Çalan zilin sesi ile daldığım hayallerimden tekrar dünyaya döndüm. Keşke dönmeseydim. Hayallerimde oldukça mutluydum ben.!
"Ondan hoşlanıyorum." Ha? Ney? Kimden? Noluyo bee! Anlamamış bir ifade ile Hoseok'a döndüm.
"Kimden?" Sorduğum soru üzerine heyecanla yerinde kıpırdandı. Ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı
"Şu yeni gelen kız var ya. Adı WooEun. Böyle çok güzel, kibar, eğlen-"
"Aish tamam tamam anladım. WooEun kim biliyorum ve... ne demek birinden hoşlanıyorum!" Kaşlarımı çatarak karşımdaki öküzün yüzüne baktım. Ya nasıl alıştırmadan direk söyleyebilir ki? İnsan ilk önce "sana bir şey diyeceğim ama sakin ol" der. Veya "HaNeul lütfen bana muhteşem elinle vurma ve sakince söyleyeceğim şeyi dinle" diyebilirdi ama Hoseok bu bildiğin şak diye söyledi.
Benden korktuğunu bu kadar belli etmesine gülmemek için kendimi zorladım. Şurada ciddi bir işin ortasındayız ve eğer gülersem her şeyi bozarım. O yüzden sert HaNeul iş başında.
"Ha-HaNeul sakin olursan eğer açıklayabilirim."
"Neyi açıklayacaksın?"
""He-her şeyi açıkl-" karnımın guruldamasıyla ayağa kalktım. "Ben kantine gideceğim. Geliyor musun?"
"Ha? Ama sen kızgın değil misin?"
"Sadece şaka yapmıştım Hoseok. Uzatacaktım ama malum acıkmış hanım efendi." Diyip karnımı gösterdim. "Geliyor musun?"
"Ahh HaNeul ne kadar korktum haberin var mı? Ve hayır hayır gelemem.. onu gizlice takip edeceğim sonra köşeye sıkıştırıp duygularımdan bahsedeceğim."
Tanrım sen bana sabır ver. Bir şey söylemeden gözlerimi devirerek sınıftan çıktım. Kantine doğru ilerlerken yine düşüncelere dalmıştım. Neden bu kadar şebek olmak zorundaydı ki? WooEun.. aslında iyi bi kızdı. Yani Hoseok'u ondan kıskanmama gerek yoktu. Yada vardı. Sonuçta o benim tek dostumdu, kardeşim, sırdaşım ve Taehyung'a olan duygularımı bilen tek kişiydi. Hoseok'u kesinlikle herkesten kıskanmalıydım, kıskanıyordum da. İnsan değer verdiği kişileri kıskanmalıydı değil mi? Bu sebeple Tae'yi ve Hoseok'u istisnasız herkesten kıskanmam fazlaca normaldi. Bu arada Tae demişken...
ONU DELİCESİNE GÖRMEK İSTİYORUM!! Kantinde olma ihtimali yüksek çünkü genelde bu saatte kantinde kahvaltı yapar. Benim gibi... Bu düşünce ile birden kantine koşmaya başladım. Kantin kapısından girmeden duvara yaslanarak soluklandım. Niye koştum ki? Ufff! Saçımı başım dağılmıştı şimdi. İlerideki lavaboya girdim. Aynanın karşısına geçerek saçımı başımı üzerimi düzeltip kantine geri döndüm ve içeri adımımı attım.
Gözlerim her zaman oturduğu masaya kaydı. İşte oradaydı. Tüm ihtişamı ile oturmuş sandviçini yiyordu. Orada dikilerek Tae'yi izlediğimi fark edince kendimi hareket etmeye zorladım. Biraz daha orada kalıp transa geçmiş bir şekilde çocuğu izlemeye devam etseydim herkes onu sevdiğimi anlayacaktı. Bu istediğim son şeydi. Hatta ve hatta istemediğim tek şeydi.
Sıraya girip kendime de bir tane sandviç aldım. Normalde sandviç sevmem ama burada tadları gerçekten harika. Hakkını vermeliyim ki çok güzel yapıyorlar. Gözüme kestirdiğim yere doğru ilerledim. Tahmin etmesi zor olmamalı. Tabikide Tae'nin iki masa önüne oturmaya gidiyorum.
Masaya tam oturacağım sırada Tae kahvaltısını bitirmiş olacak ki ayağı kalktı ve üst kata çıktı.
"Sen ciddi misin? Aish!" Sinirlendiğimde sakinleşmek için yaptığım hareketi -tırnaklarımı avcuma batırırım- yaparak masaya oturdum. Ama kantine sırf Tae'yle birlikte kahvaltı yapabilmek için gelmiştim. Tae gittiğine göre burada kalmam için başka bir sebep kalmamıştı. Bir elimde sandviçim diğer elimde içeceğim ile sınıfa çıktım.
"Ya Hoseok!! Seni bulduğum yerde öl-" Bildiğin anırarak içeri girmiştim ki Hoseok'la konuşan onu gördüm. Tae'ye bakakaldım. O da doğal olarak ani sesin geldiği yere bakma ihtiyacı duyduğu için göz göze geldik. İlk defa bana böyle bakıyordu. Daha doğrusu bu ilk bakışıydı. Ve çok değişikti. Belki de daha önce hiç bakmadığı için bana değişik geliyordu. Bunun doğrusunu asla bilemem...
Kalbim göğüs kafesimi delip çıkacakmış gibi delicesine atıyor. Bunun hem utançtan hem de onu sevmemden kaynaklandığını tahmin edebiliyorum. Kıpırdayamıyorum bile ve hala bana bakmaya devam ediyor. Böyle yaparsa eğer kıpırdayabileceğimi de düşünmüyorum zaten. Birden bire Hoseok'un yanıma gelmesi ve beni kolunun altına alıp yanına çekmesi sayesinde hareketsizlikten kurtulmuştum. Ama daha kötü bir şey vardı!!! Taehyung sadece bir adım ötemde!! Ba-bayılabilirim...
Benim için dünya durmuştu sanki. Uzansam dokunabileceğim bir mesafede duruyordu. Uzansam dokunabilirdim... Ya da o uzansa bana dokunabilirdi. Ve şuan uzanıyordu. Ne? Uzanıyor muydu? Ha? Hafifçe silkelenip kendime gelmeye çalıştım. Sesleri işitmeyi başarmıştım. Anladığım kadarıyla Hoseok bizi tanıştırmıştı. Ve Tae tokalaşmak için elini uzatmıştı. TANRIM İNANAMIYORUM!!! Hoseok'a kesinlikle teşekkür edecektim. Hatta belki %90 WooEun'la olmasına yardım edebilirim. Evet evet bunu yapacağım. Ama başka bi zaman çünkü birazdan Tae'nin elini tutacağım. Tanrım..
"Oh... Merhaba HaNeul ben Taehyung. Tanıştığıma memnun oldum." Sırıtmaya başladı. İnanın ki ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Ne oluyordu? Tae neden sırıtıyor ve Hoseok bana yandan bakışlar atıyor? Aish kafayı yiyeceğim!
Konuşmalıyım değil mi artık? Çünkü yani galiba beni bekliyor. Ahh rezillik resmen rezillik...
"Me-merhaba. Bende ta-tanıştığıma memnun oldum."
Kekeledim...
Ben. Kekeledim.
Ben. Demin. Kekeledim.
Hadi beni uğraştırmayın ve şuracıkta alın canımı. Hak ettim. Gülümseyerek elimi bıraktı. Tutabilirdin ama neden bırakıyorsun ki? Ben gayet rahattım :( Hoseok'a döndü
"Ben gideyim artık Hope. Çıkışta bizim grupla buluşacağız. Seni de bekliyorum." Arkasını döndü ve sınıftan çıkmadan önce dönüp bana baktı. Tekrardan gözlerimiz buluştu. Dudağı hafif yukarıya kıvrıldı gibi ama hayal görmüş de olabilirim çünkü demin olanlar gerçekten oldu mu hatırlamıyorum bile. Dudağını dişleyerek beni baştan aşağı süzdü.
İşte. Şimdi. Ölebilirsin. HaNeul. Öl. HaNeul. Neden. Ölmüyorsun. HaNeul.?
"Bu arada Hobi... HaNeul'u de yanında getir." Göz kırptı sınıftan çıktı. Ben öylece kapıya bakıyordum. Resmen donmuştum. Kaskatı kesilmiştim.
"Demin ne oldu?" Zar zor oluşturduğum cümleyi Hoseok'un duyabileceği bir şekilde söyledim.
"Okul çıkışı senin de gelmeni istiyor."
Öhöm. Ben HaNeul demin Taehyung tarafından davet aldım. Ben? HaNeul?