Kulübe

136 4 2
                                    


  Bahar ayının gelmesi ile bahçe renk renk çiçeklerle dolmuştu. Clair ve hizmetçisi Lina bahçede pembe büyük havuzun başında oturmuş kahvelerini yudumluyorlardı. Her yerde kuş cıvıltıları vardı ve hava tam saraydan gizlice kaçıp ormanda dolaşma havasıydı. Clair aniden yerinden kalktı ve koşarak saraya girdi.Lina şaşkındı. Zaten Clair'e hiçbir zaman anlam veremiyordu. Ne zaman ne yapacağı hiç belli olmuyordu. Clair odasına girdi sevinç içinde kapısını kapattı.Eline kalem kağıt alarak bir not yazdı.            

   "Stephan, bu mükemmel günde beni nerede bulacağını biliyor musun? " yazdı kağıda hınzırca gülerek.                                                           
  
    Stephan Clair'in babası Kral Alexander'ın askerlerinden uzun boylu, yapılı, esmer biriydi ve saray muhafazasından sorumluydu. Stephan oldukça mütevazi bir o kadar da zeki bir askerdi. Alexander ona çok güvenir eşini ve evlatlarını ona emanet ederek saraydan ayrılırdı.

   Clair kimseye çaktırmadan Stephan'ın masasına notu bıraktı ve koşarak odadan çıktı. Oraya girdiğini kimse görmemeliydi. Onun iki tane üvey kız kardeşi vardı. Onların kulağına giderse Clair'i pişman ederlerdi. Bu Sarayda kızlar ve erkekler aynı ortamda bulunamazdı hatta prenseslere erkeklerin bakması dahi söz konusu olamazdı. Clair da Stephan'a zarar gelsin istemiyordu, çünkü küçük yaştan beri yakın bir  arkadaşlıkları vardı. Ya da Clair kendini kandırıyordu içten içe Stephan'ı istiyordu. Onu her gördüğünde içinde çoğalan kıvılcımlara hakim olamıyor bu saraydan kaçıp onunla dertleşebilmek için can atıyordu.               
  
     Kırmızı elbiselerini giydi ve başına başlığını taktı. Kimselere görünmeden saraydan çıkmayı başarmış görünüyordu. Ormanda yavaşça ilerliyordu ki kendisini birinin takip ettiği hissine kapıldı. Ancak yanılıyor olmalıydı çünkü etrafta kimse görünmüyordu. Orman çok büyük ve ıssızdı. Aslında bu Clair'in işine geliyordu çünkü burada huzur buluyordu. Gölün kenarında terkedilmiş olan kulübede inzivaya çekiliyor gibi hissediyordu.                       
   
    Clair kulübeye girmeden önce gölün kenarına ektiği çiçekleri seyredip Stephan ile geçen haftaki buluşmasını düşündü. Stephan bu kadar saf olmamalıydı. Onun için prensesliğinden vazgeçip bu saçma diyarı terk etmeye razıydı Clair. O nefesini kesiyor, geceleri hayalini kurmaktan uyutmuyordu. Clair tam bu hayaller içinde dalmışken kulübede birinin olduğunu farketti. Ürpermişti! Tahta kulübenin bir yerindeki boşluktan içeri bakmak istedi ancak boşluk kapatılmıştı. Kapının açık olduğunu farketti ve içeri girdi. Üst kattan bir sesler geliyordu. Bu da kim olabilirdi? Ne işi vardı Clair'in kulübesinde. Merdivenleri yavaş ve sessiz adımlarla çıktı... Ve gördüklerine inanamadı..!!

Clair Darking ~Görünmez~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin