Bölüm 4

4.4K 153 4
                                    

Olayın üzerinden 3 gün geçmesine rağmen, gözlerimden yaş dinmiyordu. Olanları kafam algılamak istemiyordu. Serhatı affedemiyordum, ve beslediğim tek duygu nefretti ona karşı.

3 gündür annem ve babam benimle konuşmak istediklerinin farkındaydım, ama onların yüzüne bakamıyordum. Mahçup olduğumdan değil, onlara evlenmek istemediğimi söylemekten korkuyordum. İsyan etmekten korkuyordum.

Babam bana hiç bir şekilde yardım edemezdi, o fırıncıda çalışan bir işçiydi. Benim için mardının ağalarını karşısına alamazdı, öyle bir gücü yoktu, zaten bunu ondan istemek bencillik olurdu. Annemin çalıştığı yer de Demirellerin konağı, bizim ekmek teknemizdi, artık onuda kaybetmiş sayılırdık.

Akşamları artık annemin ninileriyle uyuyamıyordum, onun ağlayış sesiylen uyuyordum. Babamın durumu annemin durumundan daha vahimdi, insan içine çıkmıyordu, kafası yere doğru eğikdi. Annemin ve babamın bu hayat isyan etmedikleri neden tek namusları ve gururlarıydı, o iki şeyi Serhat almıştı bizim ailemizden.

Kahkalar eksik olmayan evimizden ses duyulmaz olmuştu, kimsenin birbirinin yüzünü görmeye tahamülü yoktu.

Sınırlı bir şekilde yatağımdan çıkıp serhatin odasına doğru yol almıştım. Bütün sınırımı ona kusasım vardı. Benim çektiğim acının onunda çekmesini istiyordum.

Kapıyı sert bir şekilde açıp, yorganı serhatin üzerinden çekmiştim.

Sen daha nasıl uyuyabiliyorsun, hiç bir utanmanmı yok senin?

O yorganı geri ver bana Duru,

Vermezsem ne olacak, banadamı zorla sahip olacaksın.

Ne olduğunu anlamadan çenemde büyük bir baskı hissetmiştim. Serhatin benim kafamı sert bir şekilde duvara vurmasıyla gözyaşlarım yine akmaya başlamıştı.

Kapat o sıkık çeneni, yoksa seni öldürürüm kızım anladınmı, kime artışlık taslıyorsun sen.

Ağlamaklı sesimle konuşmaya devam etmiştim, içimdeki sesi dinlemiyecektim. Benim nasıl canım yaniyorsa onunkide yanacakti.

Dicleye zorla sahip olunca seni seveceğinimi düşündün ha?, söylesene sen bu kadarmı acizsin. Senden nefret edecek abi, seni gördüğü her an dıskınecek senden. Ben bile senden iğreniyorum, seninin gibi abi olmaz olsun.

Serhat kolunu kaldırıp beni dövmek için kendini hazırlıyordu, gözümü kapatip bekliyordum.

Ne oluyor burda, insanlara rezil olmadığımız yetmedimi.

Babamın sesini duymamla, serhatı yiteleyip babamın arkasına saklanmıştım.

Baba, Kızına birşey şöyle sınırımı bozmasın

Bana baba deme, ben seni böylemi yetiştirdim serhat, sana böylemi öğrettim. Niye bize gelipte danışmadın. Dicleyi seviyordunda niye söylemedin birisine, niye kendi kafana göre işler yaptın. Söylesene böyle dahami iyi oldu.

Bana çare bıraktınizmi baba?Sen sanki bilmiyormuş gibi davranma, bizim ailemize Dicleyi verirlermiydi, söylesene baba, dicleyi bana verirlermiydi.

Çok sevdim baba, anla işte çok sevdim.

Babamın serhata sarılmasıyla odayı terk etmiştim, ailelerimiz ne kadar inkar ederse etsin, herzaman bir anneyle babanın daha çok sevdiği bir çocuğu vardır. Babam ne kadar çok beni sevdiğini söylese bile, serhatin yeri onda bambaşkaydı. Artık gözyaşlarım durmuyordu, niye hiç kimse beni düşünmüyordu. Niye hiç kimse bana acımıyordu. Bu hikayede masum olan ben değilmiydim yoksa?

Demirel konağı

Haşmet ağa bu iş tatlıya bağlandığı için mutluydu, biricik kızını töreye kurban etmesine gerek yoktü. Oğlu Alpaslanı karşısına aldığını bilerek Kanan ailesinin kızını kuma olarak getirecekti Demirel ailesine.

Haşmet ağa konağa adımını atmadan hanımı Zeliha hanım kapının önünde bekliyordu.

Ağam, kızım hakkında haber ver bana

Zeliha hanım kahrolmuştu, kızı kaçırıldığını duyunca. Korkuyla Haşmet beyin cevabını bekliyordu. Zeliha hanımın kalbi dayanamazdı olumsuz bir cevaba.

Ağam, söylesene, kızımızın nerde olduğuna

10 dakika sonra getirirler kızını

Kadının kalbi pir pir atıyordu, kızına kıymamışlardı. Zeliha hanım kızını doya doya sevecekti gelinçe, Zeliha hanım kocasının yüzünü görmesiyle birşeylerin ters gittiğini anlıya biliyordu. Kocasının arkasından koşarak oturma odasına gitmişti.

Bey, bana söylemediğin birşeymi vardır?

Haşmet bey, nasıl söyliyeceğini bilemedi, hanımıyla uzun bir vakittir konuşuyorlardı kuma konusunun hakkında. Haşmet bey biliyordu karısının gözü toprak ailesinin kızı zeycanda olduğunu. Nasıl söylerdi, eve gelen hizmetçinin kızını kuma olarak oğluna getireceğini.

Kanan ailesinin kızı Duru kuma olarak gelecektir bu aileye.

Bey sen nedediğin farkındamısın. Benim oğlumu bir hizmetçi parçasının kızınami layık görürsün. O kız bu eve ben temizlikçi olarak alırım.

ZELİHA, ne zamandan berli ana oğul benim kararlarıma saygı duymaz oldunuz. Elimden başka birşey gelmez, kızımız için yaptım, töreye kurban gitmesin diye.

Zeliha hanım haşmet beyin ayağına çökerek yalvarmaya başlamıştı.

Bey sen anlı sahlı bir ağasındır, senin sözün burda geçer. ogluma o kızı kuma olarak almayi razı gelmem. Birşeyler yap.

Büyük bir gürültüylen kapı açıldı, bu Alpaslandan başka biri olamazdı. Sınırlı bir şekilde oturma odasına yürüyerek babasının karşısına geçmişti.

Seni asla affetmeyeceğim haşmet ağa, sen beni kendine düşman ilan ettin, benim sözümü orda hiçe saydın.

Haşmet ağa yangına körükle gitmemek için suşdü. Oğlunu dahada sinirlendirmek istemiyordu.

Zeliha hanıma burda iş düşüyordu, ama oda aynı oğlu gibi sınırlıydı, güzeller güzeli zeycanı gelin olarak istiyordu uzun bir zamandır.

Herkes o kadar sesli konuşuyorduki kapının önündeki Rojdayı hiç kimse fark etmemişti. Onun içi kan kusuyordu, canı yanıyordu. Tam yeni yeni kocasi ona guvenirkene, Onun üzerine kuma gelecekti.

Haşmet ağa hiç kimsenin konuşmiyacağını görmesiyle, ipleri kendi eline alacaktı.

Hanım sen düğün hazırlıklarını başla, 3 gün sonar konağımızda düğün verilecektir.

Alpaslan babasının sarf ettiği kelimeleri duymasıyla, beynine kan fışkırmıştı. Sınırlı bir şekilde babasına karşı gelecekti.

Benim bir karım var zaten, ben karımı seviyorum. Düğün felan yapılmıyacaktır. Gelinin gelmesine o kadar çok istekliysen Haşmet ağa, kendin getirirsin.

KumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin