4.

8 4 0
                                    

Bay Tommy'nin ukala ve rahat tavırları Robert'in hiç hoşuna gitmemişti. Jack Tommy neredeyse sevinçten kahkahalara boğulacaktı. Birkaç ukala el işaretleriyle Robert'i gösterdi.
"Robert, bu çarşamba saat 10.00'da suikast kurulacak. Dilersen sen de katılabilirsin."

Jack Tommy'nin Robert'in mutlu olmasını istermiş gibi bir tavrı vardı. Robert kendinden emin bir şekilde konuştu. "Bay Tommy, sanmıyorum. Bu suikaste katılmasam da olur."
Tommy sinirlendi. "Sen bana karşı mı geliyorsun?! Çık dışarı!"
Ve Robert dışarı çıktı.

☆☆☆☆

Gabriella yeşil yüksek bel pantolonu ve yarım desenli sarı tişörtüyle yine çılgın görünüyordu. Kıvırcık saçlarını toplamıştı ve çok hoştu. Sarah'a sıkıca sarıldı.
"Sarah, seni çok özledim. Uzun zamandır görüşemiyoruz. Okulların bittiği ilk üç yıl çok sık görüştük. Sonra iş hayatı falan derken ne oldu böyle?"
Sarah omzunu tuttu ve sıvazladı.
"Haklısın Gabriella, insan bazen hiç büyümek istemiyor. Ama zaman farketmeden geçiyor. Bundan sonra daha sık görüşeceğiz." Sonra imalı bir şekilde güldü ve Luis'e göz kırptı.

Gabriella merak edercesine suratına baktı. "Bana söyleyeceğin şey neydi?"

Hemen sesini temizledi ve sunum yapar gibi konuştu.
"Mısır: Dünyanın farklı ülkelerinden biri ve gezilip görülmeye değer. Ben oraya gidiyorum Gabriella, sen de bana eşlik etmek ister misin?"
Gabriella çok şaşırdı ve aynı anda sevindi. Biraz düşündü ve güldü.
"Eee, yolculuk ne zaman?"
Sarah o kadar sevindi ki kahkaha atıp Gabriella'ya sarıldı. Birden aklına karmaşık sorular geldi. 'Uçağa kaçta bineceğiz? Gabriella'ya kurulan komplodan onu nasıl kurtaracağım?' Luis ve Gabriella daldığını farketmişlerdi ki birden "Sarah!" diye bağırdılar. Yerinde sıçradı ve sonra bozuntuya vermeden "Aa, evet uçak biletini almamız lazım, yani ben aldım ama onu iptal etmek istiyorum. Bilet tarihim 30 Kasım'dı ama dört günde hazırlanabilirsen 29 Kasım'a alalım." dedi.
Gabriella kahkaha attı. "Ben iki saatte bile hazırlanırım Sarah, rahat ol."
Gülümsedi. Aslında endişelenmenin nedeni büyüktü ama farkettirmemeye çalıştı.
"O zaman problem yok. Benim belim de dört güne kadar iyi olur."
Gabriella şaşırdı. "Beline ne oldu Sarah? Önemli bir şey mi?"
"Hayır, önemli bir şey değil canım, küçük bir kaza."
Luis birden araya girdi. "Evet konuşurken unuttum, ne oldu?"
Biraz morali bozuldu. "Aslında iskeleden atlarken... yani deniz kazası diyelim. Atlamamam gereken bir yerden atladım."

Luis panikle ses tonunu yükseltti. " İntihar etmeye çalışmadın, değil mi?"
"Luis, saçmalama! Neden böyle bir şey yapayım ki? Sizin gibi dostlarım varken böyle bir şey yapmam imkansız."

Luis rahatladı. Sarah'a uzun uzun baktı. Ona neden böyle baktığını anlayamadı ama o anda araya Gabriella girdi.
"Mısır'a neden gidiyoruz Sarah?" Bu soruyu duymamayı hayal ediyordu. Buna cevap vermek zordu. Cümlelerini toparladı.
"Ben iş için gidiyorum. Ama belki sen de yanımda olmak istersin diye düşündüm. Orada işlerim yoğun olmayacak. Yalnız kalırsam canım sıkılır diye düşündüm."
"Yanında olmamı istediğin için teşekkür ederim. İşte dostluk böyle bir şey! O zaman ben şimdi gidip eşyalarımı toparlayayım."

Gabriella'yla vedalaştılar. Onu kapıya kadar geçirdi.
İçeri girdiğinde Luis telefonuyla uğraşıyordu. Sarah'ı görünce hemen toparlandı ve telefonu masaya bıraktı. Birden duygusallaştığını hissetti. Yıllardır tanıdığı, sevdiği insanlardan ayrılmak zordu.
"Yıllar çok çabuk geçiyor Luis. Eskiden ne kadar mutluyduk. Şimdi şu halimize bak."

Luis ayağa kalktı veSarah'ın yanına gelip oturdu. Sonra ona sarıldı.
"Hatırlıyor musun, sen bir çocuğu tek başına dövmeye çalışırken ben orada olmasaydım çocuk seni bıçaklayacaktı."

ÇIKMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin