9. Bölüm

46 2 0
                                    

PINAR

Ya allah bismillahirrahmanirrahim nerdeyim lan ben. Düğün salonundayım.

"Gelin geldi ahey ahey aheyyy" ne lan bu.

"Pastayı getirin çabuk!" Pasta bakınca çiklatlı pizza gördüm.

"Damatta geldi huhuhuhuhuhuhuhu!" Bu neyin kafası lan!

"Sahip çıkalım dedeye sahip çıkalım hhehehehe!" Damata bakınca yanıma gelip.

"Beyin bedava!" Dedi bu nasıl bişey lan. Bi anda önümden bişey uçtu. Yere bakınca

"Sen şu şegil giyinirsin ben bu şegil kimse kimseye karışamaz yani" dedi.

"Hadi hadi kıyalım bitsin bu şey!" Beni zorla oturtudular. Nikah memuruna bakınca kibariyeyi gördüm. Ama artık çüşşş!

"Oooohhhhh Pınar Karahan Oooooohhhh beyin bedavayı koca olarak kabul ediyormusun!" Tam bişey diyecektimki

"Durun siz kardeşsiniz!" Pembe mi?

"Saçlarımdan tut önce beni yerlerde sürükle canım acısın boşver bu benim için bir zevk!" Kerimcan!

Hayır hayır hayır hayır!!!!

"Lan pınar!! Pınar!" Eylül çok şükür.

Yatağımdan kalkıp eylüle sarılıp yanaklarından öptüm.

"Dur yaw dur!" Deyip beni ittirdi.

"Ne oldu lan en son hayır hayır diye bağırıp değişik hareketler yapıyordun" dedi. Bir bilseniz!

Yataktan kalkıp kızlarla beraber aşağı indik. Canerlerde vardı.

EYLÜL

Pınarla aşağı indiğimizde ateşlerde ordaydı. Yanlarına gidip oturduk.

"Kızlar okula yeni biri geliyomuş" yeni çocuk? Tayfun değince herkez ona döndü.

"Adı yaşı soyadı sevgilisi varmı? Burcu ne? Ne sever? Kısacası yakkşıkşımı?" Diye sorunca bana değişik baktılar. Ateşe bakınca ellerini sıkıyordu.

"Bilmiyorum sadece yeni olduğu belli hadi geç kaldık hazırlanın gelin kahvaltıyı okulda yaparız hadi" yukarı çıkıp giyindik. Kızlarla aşağı indiğimizde daha sena ve asya yoktu. Onlarda geldiler ve çıktık.

Okula girince herkez yeni çocuk hakkında konuşuyordu. Acaba kim bu çocuk. Sınıfa girinci yabancı bi çocuk gördüm sanırım oydu. Sırama oturunca yanıma geldi.

"Selam" beyaz saçları ona değişik bi hava katmıştı.

"Selam"

"Ben fırat" deyip elini uzattı.

"Eylül" deyip elini sıktım. O sırada ateş ve mert girdi. Ateş beni görünce çenesi kasıldı.

"İyi o zaman sonra konuşuruz. Numaranı versene" ateş kızgın boğa gibi duruyordu.

"Tamam" deyip numaramı verdim.

Tenefüste kızlarla kantine inicektim ki cüzdanımı unuttum.

"Benim cüzdan kalmış gidin geliyorum" deyip kızlardan ayrılıp sınıfa gittim. Çantamdan cüzdanımı alıcaktım ki ateş içeri girdi.

"Kim o çocuk?" Sanırım fırattan bahsediyo.

"Fırat mı?"

"Oooo isimlerde öğrenilmiş!" Amacı ne lan bunun.

"Amacın ne ateş!"

"Ondan uzak durman anladın mı!"

"Sanamı sormam gerekiyo!"

"Evet!"

"Neden!"

Bi an durdu.

"Neyimsinde böyle davranıyon!"

"Evet hiç birşeyin değilim! Neden karışıyom ki ben lan!" Deyip çıktı sınıftan. Bazen acaba kıskanıyormu diye düşünüyorum sonra 'yoh amına' deyip geçiyom. Cüzdanımı alıp kızların yanına gittim.

PINAR

Okuldan sonra canerlerde bize geldi. Sevindim mi? Tabikide! Şimdide bahçede muhabbet sohbet ediyorlar. Bende içerde yaralıyı oynuyom. Yazık yazık oturuyom. İçeri caner girince isim daha bulamadığım oturuşumu düzelttim.

"Neden gelmiyorsun kız dışarı?"

"Bilmem"

"Pes atalımmı?"

"Tamam ben eylülaşkımı çağırıp geleyim" deyip yeltenince kolumu tuttu.

"Ya bırak şimdi eylülaşkını gel beraber oynayalım" dedi. Kalbim sanırım horon çekiyo.

Yere oturup oyuna başladık. Tam gol atıcaktım ki tikimle oynadı bende atamadım.

"Hile yapıyosun ama!" Deyip üzerine uçtum. Ayağı kalkıp koşmaya başladı. Bende peşinden. En son yorulup durunca üzerine atladım. Belimden tutmak zorunda kaldı. Geri geri gidince havuza düştük. Suyun üzerine çıkınca bizimkiler bize gülüyolardı.

"Hayırdır neye gülüyorsunuz?" Diye sordu caner.

"Halinizi burdan görseniz sizde gülersiniz" halimize bakınca benim kollarım canerin boynuna sarılı, onu eli ise belimdeydi ve burunlarımız birbirine değiyordu.

Hızlıca geri çekilip sudan çıktım. Koşar adımlarla odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Canerinde ıslandığı aklıma gelince havlu götürmek için banyodan havlu alıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde yoktu. Bizimkiler beni görmediği için hızlıca merdivenleriin yanındaki kapıdan onların tarafa geçtim. Geçtimde geçmez olaydım bu ne tatlılıktır. Yerim lan ben bunu.

Caner koltuğa uzanmış uyuyordu. Bende yukarıdan örtü almak için yukarı çıktım. Örtüyü aldım geri döndüm ki caneri gördüm.

"Şey ben örtü için şey ettim içeride öyle tatlı uyuyunca örtü alıcaktım" lan ben çocuğa ne dedim tatlı dedim ben mal mıyım tabikide!

"Ne dedin sen tatlı mı dedin" dedi gülerek. Al oyuncak olduk iyice.

"Yo- yo yani ben şey dedim. Hah yani bebekler öyle tatlı uyur ya ondan şey ettim yoksa senin neren tatlı" yedi mi la?

"Ha ondan şey ettin yani"

"Hıhı"

"Peki öyle olsun" oh yırttık. Örtüyü bırakıp kapıdan çıkıcaktım ki.

"Sende çok tatlısın"

BizimkilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin