Ve beklenen an geldii. Emir ve Büşra'nın ilk bölümü ile karşınızdayım. Bu yolda da yanımda olan, olacak herkese teşekkürlerimi sunuyorum şimdiden... İkinci bölümüz hemen gelmeyecek.. Bölümleri aceleye getirip yayımlamak istemiyorum. İçime sinmesi önemli. Çok uzatmayacağım ama arayı. Neyse efenim bildiğiniz üzere Lotus Çiçeği hikayemizdendi Emir ve Büşra. Bağımsız olarak okunabilir ama.
Yeri gelmişken Lotus Çiçeği hikayemiz de 3Milyon okunmayı geçti sizler sayesinde. Çok teşekkür ediyorum tüm destekleyenlere. Kitaplaşma gibi bir durum söz konusu bu aralar. Herkeslerden dua beklerim. Hayırlısı ise olur inşallah. Öyle bir durum olur ise ilk sizlere duyuracağım merak etmeyin... :)
Haydi bakalım ben gideyim siz de okuyun o vakit... Keyifli okumalar herkesee :)
********Aşk kalbe düşünce
Kulak duymaz, göz görmez...********
Karşısında ki kıza bakarken meraklı gözleri es geçti. İlk gördüğü gün nereden bilebilirdi ki bu kıza kalbini kaptıracağını...
Öyle bir niyeti yoktu da zaten, hiçbir kıza karşı. Ama hayat bu ya... Zaten hiç beklemediğimiz, beklenmeyen zaman da oluverip bizi şaşırtmaz mıydı? Hayatın sürpriz anlayışı da böyleydi işte.
Günler hızla geçmişti. Şimdi ise ailesi bildiği arkadaşlarıyla aynı masada otururken ani itirafını yapmıştı Emir.
'Evlenmeyi düşünmüyor musun?' sorusuna son derece soğukkanlılıkla cevap vermişti.
"Düşünüyorum. Büşra ile."
Koca masaya da bomba patlatmıştı. Kendi ve Büşra'nın bombasını.
Hiçbir şeyden haberi dahi olmayan Büşra ise sonuna kadar açılan gözleriyle belli ki şoka girmişti.
Ayıplar bakışlar ilk Büşra'yı hedef alsa da haberi olmadığına inandıkları için Emir'e yönelmişti bakışlar. Emir'in ise kimseyi taktığı yoktu.
Daha önce bu kadar ciddiye gideceğini düşünmese de bir aydır istemeden musallat olduğu oyunu gerçeğe dönüşecek seviyeye gelmişti.
Hem karşısına daha cazip bir aday da çıkmamıştı bugüne kadar. Elinde olmayan sebeplerden ötürü kendince çıktığı bu yolda Büşra'dan hoşlanmaya da başlamıştı. Çift şeritli bir yolda çıkmaz sokak çıkmıştı şansına. Ne dönebiliyordu ne de sesi çıkıyordu.
Geçen gün kızı çaya davet ederek arkadaşlarının gizli gözetimiyle dışarı çıkmıştı Büşra ile.
Mecburi attığı adımlar ise bu yolu gittikçe dönülmez yapıyordu. Yavuz ve Hakan'a kısa bir bakış attıktan sonra tekrar Büşra'ya bakmaya başladı.
Büşra ise şok halinden çıkamamıştı henüz. Bir de suçlayıcı bakışlara maruz kalıyordu. Masum taraftı kendisi bu olayda.
Ne yapacağı, ne tepki vereceği hakkında en ufak bir düşüncesi yoktu. Tepkisizliğin anasıyla boğuşuyordu şu saniyeler. Tepki verme kanalları tıkanmıştı.
Kendine gelince en ala tepkiyi de verirdi elbet. Her şey sırasıyla sonuçta. Önce etki sonra tepki...
Bomba misali patlayan bu konu koca masada çığ gibi büyüse de herkes daha fazla üstelemeyip yemeğe devam etti. Öğrenirlerdi her birşeyi elbet.
Yemekler yenilerek çay merasimine geçilmiş o da az önce sonlanmıştı. Sohbetleri her dakika başka konuya geçiş yapıyor kimse saatin ilerlediğini anlamıyordu. Akıllarda ise Emir ve Büşra konusu vardı. Bir ara herkes gizliden birbiriyle kaş göz işaretiyle haberleşmişti bilgisi olan var mıydı diye. Ama kimsenin birşey bildiği yoktu.