11 Ocak 2001 (Manolya'nın 3 Gölge'nin 5 yaşında olduğu zamanlar)
Manolya "kulahklığ kaydagn adağm"
Bu soğuk havada kardan adam yapmamıza ailemiz izin vermişti. Gölge ve ben İstanbul sokaklarındaydık. Karlar her yerdeydi. Hava biraz soğuktu. Üşüyordum ama kardan adam yapacaktım. Seda anne ve kendi annemden izin almak için çok uğraşmıştık. Gölge'yle birbirimize bakıp çığlıklar atarak karların üzerine koştuk. Karların üzerinde koşarak ilerlemeye başladık. Ayağım takılıp yere düşünce çok acımadı. Zaten bir şey olmazdı. Ayağa kalkıp yine koşmaya başladım. Gölge ben düştüğüm için benden öndeydi. Önümüzde boş bir alan vardı. Gölge'ye bağırarak "Bahk Göyge bahk! Şuaya biy kaydan adam yapaliiiyyym! Hadiy, hadiy, hadiy! " dedim zıplayarak. "Eveett! " Hızla gördüğüm alana doğru koşuşturmaya başladık. Çok eğlenceliydi.
Keşke abim de olsaydı. O da ben de soğuk günler de çabuk hastalanırdık. O çok erken hasta olmuştu. Üzülsem de kardan adam yapıp bir de onun için küçük bir tane yapacaktım. Alana geldiğimizde Gölge elinde ki kardan adamı yapmak için gerekli malzemelerin olduğu bez olan torbayı yere attı. Hemen elimde bir kar topu yapmaya başladım. Bir top büyüklüğüne gelince yere koydum ve yerde döndürmeye başladım. O büyük kısmı yapacaktı ben de üst kısmı. Benim işim daha kolaydı. Ben üst tarafını bitirince Gölge'ye baktım. Hala yuvarlıyordu. Büyük kar topunu itmeye çalışıyordu ama bir türlü gitmiyordu.
Ona yardım etmek için koştum. Sırtını kardan adama dayamıştı ve yeri iterek kardan topu itmeye çalışıyordu. Ben de yardım etmek için itmeye başladım. Çok uğraşıyorduk. Ama olmuyordu. Kendimi biraz daha itmeye başladım. Ama kar gitmek yerine, yer çökmüştü. Ne yani... Bu iş yeri delebilir miydi?! Yapmamalıydık. Gölge'nin omzuna dokunup "Göyge Göyge! Yey deyindiyy. Bayşka biy yoy deniyeyliym. Ününe bayksana beyki biy şiey vardiy. " dedim. "Doğruu! Tabii ya! " dedi. Derken tükürükleri yüzüme gelmişti. Uğur böcüklü eldivenlerimle gözümün üzerindekini sildim. Uğur böcüklerini çok severdim. Annem benim için almıştı. Geri gelirken bana "Evet. Taş varmış. " dedi. "Tabiiyyy yaa! Seyn biymeyzdiyn diymi. " dedim bir şeyi bilmenin gururuyla. Cevap vermeyince döndürmeye devam ettik.
Artık yeterince büyük bir kar topumuz vardı. Ve sırada zor işlerden biri vardı. Benim yaptığım kar topunu diğerinin üzerine koyacaktık. Gölge kartopunun yanına gidince ben de gittim. Kar topunun altından tuttuk. Bu ağır topu taşımak çok zordu. Yavaş yavaş diğer topun üzerine koyduk. Bu zor iş bitince "Bittiiiiyyyy! " dedim.
Ben yerde ki torbayı almaya giderken o da kardan bir şeyler yapmaya başladı. Ben ona aldırmayıp üzerine yağan kardan nasibini almış torbayı silktim. Kardan adamın yanına gidip havuçtan burnunu taktım. Abimin iki mavi bilyesini ondan aldığım ve şimdi kardan adamın gözleri olacak meşeleri burnun üzerine iki yana yerleştirdim. Evde açık pembe ipten ördüğüm ağzıda yerine yerleştirdim. Yine torbayı karıştırıp içinden bir sürü düğme çıkarttım. Bu yüksek ihtimalle annemin bana çok kızacağı abimin eski ceketinden aldığım düğmelerdendi. Bunları yerlerine yerleştirdim. Ve kardan adamım bitmişti.
Gölge ben işimi bitirdikten sonra geldi. Elinde ki iki kardan şeyi kardan adamın kafasının üzerinde ki yere yerleştirmeye başladı. "Yaaa! Niğe kuyahk tahktığn ona! Men kuhlahksığz istiğyoyum. Mana ne mana ne! " dedim. Bana "Ama böyle de çok güzel oldu. " dedi. "Yaa!" deyip kollarımı birbirine bağlayıp bacaklarımı serbest bırakıp yere oturdum. Üşümüştüm ama kızgındım. Benim yaptığım kardan adam daha güzeldi. Uzun süre burada kalacağımı düşünüp abime hazılayacağım kardan adamı yapmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
RomanceBelki de bu hayatta gül gibi sevmek lazım değildi insana... Sevdikçe dikenlerinin batması iyi değildi. Sevdikçe acı vermek de öyle, peki ya sarmaşık gibi bir nasıl olurdu. Yüzsüzlük gibi görünse de asıl adı aşk olurdu. Sıkı sıkı sarardı seni. Ne bır...