Selamun aleyküüm. Bölümümüz an itibari ile gelmiş bulunmaltadır. Önceki bölümde de belirttiğim gibi bölümleri sık sık yayımlayamayacağım. Ama fazla da uzatmayaya çalışacağım arayı. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler..Keyifli okumalar :)
*******
Sabahın erken saatinde gözleri aralanan genç kız, dün yaşananları rüya olarak anımsıyordu. Hepsi bir rüyadan, daha doğrusu bir kabustan ibaretti.
Gözlerini ovuştururken güzelce bir gerindikten sonra doğruldu. Saate baktı uykulu gözlerle, on olmuştu. Diğer günlere nazaran geç bile kalkmıştı bugün.
Gözleri tamamen açıldıktan sonra bağdaş kurarak oturdu. Ne garip bir kabustu. Birkaç dakikasını kendini avutarak öldürdü. Çünkü hafızası sağolsun devreye girerek hatırladıklarını yüzde yüz yaşanmışlık olarak hatırına getiriyordu.
'Ah, hayır. Kabus değil miydi yani... Ama...' kendi kendine söylenirlen elleriyle yüzünü kapattı. Halbuki kabusundan uyandığı için fazlaca memnun olmuştu ilk etapta.
Telefonunu aradı gözleri. Malum kişiyle konuştuktan sonra nereye fırlattığını hatırlamıyordu.
Kısa bir göz taramasından sonra aradığını buldu. Yatağın kenarındaydı. Titreşimde kaldığından fazlaca cevapsız çağrısı vardı.
İlk sıralarda Erva vardı. Daha sonra Büşra, abisi Emre ve son sırada ise Emir vardı. Ah birde aramıştı... Ne diye aramıştı Allah aşkına!Akşam ki kararı daha da kesinleşmişti. Yüz yüze görüşerek hesabını soracak, bu işin büyümeden bitmesini söyleyecekti.
"Büşra... Kahvaltı hazır."
Annesi Sevda hanım erken kalkan tayfasındandı. Evde en geç uyanan abisi Emre'ydi.
"Geliyorum anne." diyerek ayaklandı. Tam odadan çıkacağı sırada yatağın üzerine bıraktığı telefonu titremeye başladı. Sesini açmayı unutmuştu yine.
Birkaç adımda yatağına ulaşarak arayanı da gördü.
"Efendim Tuğba."
"Geceden beri çatladım ayol. E bugün ne yapıyoruz? Nerede anlatacaksın olanları? Bize gel bence. Erva'yı da çağırırız."
"Nefes almayı unutma. Sakin ol. Relax Tuğba."
Gülümserken aceleci ve pek meraklı kuzenine uyarısını yapıp yatağının kenarına oturdu.
"Öğlen dışarıda işim var. İkindiden sonra gelebilirim." dedi saçıyla oynarken.
"Ne işin var? Nereye gideceksin? Biriyle mi buluşacaksın? Yoksa... Yoksa Emir ile mi? "
Bu kız sabah sabah ne yiyip içmişti? Bu enerji, bu sorular nereden geliyordu?
"Evet, Emir ile... " dedi gülümsemesi solarken. "Bu saçmalığı bitirmem gerek." derken tamamiyle burnundan solumaya başlamıştı bile.
"Sakin ol Büşra. Fevri davranma lütfen. Çocuk sevmiş, evlenmek istiyor adam akıllı demek ki... " Tuğba'nın da tonu ciddiydi bu defa.
"Yahu benim haberim neden yok! Kendi kendine kararını vermiş, duyurusunu yaptı. Bana bir hak tanımıyor bile."
"Sus bakayım. Buldun da bunama. O çocuk var ya o çocuk, başka bir yerde yok."
"Yalnızca bir adet üretilmiş eşşiz bir üründen bahsediyorsun sanacak duyanda." derken gözlerini baymayı da ihmal etmedi Büşra.