9✨

897 64 53
                                    

Gönlüm isterdi medyaya bir maymun g*tü koymak jlcdanpıhcıpfeahecoapjefwıpjfewpıefwp ama olmaz. Tch tch tch tüm sürpriz bozulur o zaman...

Kendi kendime konuşurken kolumdan tutulup çekilmem ile sert bir bedene çarptım. Parfümünün kokusu ile kim olduğunu anlamam saniyelerimi aldı. O ise kulağıma eğilerek fısıldadı. Sıcak nefesinin boynuma çarpmasıyla düşmemek için koluna sıkıca tutunmam gerekmişti.

"Beni bırakıp nereye gidiyorsun?"

                  *******

Sessizce geçen saniyelerin ardından sorduğu soruya cevap vermemi istediği için sorusunu yeniledi.

"Sana beni bırakıp nereye gittiğini sordum."  Yakınlığı yüzünden mantıklı düşünemediğimin farkında olduğunu biliyordum. Bilerek yapıyordu. Amacı her neyse buna izin veremezdim. Boğazımı temizleyerek Tae'yi ittirdim ve yüzüne bakarak konuştum. Yani... sadece konuşmaya çalıştım.

"Siz de o ç-çantaların içinde ne olduğunu söylemediniz!!" Kahkaha atarak geriye doğru iki adım atarak aramızı açtı. Ne yapacağını merak ettiğim için sakince onu izliyordum. Sırtındaki çantayı aldı. Fermuarını hızlıca ve sertçe açtı. Şaşkınlıkla yaptığı şeye bakarken konuştum.

"Hey hey ne yapıyorsun??" Beni takmadı ve çantayı ters çevirerek sallamaya başladı. Fermuarın açık olması nedeniyle içindekiler yere dökülmeye başladı. Eee ama bunlar uyuşturucu değildi ki!! Ne yani çantanın içinde madde yok muydu? E boşuna korkmuşum o zaman. Çünkü yerde dağınık bir şekilde duran şeyler sprey boyadan başka bir şey değildi. Aish chincha!! Beynim yanmıştı.

"Maddeyle, uyuşturucuyla veya seni satmakla ilgimiz alakamız yok. Gördüğün gibi..." eğilerek yerdeki sprey boyayı eline aldı. "... bunlar sprey boya. Ve duvarları,yerleri, trenleri veya boş bulduğumuz her yeri boyayacağız. Yani eğlenceli olacak. Bu arada polis konusuna gelirsek... eğer yakalanırsak karakola gideriz ve ailen gelip seni alana kadar orada göz altında kalırsın, kalırız. Bunu ister misin?" Tam cevap verecektim ki sorduğu soruya kendisi cevap verdi.

"Hayır. İstemezsin. Sen bu gün benim kontrolüm ve sorumluluğum altındasın." Elindeki sprey boyayı yavaşça kucağıma doğru attı. Bunu rezil olmadan yakalayabilmiştim. "Bu yüzden sakın yanımdan ayrılma!"

Bir şey dememi beklemeden eğilerek yerdeki sprey boyaları hızlı ve seri bir biçimde sırt çantasının içine tıkmaya başladı. Ben de sessizce ve şaşkınca elimdekine bakıyordum. Çantanın içinden sprey boya çıkacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. İşi biten Tae ayağa kalktı ve yanıma adımladı. Önüme geçip çantayı bana doğru uzattı. Anlamamış bir biçimde gözlerine bakınca gülerek konuştu.

"Elindekini diyorum koysana." Haa. Gülerek elimdeki sprey boyayı çantaya koydum. Bunu yapmamdan sonra fermuarını kapattı ve çantayı eski yerine, omzuna, geri yolladı. Göz kırptı ve Namjoon'un yanına gitti. Ben de grubun yanına adımladım.

"Oooo bakıyorum da Tae seni kolayca ikna etmiş olmalı." İmayla konuşan Jimin'e baktım. Daha sonra gözlerimi devirerek önüme döndüm. Hoseok'un yanına doğru yanaştım.

"Okuldan sonra böyle şeyler yaptığını hiç düşünmemiştim." Gülümsediğini biliyordum. Bunu anlamak için görmeme gerek yoktu. O her an, her saniye gülümseyebilme potansiyeline sahip umut dolu bir çocuktu. Aramızda konuşmaya başlamıştık.

Namjoon telefonunun çalması ile bizim aksimize konuşmak yerine yapacağımız şey için hazırlanan grubun yanından uzaklaştı ve telefonla konuşmaya başladı. Bir iki dakika sonra yanımıza geldiğinde yüzündeki ifade değişikti.

VALIENTE💫 || kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin