"Peki sen şimdi evden kaçtıysan ne yapacaksın? Böyle bulduğun arabalara atlayıp, hayatını sıcak bir yer arayarak mı geçireceksin?" Derken cidden merak eder gibi görünüyordu, merakını gidermek için hemen atılarak" yoo ilk önce bir iş bulacağım sonra bir otelde kalırım, belkide bir ev tutarim ondan sonra para biriktirip başka bir şehire giderim ev alırım ve 50 tane kediyle yaşarım hem bundan sanane?" Derken heyecanla anlatıp sonuna doğru meraklı gözlerle neden merak ettiğini sorar gibi bakmıştım."bak istersen sana yardımcı olabilirim, benim kuzenim var, oteli var istersen onunla konuşup seni işe aldirabilirim ve ekstra para vermeden bir otel odası senin olur hem rahat edersin" işte hayatımın fırsatıydı bu hem işim olacak hemde parasız kalacak yerim olacaktı tabikide hemen kabul ederdim ama ben bu çocuğun adını bile bilmiyordum ona güvenemezdim o yüzden Hayır demek zorundayım " Hayır daha adını bile bilmiyorum ve sen benden sana güvenmemi istiyorsun ya bana yalan söylüyorsan?" Derken biraz Üzgündüm çünkü hayatımın fırsatını yakalamıştım ve ben Hayır diyordum. Off. "Adım yağız sana nasıl yalan söyleyeyim gittiğimizde iş için konuşmazsak geri dönersin elini kolunu bağlıcak halim yok ya" düşününce mantıklı geliyordu hem zaten tamam desem ne olurdu ki dediği gibi başka bişey olursa dönerdim bu fırsatı değerlendirmezsem işim çok zor olabilir. "Tamam kabul"
"e sen ismini söylemedin bana"
"Çiçek"
"Bende böcek"
"Gidelim artık"
Ahahahhaha gerizekalı çok komik gerçekten çok komik böcek ne ya bu çocuk şimdiden sinirlerimi bozmuştu bile, gittiğimiz yol çok işlek bir cadde değildi, çoğunlukla ara sokaklardan geçiyorduk gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu uykum ağır basmıştı.
" in bakalım böcek hanım" duyduğum sesle gözlerimi açtığımda bir çok ünlünün haberinin yapıldığı sürekli magazinlerde çıkan İzmir'in en ünlü 5 yıldızlı otelinin önünde duruyorduk gözlerim beni kandırıyor diye düşünüp daha dikkatli bakmak için hızla arabadan inip karşımdaki güzelliğe bakakaldım. Arabada kaç dakikadır uyudum bilmiyorum ama şuan bu karşımdaki bile rüya gibi geliyordu." Bu otelde çalışacağımı söyleme sakın bana."
"Beğenmedin mi?"
"Saçmalama nasıl beğenmem ama ben uyduruk bir otel sandım bu otelde çalışanların aylık bahşişi bile 5000 tl hala inanamıyorum"
"E hadi gel benimle o zaman da seni kuzenimle tanıştırayım böcek"
"Bana böcek demeyi keser misin hoşlanmıyorum."
"Tamam böcek"
Otelin önünde duran 4 takım elbiseli koruma vardı, içeri girerken hoşgeldiniz yağız bey dediler, yağız bey mi? Buranın sahibi olduğunu söylememişti, ne dönüyordu burada anlamamıştım ama soracağım soruları biriktirip uygun bir zamanda hepsini soracaktım. İçeri girince sağ tarafımızda yemekhaneye benzeyen bir bölüm sol tarafımızda görevlilerden oluşan bir masa vardı muhtemelen otele gelenleri kaydedip anahtarlarını veriyorlardır. Yemek bölümünde oturan şık elbiseli insanlar beni öldürmek ister gibi bakıyorlardı denize atladığım icin saçlarım birbirine yapışmış, pantolonum beyaz beyaz tuz lekesi olmuş ayakkabılarımın rengi solmuştu. Tam bir amele gibi duruyordum kendimden bu kadar utandığımı daha önce hiç hatırlamıyorum. Önümüzdeki merdivenleri geçip asansöre yaklaştık, 4 asansör vardı birisi resmen parıldıyordu, üzerinde "sadece özel kişiler" yazıyordu yağız onun çağır düğmesine bastı 12. Kattan geldi asansör içine bindiğimizde tekrar 12. Kata bastı şimdi zamanı diyip konuşmaya başladım. " hani burası kuzeninindi sana niye yağız bey diyorlar, bu asansör neden özel kişiler için, neden 12. Kata çıkıyoruz aşağıda yakasında müdür yazan birisini görmüştüm ben zaten yukarıda napıcaz?"
"Bak böcek yalan söylemedim burası kuzenimin zaten ama ikimiz ortağız her ikimizinde oteli oluyor bu durumda, sana arabada benim otelim demedim çünkü gururlu bir kıza benziyorsun gelmezsin diye düşündüm söylemedim o yüzden yağız bey diyorlar, bu asansör sadece kuzenim ve benim için yüz Tanıma kilidi var bizden başkası binemiyor çünkü bu asansörle çıkınca her katın özel bir alanı var bu asansör harici başka asansörle çıkılmaz merdivenlede çıkılmaz. Şimdi en güzel yer 12. Katta olduğu için oraya çıkıyoruz kuzenimde ordadır bu arada kuzenimin adı yekta aklında bulunsun, yakasında müdür yazan kişi garson alımlarına bakıyor o yüzden onunla konuşmadık" tam beni ne olarak işe alacaksınız diyecekken asansör durdu kapısı açılınca önümde çeşitli renklerden güllerle yol vardı yolu yürürken sağ taraftaki duvarda tablolar resimler, yapıştırmalar, kupalar vs. Vardı ve tam karşımda bütün duvarı kaplayacak şekilde "seni bulacağım" yazıyordu. Enteresan çok şaşırmıştım kim kayıptı ki kimi bulacaklardı. "Zevklerin çok ilginç "
"Bu yazılar, yapıştırmalar, kupalar, yerdeki güller hiçbirisi bana ait değil yekta yaptı hepsini." Bir insan neden böyle birşey yapar ki anlayamadım koridorun sonuna gelince sağ tarafa açılan bir kapıdan geçtik duvarlar yer tavan her şey siyahtı, sadece siyah. Yukarıdaki avize bile siyahtı.
" yektanın siyaha karşı ilgisi var dikkat et böyle gidelim" derken yağız bir yandan da telefonunun fenerini açmıştı. Burayi da geçince terasa çıkmıştık. Orman manzaralı terasta havuz, havuzun hemen yanında bikinili dans eden 5-6 kız, kızların yanında salıncaklar, içkiler ve hepsinden uzakta bize arkası dönük ormanı izleyen birisi..
"Yektaaaa yektaa, bak bir misafirimiz var işe alınacak kızı buldum." Yağız seslenirken bende vereceği tepkiyi merak ederek arkası dönük olan şahısa bakıyordum. Bize dönüp kısa bir bakış atıp arkasından duvardan indi, ve yürümeye başladı yaklaştıkça yüzü daha çok netleşiyordu, tam çıkaramamıştım. Aramizda 6-7 metre kaldığında onu tanıdım. . Nee? Dün benim peşimden koşup beni kovalayan, denize düşmeme sebep olan şerefsiz sapıktı bu. İşte şimdi sıçtık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
Mystery / Thrilleryaşadığınız hayat baştan sona yalan olsaydı, tanıdığınız bildiğiniz hiçbir şey bildiğiniz gibi olmasaydı, ne anneniz ne babanız ne de arkadaşınız gibi gördüğünüz kardeşiniz..siz ne yapardınız? Çiçeği bu zorlu macerada, büyük bir aşk, gerçek dostluk...