ALLAH İÇİN SEVİYORUM SENİ

..HELALİM O MU?..

(Resimdeki kişi Poyraz)

Merve ile ikindi namazımızı vakit kaybetmeden ders çıkışında mescitte kılmış ; eve gitmek üzere yola çıkmıştık. Yine herzaman olduğu gibi yol boyunca sohbet ettik. Aklıma bugünkü olay gelince Merve'ye dönerek:
-"Teşekkürümüzü ayraçlara yazarak iletmemiz kabalık olmamıştır inşallah .. Hala doğru yapıp yapmadığımız konusunda süpheliyim." dedim.
Merve eliyle omzuma hafifçe dokundu ve:
-"Bunları düşünme artık kardeşim.. Biz doğru olanı yaptık. Başka türlü nasıl teşekkür edebilecektik ki..." dedi.
-Haklısın.. Mümkün olduğu kadar erkeklerle mesafemize dikkat etmeliyiz. Zinanın küçüğü büyüğü olmaz. Rabbim bizi böyle bir günah ile sınamasın." deyince Merve içten bir nefes alarak "Âmin" dedi, bende "Âmin" dedim... Bu sırada semadaki ses ;akşam ezanını haber veriyordu...

* * *
Poyraz ve Sefa bugün otomobile binmekten vazgeçmiş ; eve yürüyerek gitmeye karar vermişlerdi. İkisi de ellerindeki ayraçlara bakarak gülümsüyorlardı. Uzun bir sessizlikten sonra Sefa:
-Ya kaldı mı bu devirde böyle şeyler.. Gelip yüzümüze niye söylemediler acaba merak ediyorum . Gülmemek elde değil ." dedi..
Poyraz ciddi bir ifadeyle :
-Bence hiç gülünç bir durum değil. Ayrıca muhattap olmak istemezdim; iyiki karşımıza çıkmadılar. Bilirsin benim öyle kızlarla uzaktan yakından alakam olamaz. Bugünkü celtinmenliğim yanımızdaki iki kız içindi. Onlara bizim kibar birer beyfendi olduğumuzu göstermek içindi yaptığım ;hepsi bu kadar.. Artık bu konuyu açmaktan vazgeç !" dedi. Sefa bu sözleri duyunca arkadaşının değişmediğini bir kez daha anlamıştı. Ama işin aslını bilmiyordu. Poyraz'ın söyledikleri içinden geçenler ile çelişiyordu. Söylediklerinin aksine o kızın bu asil davranışına hayran kalmıştı. Yüzünü tam anlamıyla görememişti ; belki de çok çirkindi diye başı önünde geziyordu. Ama bunlar umrunda değildi. Çevresinde hep açık giyinen kızlar vardı ; onun için deli oluyorlardı .. Fakat bu kız yüzüne bile bakmamıştı. Oysa derste istemeyerek hep onun yüzüne bakmaya çalışmıştı .. Sadece yandan görebilmiş; başörtüsü sebebiyle de inceleyememişti. Sefaya belli etmek istemiyordu; ama kız oldukça ilgisini çekmişti. Daha ismini bile bilmiyordu ;ama öğrenmek için can atıyordu. Yarın okula gidecek ve yüzüne bakacaktı. Bunları düşünürken fazla dayanamayarak uykuya daldı.. Sefa da üzerine battaniye örttü.. Poyraz ilk defa bu kadar erken saatte uyuyordu...

* * *
Gökyüzü yıldızlarla doluydu. Pencerenin karşısına geçmiş ;yatsı ezanının okunmasını bekliyordum. Merve elinde iki fincan kahve ile geldi. Kahvelerimizi yudumlarken benim dalgın dalgın gökyüzüne baktığımı görünce:
-Seni ilk defa bu kadar düşünceli görüyorum kardeşim , ne düşünüyorsun?"dedi. Bende kahvemden bir yudum aldıktan sonra :
-İçimde nedenini bilmediğim bir sıkıntı var. Bugünkü genç ; bize yerini veren kişi... Ders boyunca beni inceledi. Yüzümü saklamaya çalıştım . İstemeyerek ben de ona baktım zina olup olmadığını düşünüyordum." dedim.
Merve tebessümle:
-"Hiç olur mu öyle şey ! Sen isteyerek bakmamışsın ki.. Böyle şeyler düşünme." dedi.
Aslında düşündüğüm başka bir konu daha vardı ; fakat Merve'ye bunu söyleyemezdim. İstemeyerek baktığım o yüz benim her gece rüyama gelen o gencin tıpa-tıp aynısıydı. Rüyamda elimdeki Kur-anı Kerim'i o gence veriyordum; o da bana "Helalim" diyordu. Yüzünü tam anlamıyla görmemiştim ; ama o saniyelik bakışta bile rüyamdaki kişiye benzetebilmiştim. Belki de bir anlık göz yanılmasıydı.. Ama yarın çaktırmadan o kişinin yüzüne bakmalı ve emin olmalıydım.. Yatsı namazımızı kıldıktan sonra hemen uyumak istedim .. Ve biliyordum yine rüyama o genç gelecekti ve yine bana "helalim" diyecekti.. Bu düşünceler eşliğinde salavat çekerek uykuya daldım...

***

(Medya: Sefa)

Sefa sabah erkenden kalkmış ;kahvaltıyı hazırlamıştı. Ders saat ondaydı ; böylece rahatlıkla kahvaltı yapabilirlerdi. Poyraz uykuya aşırı düşkün birisi olduğundan onu uyandırmak zorunda kalıyordu.Belki de bıraksa öğleye kadar uyuyacaktı. Geleneği bozmak istemeyen Sefa; yine herzamanki gibi arkadaşını uyandırmak için odaya geldi. Ama hiç alışık olmadığı bir manzara ile karşılaşmıştı. Poyraz ilk defa erken uyanmış; yatağını bile toplamıştı. Aynanın karşısına geçmiş; kıyafet denemeleri yapıyordu. Gözlerine inanamayan Sefa:
-"Bir yaşıma daha girdim.. Rüyamı görüyorum;yoksa gerçekten karşımda mısın dostum?" dedi.
Poyraz hiç istifini bozmadan:
-"Hep beni kaldırmaktan şikayet etmiyor muydun? Bunlara takılma sen dostum; hadi kahvaltımızı yapıp bir an önce okula gidelim." dedi elini Sefa'nın omuzuna atarak...

* * *
Sabah namazımızı kılmıştık. Merve yine geleneği bozmamış ; kahvaltıyı hazırlamıştı. Bende herzamanki gibi evi toparlamıştım. Ama düşüncelerimi toparlayamıyordum. Çünkü düzenli olarak gördüğüm o rüyayı ilk defa görmemiştim. Oysa o rüyayı görmeye ihtiyacım vardı. Çünkü tahminimden emin olmanın tek yoluydu bu. Merve'nin mutfaktan seslenmesiyle irkildim.
-"Kahvaltıya gelmek için davetiye mi bekliyorsun?" dedi.
Hafif bir tebessümle :
-"Tamam hemen geliyorum kardeşim." dedim.
Kahvaltı esnasında Merve'ye bu rüya meselesinden bahsetmek istedim. Bugüne dek Merve'den hiçbirşeyimi saklamamıştım. Bunu bilmek onun en büyük hakkıydı:
-"Merve,hani ben sana her gece gördüğüm bir rüyadan bahsetmiştim hatırlıyor musun?."
-"Eeee, ne oldu? Sahi hala o rüyayı görüyor musun ? dedi merakla. Dikkatini bana yoğunlaştırmıştı.
Derin bir nefes alarak :
-"Dün gece o rüyayı ilk defa görmedim." dedim...
Merve merakla dinliyordu :
-"Bunda şaşılacak ne var ki ? Rüya işte.. Ne oldu ,lafı dolandırmadan söyler misin ? Bugün görmedin diye bu kadar şaşırmış olamazsın. Evet , seni dinliyorum.." dedi.
O da işin içinde başka birşey olduğunu hissetmişti.
-"Hani dün bize yerini veren kişi .. Rüyamda gördüğüm gencin tıpa-tıp aynısıydı.. Yüzünü pek göremedim; ama dün istemeyerek de olsa baktığımda rüyam gözümün önüne geldi. Akşam sana söylemedim;özür dilerim. Sadece emin olmak için o rüyayı görmek istiyordum. Ama ilk defa görmedim. Bu yüzden bu kadar kafama takıyorum bu konuyu." dedim. Merve çok şaşırmıştı. Çünkü eğer rüyadaki kişi o kişiyse Yağmur'un helali Poyraz olabilirdi. Merve sakin bir şekilde:
-"Gerçekten çok ilginç bir durum .. Beni dikkatlice dinle; bence bu rüyayı her gün gördüren rabbimin bir bildiği var.. Eğer hislerimde yanılmıyorsam ; senin kaderin o kişiyle yazılı olabilir. Dilerim o kişi senin imtihanın olmasın..." dedi.
Merve'nin hisleri çok kuvvetliydi. Beni ne zaman uyarsa dedikleri hep gerçekleşmişti. Dediği şey olabilir miydi? Gerçekten o kişi benim kaderim olabilir miydi? Ya imtihanımsa? Bunları düşünmek istemiyordum. Merve'nin gözlerinin içine bakarak:
"Hakkımızdan hayırlısı..." dedim. Kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlandık ve fakülteye gitmek üzere yola çıktık...

* * *
Poyraz elindeki ayraça bakıyordu. Üzerindeki yazıyı defalarca okuyor; sonra da tebessüm ediyordu. Sefa da birşey söylemeden elini çenesinin altına koymuş arkadaşını izliyordu. O da ayracı çıkardı ; ve elinde döndürmeye başladı. Bu sırada sınıfa ilk gün yanlarına oturan kızlar geldi. Fakat Poyraz o kadar dalmıştı ki kızları görmemişti bile. İçlerinden en çekici olanı Poyraz'a doğru yürüdü. Poyraz'ın elindeki ayracı çekerek :
-" Bakalım burda ne yazıyor? Beni farkedememenin sebebi bu muydu ? dedi..
Poyraz hem şaşırmış ; hem de çok sinirlenmişti. Ayracı elinden hızla çekerek:
-" İzin almadan yapılan herşeyden nefret ederim. Bir daha böyle şeyler yapmanı istemiyorum Tuğçe!" dedi. Tuğçe bu duruma bozulmuştu. Oysa dün ne kadar da güzel sohbet etmişlerdi. Poyraz'dan hoşlanıyordu. Sınıfın en güzel kızı oydu; nihayetinde en yakışıklı erkekle çıkması gerektiğini düşünüyordu. Ne olursa olsun Poyraz'ı elde edecekti. Vazgeçmeye hiç niyeti yoktu :
-"Peki, özür dilerim. Bir daha olmayacak canım." dedi ve Poyraz'ın yanına oturdu. Arkadaşı Aslı da Sefa'nın yanına geçti. Poyraz dün hoşuna giden bu kıza bugün zerre kadar ilgi duymuyordu. Gözü kapıdaydı ; dünkü kızı bekliyordu. Onu büyük bir arzu ile görmek istiyordu...

(BÖLÜM SONU  😊 Umarım zevkle okuyorsunuzdur.  Acaba Yağmur Poyraz'ın duygularına cevap verecek mi? Y.b  gecikmeyecek merak etmeyin . Keyifli okumalar 😘😊)