1

146 10 8
                                    

Bahar ben.17 yaşındayım.Annemle babamın isleri yüzünden yeni bir şehire taşınmıştık. Bir yandan seviniyor bir yandan da üzülüyordum. Eski arkadaslarımı çok özleyecektim. Onlarla olan maceralarımı,mutlu günlerimizi,okuldaki eşek sakalarımızı,hocayı lafa tutup dersi kaynatmalarımızı... Ama bir yandan da seviniyordum tabi.başka bir sehir,yeni okul,yeni arkadaşlıklar,yeni aşklar,yeni maceralar...şöyle bi düşününce heyecan veriyordu insana. Okulların başlamasına 1 hafta kalmıştı ama ben daha kayıt yaptırmamıştım. Daha dün taşındıgımız icin eşyalarımızı yerleştirmeyle uğraşıyorduk. Annemin komutuyla Babam ewin büyük eşyalarını yerleştiriyor ben ise odamı yerleştiriyordum.kendi odamı kendi kafama göre düzenleyecegim için yatagımı odanın tam ortasına koydurmuştum.canım nereye koymak isterse oraya yerlestirecektim yatagımı ve diğer eşyalarımı.odada 2 pencere vardı. Birisi yan komşunun ewine bakıyor digeri ise yoldan tarafa bakıyordu. Genelde pencerenin önünde olurdu yatağım. Gece uyku tutmadığında pencereden yıldızları seyrederdim.Yoldan taraftaki pencerenin önünde arabaların gürültüsünden uyuyamam diye düşünerek yatagımı diğer pencerenin önüne koymaya karar verdim. Hadi bakalım Bahar iş başına göster gücünü. Yatağımı yitmete başladım ama yatak eşek ölüsü gibi 1- 2 cm anca ilerletebilmişimdir. Arkamı dayayıp ayaklarımıda duvara verip yitmeye çalıştım yatağın ilerlemesiyle götüm üstüne oturmam bir oldu. Ahhh! En sevdigim yerim acıdı. Bir süre acıyla inledikten sonra ayağa kaltım ve yatağa 'sen görürsün yatak' bakışı attım.

Pencerenin oraya gitmesine az kalmıştı. Bu sefer yatağı yitmeyi ayaklarımı duvara verip ellerimlede yatağın başlığından yiterek denemiştim ve başardım. Başardım ama soluk götümden çıkmıştı. Dolabım agır olduğu icin babam benim komutumla yerine yerleştirmişti ve tabiki çalışma masamıda. Geriye bitek perdeler ve kyafetler kalmıştı. Kıyafetlerimi yerlestirme işini de tamamlamıştım ve yerleştirirkende giymeyi unuttugum kyafetler de cıktı ortaya.perdeler de babamın ellerinden öper. Ben işimi hallettikten sonra asağıya annemle babamın yanına indim. Onlarda işlerin çoğunu halletmiş yorgunluk kahvesi içiyorlardı.

"Vayyy. Demek bana çagırmadan yorgunluk kahvesi içiyorsunuz ha. Sizi gidi çifte kumrular siziiii." dedigimde ikiside güldüler. Annem kahvesini yudumlarken:

"Mutfakta sanada ayırdım kızım hadi al gelde beraber içelim" demisti. Direk mutfağa ilerleyip kahvemi aldıktan sonra bende onlara katıldım.

"Ee nezaman okula kayıt yaptırmaya gidecez?"diye sordugumda babam bana dönerek cevap verdi. "Yarın beraber gideriz prensesim." babama "peki babacım." dedikten sonra fincanları alıp mutfaga götürdüm.

Artık akşam olmuştu. Babam evin biranda bozulan çeşmesini tamir etmeye çalışıyordu ama malzemelerden eksik oldugu icin tamir etmede zorlanıyordu. Babam sivil polis ama tamir işlerinden felan anlar. Odamda takılırken babamın bana seslendiğini duydum ve yanına gittim.

"Efendim babacım"

"Yan komşudan takım çantası varsa istesene prensesim"

"Peki babacım" diyerek çıktım evden. Komşunun evine vardığımda zile bastım. İlk çalısta kimse açmadı ikinci kez çaldığımdada kimse açmamıştı 3. Kez şansımı denemiştim. Kapının açılmasıyla kendimden geçmiştim. Kapıyı fazlasıyla yakışıklı bir genç açmıştı ve bana sinirli sinirli bakıp

"Nevar?" demişti. Biranda afalladım. Bir kapı nevar diyerek açılmazdı. Bende sinirlenmiştim. Bukadar Yakışıklı olması ve karşımda kapıya dayanarak karizmatik durması sinir olmamı engellesede yine de sinir olmuştum.

"Ben varım görmüyo musun?" diye cewap wermistim. Beni sinir ettiği icin bnde kendini sinir edecektim. Kaşlarını çatarak bana baktı yakışıklı çocuk.

KOMŞU ÇOCUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin