyordu ama bananeydi.

"Kendi evinmiş gibi davran dediğimi hatırlamıyorum" dedim kaşlarımı çatarak.

"Bende öyle dediğini demedim zaten" dedi uykulu bir sesle. Onu böyle görünce benimde uykum gelmişti.

"Kalk yatağımdan ben uyicam! " Diye bağırdım. Beni umursamaması sinirimi bozmuştu.

Bunu diyince dudağının kenarı hafifce kıvrılmıştı ve bu onu cidden çekici gösteriyordu.

"Yanımda yatmak için bahane arama" dedi alayla.

Kaşlarım daha ne kadar çatıla bilir bilmiyorum ama kaşlarımı çatıp "Hiçte bile!" dedim.

"Ya kalk artıık"

"Kalkmamı mı istiyorsun cidden?" Dedi sorar gibi.

"Hıhı"

"Kaldır o zaman?"

Ona anlamaz gözlerle bakıyordum ama gözleri kapalı olduğu için bir boka yaramamıştı.

Yatağa doğru ilerleyip kolundan tutup çekmeye çalıştım ama lanet olası ayı yerinden dahi kıpırdamıyordu.

Sonkez tekrar denediğimde birden o benim bileğimden tutup yanına yatırdı.

Şok olmuş gözlerle ona bakarken oda gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

Yüzlerimiz çok yakındı.
O an dilim tutulmuştu sanki. Konuşamiyordum, olmuyordu.

Hafifce kafasını eğidi ve yüzünü yüzüme daha çok yakınlaşmıştı.
Boynumun yandığını hissettim ve bu ilk kez oluyordu bende.

Gözleri dudaklarıma kaydığında kendini toparladı ve tekrar gözlerini gözlerime getirdi.
Yutkundum.
Dudağının üstü kıvrıldı.

Birden odaya Annesi girdiğinde hemen ondan uzaklaştım.
Napıyorduk biz?
Ama o sanki daha demin olanlar olmamış gibi davranıyordu.

"Pardon gençler, galiba uygunsuz bir vakitte geldim" dedi Annesi mahcup bir şekilde.

"H-hayır yalnış anladınız. Şey biz sadece şey yapıyorduk" dediğimde Mert kahkaha attı ve Anneside bana anlamaz gözlerle baktı.

Ah, hayır şey yapıyorduk ne biçim bir cümleydi.

"Y-yani şey derken uzanıyorduk sadece yemin ediyorum" dedim utangaç bir şekilde.

"Yemin etme çarpılcaksın" dedi Mert.

Ah, ne yapmaya çalışıyordu bu???

Gözlerimi birden belerttiğimde "Ne sacmaliyorsun birşey yapmadık, bakma öyle" dedim Mert'e bakarken.

Gülümseyerek. "Tamam kızım sakin ol. Mert gidiyoruz onu söyleyecektim"
dediğinde Mert hemen ayaklandı.

"Tamam geliyorum" dedi Mert.

Hayır şu an gitsin.

"Peki" diyip çıktı Annesi.

Gözlerimi ondan kaçırdım.

"Şaka mısın sen?" Dedi anlamazca.

"Neden Annenin yanında öyle dedin?"

"Ne dedim?"

"Ya kadın şimdi yanlış anlıyacak ki muhtemelen öyle anladı bile" Dedim kaşlarımı çatarak.

"Utandınmı sen?"

Boynum yanıyordu.

"H-hayır canım neden utanayım ki altı üstü öpüşcektik" dedim gözlerimi devirerek.

Ne??? Öpüşcektik mi dedim?!

Kahkaha attı.

"Öpüşcektik? Şaka mısın senle neden öpüşeyim ben? Altı üstü basit bir yakınlaşmaydı. Sen her yakınlaştığınla öpüşürmüsün?" dedi sorarcasına.

"Haklısın benle neden öpüşesinki demicem çünkü Öptürmezdim zaten! Ben her önüme gelenle yakınlaşmıyorum senin gibi, yani bu ilkti." Dedim kafamı bükerek çünkü kahretsin çok utanıyordum ama onun için her önüne gelenle yaptığı birşeydi.

-
Onlar gideli 2 saat olmuştu ve içimde kötü bir his vardı.

Saate baktığımda 21:21 di. Biri beni düşünüyor demicektim çünkü hangi aklını kaçırmış beni düşünürdüki?

"Ilk defa haklı olduğunu düşünüyorum vrlajrqjrle" dedi beni çok seven iç sesim.

Ah, git artık.

"Anne! Ben biraz dışarı çıkıcam hava almam lazım" diye seslendim ama beni duyduğunu sanmıyorum çünkü muhtemelen duşta 'ydı.

Elbiseyi üzerimden çıkarıp daha rahat birşeyler giyip çıktım. Tabi Anneme mesaj da atmıştım.

Parka doğru gidiyordum ama sanki parktaki bank'ta biri vardı.
Gece olduğu için korkmuştum biraz. Tamam biraz değil baya korkmuştum.

Korktuğumu belli etmeden yanından geçiyordumki "Vay, demek gece bir tek ben sıkıntılı olduğumda çıkmıyorum" dedi alaylı bir ses tonuyla.

Sesi çok tanıdık geliyordu. Bir dakika bu sesi tanıyordum.

Vote ve yorum yapmayı unutmayıınn:) öpüldünüzz


















Okuldaki Koreli!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin