öncelikle yazarınız beşinci kitaptaki malec ayrılığını okuyup psikolojisini bozdu bu bölümü onun etkisi ile yazıyor,sadece söyleyeyim dedim.
____
Ev şimdi sana çok daha uzak görünüyordu. Kapıda Isabelle ve senin küçükken yaptığınız süsler vardı. O zamanlar Jace ortada yoktu. Bazen hayatın onsuz daha mı iyi yoksa kötü mü diye düşünüyordun. Beynin daha iyi diyordu. Kalbin ise daha merhametliydi. Haksızlık etme Alec, iyi günleriniz de oldu.
Kapıyı çalarken sanki yabancı bir evin kapısını çalıyor gibiydin. Küçükken cadılar bayramında birilerinin kapısını çalarken de böyle hissederdin çünkü kabul edilip edilmeyeceğini bilmiyordun.
Kapı aralandı, Isabelle eşikte durmuş sana bakıyordu.
''Izzy, konuşa-'' Belki de bir haftadır ilk defa kendini yeniden bir yere ait hissediyordun. Kız kardeşinin kokusunu içine çektin, gözyaşlarını hissedebiliyordun. Durdurmadın. Isabelle çok az ağlardı ama ağlarken onu durdurmaya çalıştığında karşılığını alırdın.
''En azından bana nerede olduğunu söyleyebilirdin değil mi? Magnus'u zaten biliyordum ama Alec ne kadar endişelendik biliyor musun? Jace çılgına dönmüş gidiydi!''
İşte yine gerilmiştin. Seni umursamasını istemiyordun,seni tanımaması istiyordun.
''Pardon, aptalcaydı. Annem evde mi?''
Gülümsedi ve eliyle içeriyi işaret edince ayakkabılarını çıkarmadan eve girdin, herşey aynı gözüküyordu. ''Annem sen gittikten sonra birkaç kez ne kadar üzgün olduğunu söyledi. Sanırım seni olduğun gibi kabul edecek ama Magnus için aynı şey geçerli mi bilmiyorum.''
'' Annemi tanırsın Izzy, Magnus yokmuş gibi davrancaktır.'' Kız bıkkın bir biçimde başını salladı.
//
Yeniden ailenin masasında olmak güzel bir duyguydu. Baban çatalı bir silah tutuyormuş gibi tutuyordu ve annen şarap içtiği minik bardığı o kadar sıkıyordu ki her çatlayabilirdi.
Öksürdün.
''Yani şimdi hiçbirşey olmamış gibi mi yapacağız çünkü ben Magnus'la kalsam fena olmaz diye düşünüyordum.''
Annen bardağı düşürünce Isabelle tuttu ama Jace'in de annenden farkı yok gibi gözüküyordu.
''Alec, eşcinsel olmandan nefret etsem de bununla yaşayabiliriz ama Magnus? Tam olarak işi ne onu bile bilmiyoruz? Nerede tanıştınız? Bir gay klübünde stiprizci falan mıydı?''
''Aslında,'' dedin. ''klüpteki tüm stiprizciler onu tanısa da hayır değil.'' Isabelle gülümsemesini bastırmak için elini kullanıyordu. ''Anladığım kadarıyla aileden gelen bir zenginlik. Ve tanıştık çünkü sanırım uzun zamandır benden hoşlanıyormuş.''
Annen yine hafifçe öksürdü ve baban elindeki çatalı bıraktı. ''Ve onunla mı yaşamak istiyorsun?''
Sesinin sakin tutmak için elinden geleni yapıyordun. ''En azından bir süre,yani bilemiyorum, buradan temelli taşınmayı düşünmüyorum. En azından birkaç ay.''
Jace başını kaldırıp sana baktı. ''Onu doğru düzgün tanımıyorsun bile Alec.'' Ses tonundaki yalvarışı hissettin. Kim oluyordu da sen yada duyguların hakkında konuşuyordu. Buna hakkı yoktu.
''Bence,'' dedin. ''Bu konuda konuşacak en son kişi sensin Jace,kardeşim.''
Sana baktığında yüzünde daha önce hiç görmediğin bir ifadeyi gördün. Sana daha önce hiç öyle bakmamıştı. Sana emretmiyordu, senden istemiyordu. Yalvarıyordu.
''Bak,'' dedi. ''bu işin sonu kötü olacak,yapma.''
Gülümsedin. ''Kötü olursa 'ben demiştim' dersin.''
//
Elinde minik bir koli ile apartmanın eşiğine girmiş zile basıyordun. Birkaç saniye sonra artık tanıdığın ses duyuldu ve kapı açıldı. Magnus en üst katta oturuyordu. Ayaklarının sesi merdivende yargılanıyordu.
Kapı açıktı ve Magnus salondaki bir şey ortada kaldırıyordu. Minik bir sehpa.
''Onu seviyorum aslında.'' dedin. Düşünceli gözlerini sana dikti.
''Gerçekten mi bence çok çirkin.'' sonra güldü. ''Zaten moda konusunda çirkin şeyleri beğendiğini ikimiz de biliyoruz.''
Güldün. ''Sözünü geri al.''
''Zaten üzerinde güzel gözüküyor,ne giyersen giy.''
Yanına yaklaştın ve biraz eğilip onu öptün. Kısa bir öpüşme.
''Biliyorum.''
''Eğer onlar kıyafetlerinse'' dedi koliyi işaret ederek. ''Lütfen direk çöpe götür. Evimde çöp görmeyi sevmem.'' Güldün. ''Ama eğer şahsi eşyaların ise,neyi ima ettiğimi anlamış olmanı umuyorum.''
''Anladım,'' dedin kahkaha atarken. ''Odaya bırakabilirsin.''
''Misafir odaları mı?''
Durdu. ''Misafir odası mı?Alexander şaçmalama. Yatak odamdan bahsediyorum.''
Güldün ve koridordan odaya geçtin. Son seferinde biraz meşgüldünüz o yüzden odanın ne kadar dağınık olduğunu fark etmemiştin. Koliyi ortada bir yere bırakıp dağınık yatağa oturdun.
Odanın her tarafında asla giymeyeceğin kadar renkli kıyafetler,aksesuarlar,simler ve daha bir sürü kıyafet-kozmatik ürünü vardı. Birkaç çekmeceden iç çamaşırları sakrıyordu. Bir tarafda boş bir şampaya bardağı vardı. Küllük ve sigaralar. Sigara içiyor muydu ki? Halı aşırı kirlenmişti. Kafasını uzatıp sana baktı ve gülümsedi. ''Ah, haklısın çok dağınıklar sevgilim. Normalde düzenli biriyim.''
Sevgilim.
Kedi gözleri kadar aptal bir kullanıcı adı ile hayatına girmişti ve herşeyi daha iyi bir hale getirmişti.
______
>>>Bu zamana kadar destekleyen ve okuyan herkese çok ama çok teşekkür ederim. Bazen sıkılmanıza neden olduysam çok üzgünüm. Ayrıca yeteri kadar iyi yazamadığımı düşündüyseniz tekrar özür dilerim. İlk kitap 11bin okunma aldı ve bu da 5bin'i aştı sayılır ve bunlar benim için gerkçekten çok büyük rakamlar. Bu zamana kadar okuduğunuz için tekrar teşekkürler.
>>Bu arada gerçekten üzerinde uğraştığım Whore diye bir Sizzy hikayesi var, bakarsanız çok mutlu olurum.
>>>>>>Hepinizi çok seviyorum.
>>>>>>>>>>>Bethy//Patates
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss // malec [CAT EYES 2]
Fanfic''Alec orada öylece durmuş çevresindekilerin kalbini kırıyordu.'' 20.08.2016