02

5 1 0
                                    

Bölüm 2: KAYIP

Hiçbir şekilde, hiçbir şeyi kafama fazlaca takmadan yaşamayı öğrenmiştim, daha doğrusu öğrenmek zorunda kalmıştım. Çünkü bir şeyleri önemsediğimde sürekli kırılan ben oluyordum. Ve benim bu paramparça duruşuma rağmen etrafımdaki hiç kimsenin kılı bile kıpırdamıyordu, velhasıl, beni önemsemiyorlardı.

Haklı olarak beni önemsemeyeceklerdi. Önemsenecek kadar belirgin bir izim yoktu ki. Silik bir görüntüye eşlik eden silikleşmeye yüz tutmuş, farklı ve anormal bir ruh, aynı zamanda da kayıp. Evet, ruhum kayıptı, ama kaybetmeden onu nasıl bulacaktım? Gerçi, kaybettiğim halde bulamamıştım ruhumu, bir yerden sonra da aramaktan vazgeçmiştim. Çünkü gücüm kalmamıştı. Yaşamaya bile gücüm yoktu son zamanlarda, vakit dolsun diye birbirinin aynısı olan günleri monotonluğun sönük ışığı altında geçirip ölümün gelişini bekliyordum.

Evet, ölüm kurtuluştu. Ruhun kurtuluşu, sonsuzluğa erişiydi.

Hayır, ölüm kurtuluş değildi. Asıl olay öldükten sonra başlıyordu: Ruhun sonsuzluğa erdiğinde.

Sigaranın dumanı ağzımdan ve burnumdan hâreler halinde çıkarken göğüs geçirip gökyüzüne baktım. Gri bulutlar yaklaşan yağmuru haber veriyorlardı. Yağmuru, bulutlu ve kasvetli havaları severdim. Neden bilmiyorum, iç dünyamı yansıttığını düşünürdüm böyle havaların. Ne yağmur yağıyor ne güneş açıyor, ne iyi ne kötü. Nötr. Hiçbir şey. Hiç. Varlığını reddeden salakları anlamamakta hala direnirken varlığımı yok edip hiçliğimi kabullendiğim gerçeği yüzüme çarptı, serin bir esintiyle.

Cebimdeki telefon titreştiğinde, ilk önce duymazdan geldim. Ancak bu böyle devam etmedi, ard arda gelen mesajlarla titreyen telefonum ceketimin cebinden bütün vücuduma kadar katlanılması imkansız bir titreme hissi yayıyordu. Hayatım boyunca bu kadar mesaj almadığım düşünülecek olduğunda, mesajların dün gece tanıştığım takipçimden olduğunu tahmin etmek pek de zor değildi. Titreşimler dayanılmaz raddeye geldiğinde kısık bir küfür mırıldanıp telefonu cebimden çıkardım.

53 mesaj.

Şifreyi girip mesajları açtım.

Dodan: Hey selam.
Dodan: Bu havada balkonda ne arıyorsun? Hasta olacaksın.
Dodan: Parya? Cevap verecek misin?
Dodan: Bilerek mi telefonuna bakmıyorsun?
Dodan: Baksana beni delirtmek hoşuna mı gidiyor?
Dodan:Parya telefona bak.
Dodan: Pekala bunu sen istedin.
Dodan: Parya
Dodan: Parya
Dodan: Sikeyim seni
Dodan: Orospunun tekisin
Dodan: Kahrolası küçük bir fahişesin
Dodan: Adının anlamını biliyorsun değil mi?
Dodan: Benim küçük fahişe kölem olacaksın.
Dodan: Her şeyin üzerine yemin olsun ki seni kölem yapacağım.
Dodan: Küçük fahişe
Dodan: Hiç arkadaşının olmamasının en büyük nedeni ne biliyor musun?
Dodan: Hiç kimseyi önemsemiyorsun.
Dodan: Kahrolası dünyanın tek sahibiymişsin gibi insanlara üstten bakıyorsun.
Dodan: Kimseye gülmüyorsun bile.
Dodan: Hadi ama yaklaşık üç senedir senin peşindeyim.
Dodan: Bir kez bile olsa güldüğünü görmedim
Dodan: Gülmek sana çok yakışırdı eminim
Dodan: Ama sen öyle bir kahpesin ki...
Dodan: Gülüşünü bile hak etmediklerini düşünüyorsundur muhtemelen
Dodan: Ama ne var biliyor musun?
Dodan: Gülmeyi hak etmediğin için gülmüyorsun
Dodan: Sen hiçbir şeyi hak etmeyen kibirli bir sürtüksün
Dodan: Ailene acıyorum biliyor musun?
Dodan: Senin gibi bir kızım olaydı muhtemelen onu sikmekten yassılaştırırdım.
Dodan: Her gece sokaklarda dolaşıp gece geç saatlerde eve dönen bir fahişe
Dodan: Sokakta ne yaptığını hiç mi merak etmiyor?
Dodan: Ah doğru ya
Dodan: Küçük kahpe kimsenin kendisine hesap sormasına izin vermez
Dodan: Bir gün yanında kimse kalmayacak
Dodan: Altına işeyecek kadar rezil halde olacaksın
Dodan: O zaman bu dediklerimi düşüneceksin ve diyeceksin ki
Dodan: Ben ne kadar kibirliydim
Dodan: İnsanlara hep onlardan daha üstünmüş gibi bakardım
Dodan: Şimdi düştüğüm hallere bak
Dodan: Ama sana bir sır vereyim mi?
Dodan: Bunları düşündüğünde
Dodan:Bunları düşünmek için çok geç kaldığını anlayacaksın.
Dodan: Yanında kimse olmayacak.
Dodan: Ve sen o çok sevdiğin yalnızlıktan bunalacaksın
Dodan: Kimse sana yardım etmeyecek
Dodan: Ve sen o an yardım çağıracaksın
Dodan: Kimse sana elini uzatmayacak
Dodan: Kimse sana gülmeyecek o zaman
Dodan: Üstten bakacaklar senin gibi
Dodan: Acıyarak bakacaklar
Dodan: Küçük pis bir boka bakar gibi
Dodan: Kahpe bir kadına bakar gibi
Parya: Ne istiyorsun pis herif, seni engellememi falan mı?
Dodan: Sonunda cevap verme zahmetinde bulundu, Parya hazretleri.
Dodan: Ve sakın, beni engellemeye kalkma
Dodan: Seni buna pişman ederim.
Parya: Hah!
Parya: Sen, beni mi tehdit ediyorsun?
Parya: Söylesene kimsin sen?
Parya: Kendini tanrı falan mı sanıyorsun?
Dodan: Evet güzelim, ben tanrıyım.
Dodan: Ve sana hak ettiğin cezayı vereceğim.
Parya: Sen tanrıysan eğer,
Parya: Ben ateistim.
Dodan: Siktir ordan.
(Bu kullanıcıya mesaj göndermeniz engellenmiştir.)
Dodan: Beni engelledin mi?
(Bu kullanıcıya mesaj göndermeniz engellenmiştir.)
Dodan: Bunu fena ödeyeceksin fahişe.
(Bu kullanıcıya mesaj göndermeniz engellenmiştir.)
Dodan: Anladık be!
(Bu kullanıcıya mesaj göndermeniz engellenmiştir.)

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin