ve belki bir çiçek
bizim için yeniden
açar, ha?
baharı bekleme sevgilim
biz yağmurluyuz
kir üstünde yürümeyi sen öğrettin
şimdilerde tekrarladığım tek şey
çamurda yürümek
bak nasıl da batmıyorum
sanma sakın göklerdeyim
ben çırpınıyorum
ah güzeller güzeli
nasıl da gözlerinin içi
tarar beni
bakma öyle
kafamı gömdürme şu dumana
biliyorsun nasıl da yıkılmışım
dinlediğimiz şarkıyı dahi
çıkaramıyorum içimden
hadi ordan
sen sevmedin beni
güldün bana
ama içten değil
pek sev-iştik
biz sadece sev-iştik!
belki biraz işittik
sen çoktan gittin
çamurlu evden
pekala baksana dibine
nasıl da batmışsın çamura
bir de bana derdin ya?
ben mislini ödedim
seni göklere çıkarmak için
sor yaratana!
nasıl da uğraştık senin için
karanlık sahil sokağında
yan bakışların
beni devirdiyse yahut
bu gece ağlayışlarım
pencere önünde biriken damlalardan değil
attığın tokatlardan
yahut?
dünyalık değil bunlar
içsel hiç değil
ben seni taşıyacağım mahşer gününe
belki orada da vurursun beni, ha?
sor kendine
korkma, dön sağına
tam karşında ayna
bekle bunun için
dönmem gerek sokağımıza
şimdi sor kendine
nasıl çıkacaksın yaratanın karşısına?
bana dediklerini unutbunların yeri yok orada.