Yine ben, Yine ben!
Özlediniz mi beni?
Yepyeni bombe gibi bir röportajla döndüm, güzellerim.Bu sefer hayalist_yazar ile karşınızdayım. Öyle bir yazarla tanıştım ki, siz deyin muhteşem ben diyim tam bir hayalperest yazar.
Bi hayli uzun bir röportaj yaptık, yağmur o kadar samimiydi ki sonuna doğru o da bende yıldık valla, sorularım biraz fazlaydı kabul ama çok güzeldi beh...
İçtendi bir kere, kimseyle röportaj yapmayacağım demesine rağmen beni kırmadı o kadar da canayakın.Ne diyim okuyunca sizde anlayacaksınız ne kadar haklı olduğumu.
Her zaman dediğim gibi;
"Gün gelir, belki senin kapını çalarım."----
*ilk başta her zaman olduğu gibi yazarımızı tanımak istiyorum, yazarmız kimdir??
Yazarımız... Kulağa ne kadar da şeker geliyor öyle.
Ben kimim? Ben...
Bu soru karşıma ne zaman çıksa önce bir duraksıyor, sonra kendimi ardı arkası kesilmeyen düşüncelerin altında ezilirken buluyorum. Cevap vermek üzere parmaklarım klavyede gezinmeye başladığındaysa, içimdeki o tuhaf heyecana kapılıp gidiyorum.Adım Yağmur, soy ismim Şahin. On beş yaşındayım, İstanbul'da oturuyorum. Çoğu zaman kendini çevresinden soyutlayıp canının istediği gibi davranan renkli bir kişiliğe sahip olsam bile genelde kalbimin karartılan tarafına tutsak oluyorum. İnsanlardan uzaklaşmam gerektiğini fark ettiğimde kendimi kitapların eşsiz dünyasına atıyor, oralarda bir yerde hala umudun olduğuna inanıyorum.
Herkesin arkadaş çevresinde olan o hep gülen kızım çoğu zaman. Bazen herkesten nefret eden grubun asisi olur, bazense iyilik meleği kesilirim. Her insan gibi bende çok yönlüyüm, Aslan burcu olarak peşimi bırakmayan özelliklerimle beraber yuvarlanmaktayım. Fazlasıyla gururlu bir yapıda olmama karşılık birilerini kırmaktan hep korkarım. Derslerime aşırı önem vermeme rağmen öğretmenlerimle kavga etmekten kendimi asla geri çekmem. Yanlış anlaşılmasın problemli bir kişilik değilim, fakat bazen belanın ta kendisi olabilirim.
Aklımdan geçenler ile dediklerim birdir. Beynim çoğu zaman kalbimle bir bütün olarak hareket etmektedir, lafımı asla çekmem. Bu yönden belki biraz Levent olabilirim.
Keskin çizgilerim vardır fakat değişmeyen eğlencelerim sayılıdır. Daha çok bir şeylere bir dönem kafayı takar, suyunu çıkarana kadar onunla ilgilenir, sıkılır ve bir köşeye atarım.
Rock müzik tutkulusuyum. Türk gruplardan Pera'ya hasta olan bu fani beden baştan aşağı Gökhan'ın satırlarında hayat bulmaktadır.
*4 çılgın üniversite öğrencisinin hayatını anlatan bu kitabın hastası oldum diyebilirim, nasıl aklına geldi böyle bir kurgu yazmak?
Ov! Bu soru çok fena. Ahahah.
Hazır mısın öğrenmek istediğine? Ay, bir an dayanamadım.Öncelikle wattpaddeki profil adımdan da anlaşılacağı üzere hayalperest olan bu bedenin hayatında gerçekleşen en güzel şeylerden biri olan yazmak, kurduğu hayallerin yaşadıkları ile çakışması sonucu oluştu. Öğrenci Evi ve Hayaller Peşinde benim kendime sorduğum sorular, en çok da dış Dünya'dan etkilendi.
Şöyle ki; geçen yaz binamızdan bir ev taşındı, kiracıydı ve olaylı bir ayrılık yaptı. Bunun üzerine o ev boş kaldı. bir sürü o eve gelen giden oldu, ilginç çiftler bakmaya geldi, tuhaf aileler, ağzı iyi laf yapan kaynanalar ve çirkef gelinleri... Kimse o daireyi tutmadı. Bizim evimizin de hemen çaprazı, aynı apartman.
(Bizim bina çok cepelide.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RÖPORTAJ (çatkapı Haberci)
SachbücherBu bildiğiniz röportaj kitaplarının yanından azıcık sıyıran bir kitap. farkı ne diye soracak olırsanız hemen açıklıyorum; -wattpad mesaj kutunuz da bir anda benim mesajımla karşılaşabilirsiniz. -sonra yazdığınız bir kitabı okuyacağım bol vote ve ger...