MASKE

1 ~ Geçmişin Gölgesi

Multimedya 2 : Adam Crystal - Flesh and Bone: Dakini: Movement

~ 22 Yıl Önce ~

Zengin bir ailenin soyundan olmanın en büyük payını alıyordu Doğu. Önündeki deftere bakarken yanaklarını şişirecek kadar derin bir nefes çekmişti içine. Başını kaldırarak çalışma masasına kendi gömmüş olan babasına baktı. Kahraman babasına. Yalçın Bey'in heybetli görüntüsü her daim kendine hayran bırakırdı zaten küçük kızı. Usulca elindeki kalemi bırakarak bir süre babasını izledi. Hafif çıkmış sakalları dudaklarından bir kıkırtı yayılmasına neden olurken adam bakışlarını kızına çevirmişti. Yakalanmış olmanın verdiği utançla dudaklarını birbirine bastırdı küçük kız. Ve babasının sevgi dolu ile karışık soru sorarcasına bakan bakışlarını yanıtlamak adına küçük, ince çizgi halinde olan dudaklarını araladı. 

''Annem sana yine kızacak baba, biliyorsun sakalların çıktığı zaman ve sen onları kesmediğin zaman hep azar yiyorsun.''

Daha önceki ufak tatlı tartışmalar gözü önüne geldi küçük kızın ve bir kere daha kıkırdadı. Babası sandalyesini hafifçe geriye iteleyerek kollarını açmış ve kızını kolları arasına davet etmişti. Oturduğu yerden hızla kalkarak babasının yanına koştu ve kolları arasına girerek adamın kendini, kucağına oturtmasına izin verdi. 

''Eğer annen beni yine azarlarsa, beni savunursun değil mi? Biliyorsun, sakallarımla oynamayı sevdiğin için kesemiyorum.'' dedi küçük kızına sarılırken. Küçük ellerini adamın büyük ellerinin üzerine yerleştirerek hafifçe pat patladı.

''Merak etme baba, seni her daim koruyan bir kızın olacak.'' Küçük dudakları arasından bir kıkırtı dökülürken babasının yanağına hafif bir öpücük kondurmakla birlikte elini yeni çıkmış sakalları arasında gezdirdi küçük kız. Henüz beş yaşında olmasına rağmen, annesi sağ olsun pek çok özel ders almış ve yaşıtlarına göre hem daha akıcı konuşabiliyor hemde okumayı biliyordu. Gözlerini babasının üzerinden çekerek masanın üzerindeki kağıda çevirdi. Ve usulca babasına çaktırmadan yazıyı okumaya çalıştı. 'Akay Holding Sözleşme Feshi' . Usulca başını babasına çevirdiğinde adam kızına içten bir gülümseme sunmuştu.

''Baba, bende sana yardım edebilirim artık. Annemin tuttuğu öğretmenler sayesinde çok rahat okuyabiliyorum. Hem ödevler çok sıkıcı. Sana yardım etsem..?'' Ufak kızın bakışları adamın kalbini çarptırsa bile henüz küçük olan kızını sürükleyemeyeceği işler vardı. Babası başını iki yana sallayarak kızının sorusunu yanıtlarken yavaşça kucağından indirdi kızını. Ve bir pamuk kadar yumuşak olan yanağına sulu bir öpücük kondurdu.

''Hadi, ilk olarak annenin yanına git. Sanırım uzun zamandır istediğin piyanoyu almaya gidecektiniz bugün.''

Kızın gözlerindeki parıltıyla birlikte odadan koşarak çıkması bir olmuştu. Ufak ayaklarının parkelerde çıkardığı ses ile adamın yüzündeki gülümseme daha bir büyümüştü. Ta ki, telefonundan yükselen arama sesine kadar.. Haldun Akay Arıyor. Yalçın Bey telefonu açarak kulağına götürürken ayağa kalkmış ve bir elini cebine sokarak geniş cama doğru döndürmüştü bedenini. O sırada habersizdi, kendisine bir şey söylemek için gelen kızının, telefon konuşmasına şahit olduğundan. Kızın kulakları sadece tek bir cümleye odaklanmıştı o sırada..

''Elinden geleni ardına koyma Haldun. Akay Holding ile Akar Holding tamamen ilişiğini kesecek. Bu noktadan sonra sakın yoluma taş koymaya kalkışma. Ve boş tehtidlerini kendine sakla. Nasılsa sadece lafta konuştuğunu bütün camia biliyor. Benden ve ailemden uzak dur, yoksa tek yapacağım Akay Holding ile ilişiği kesmek olmaz. Anlıyorsun, değil mi?''