Aklım almıyordu Neden böyle olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu Masadaki Kağıtla bakışırken Bu seferki çok kötü olmuştu kalbim göğüs kafesimi zorluyordu Nefes almam hiç bu kadar zor olmamıştı kağıdı açmaya cesaretim bile yoktu içinde kim bilir neler yazıyordu ama hayır bakamadım Onun gittiğini biliyordum bir mektup mektupla beni terk ettiğini biliyordum ama hiçbir zaman onu açmaya cesaretim olmadı
Pazartesi
Sigaramın son dumanını içime çekip bankın köşesinde söndürüp fırlattım. Beni izlediğini fark ettiğim adam tek kaşını kaldırarak bişiler söylemeye başladı. Uzun bakışmanın ardından bişiler söylemesi iyi olmuştu, bu bakışmanın sonu olmıyıcak gibi görünüyordu çünkü.
-nesin sen?
Aşağılıyıcı şekilde sormuş gibiydi, bu sefer tek kaşını kaldıran ben olmuştum. Sen kim köpek kardeşim? Biraz garibime gitsede daha çok sinrimi bozmuştu. Ne demek sen nesin? Ordan bakılınca neye benziyordum.
-derken?
Uzun bir süre düşündü yada cevap verme gereği duymadı sanırım, gözlerime uzun uzun baktıktan sonra doğrulup cebinden bir sigara paketi çıkardı tam yanımda oturuyordu fakat bakışıcak şekilde birbirimize dönüktük. Aramızdaki çakmağı alıp sigarasını yaktı. Önüne dönmütşü.
Ben hala ona bakarken o aldırmadan sigarasını içiyordu. Takılmadığım için biraz surat astım. Tanımıyorda olsam saçma bir şekilde görmemezlikten gelmesine bozulmuştum. 2 seçenek vardı, kalkıp ordan uzaklaşmak yada sigarasını fırlatıp tokadı yapıştırıp ne diyon lan sen diye bağırmak. Evet daha fazla kendimle çelişki yaşamak için kalkıp gitmeye karar verdim
Ama, birdaha görmiyiceğim biri için neden kasıyordum ki kendimi.
Ayağa kalkıp ona döndüm, hala görmemezlikten gelmeye devam ediyordu. Tek hamlede sigarasını yere fırlattım. Sanırım hoşuna gitmiş olmalı hafif sırıttığını görebiliyordum. Saçma bir şekilde benimde gülesim gelmişti, kendimi tutmanın anlamı yoktu patlattım kahkayı. Oda gülerken gözlerimiz çarpıştı, hızlı bir haraketle beni kendine çekerek kulağıma fısıldadı
-kaçmazsan başın beladır.
Hafif bir tırsma gelsede belli etmedim. Şaka yapmıştın bee, yani inşallah şakadır.
Gülerek tepki verdim kendimi geri çekerek
-ne komiksin sen böyle
Dedim saminiyetten uzak alaycı tavırla.
Benim tam tersim şekilde sakin ve soğukkanlı şekilde 5ten geriye doğru saymaya başlayınca daha çok tırsma gelmişti. 4 3 2 devam ederken.
Allah ne verdiyse depar attım, ardımdan panter gibi koştuğunu hissedebiliyordum. Nefes alamıyıcak hale gelene kadar koştum tüm piknik alanını turlamıştık resmen.
Nefes almam zorlanınca durdum aniden. Tabi sadece ben durdum, arkamdan yapıştığı gibi yere düşmemiz bir oldu. Dışarıdan bakılınca baya komik dursada yerde ezilen siz olunca hiç güzel olmuyordu. Tabi komikti her halikarda.
Üstümden kalkıp benimde kalkmam için yardım etti, altta ezilen ben olduğumdan her yerim çimen rengini almıştı, birde beyaz bluzum yeşile dönmüştü, yinede güzeldi
Bana bakıp
-biraz ezildin gibi
+biraz mı? Üstümde en az 90 kilo vardı.
Dedim gülerek, oda güldü. Gülünce gamzesi belli oluyordu yeşil gözleri parlıyordu dişleri mükemmeldi. Alt kirpikleri çok uzundu, kaşları biraz kalın saçları hafif kıvırcıktı. Kötü bir yönü yok gibi duruyordu. Sanki kusursuzdu. Adını dahi bilmiyodum fakat daha demin üstüme atlamıştı?
Bakışmamızı sözlerimle böldüm.
-adın ne?
+poyraz senin?
- pınar.
İsimlerimiz bile yan yana güzeldi. Bi garip gelsede hoşuma gitmişti bu şahıs iyi gibiydi. (Gelcekten not: gibiydi diyorsun kızım. İyi demiyorsun o zamanda bile bir tereddüt)
Sanırım burda ayrılma vaktiydi ama ikimizde sadece birbirimize bakmayı tercih ediyorduk. Şu dakikalar bin yıllık karanlığımdan çıkış öyküm olmasını o kadar istedim ki o an. Tabi kendime gelmem sarışın güzel, çok güzel bir kızın yanımıza gelip beni biraz süzdükten sonra adının poyraz olduğunu öğrendiğim kıvırcık saçlı adamın elinden tutup o sözleri söylemesiyle tüm büyü bozuldu
-heryerde seni arıyodum aşkım hadi gidelim.
Poyraz anlamıyan gözlerle sarışın kıza döndü, umrumda değildi devamını izlemek istemedim. Mutlu mesut çift işte.
Hiçbirşey demeden ordan uzaklaşmaya başladım. Umrumda değildi. Sadece belki o doğru kişiydi, belki onunla mutlu olabilirdim. Ne kadar salağım yarım saat beraber olduğum kişi için bunları düşünmem çok saçmayı.
Evet bir film sahnesinde olduğu gibi arkamdan adımla seslenip ortada buluşup sarılmadık fakat hızlı adımlarla yanıma yaklaşıp
-seni kaybedemem
Diyip elime bir kağıt parçası tıkıştırıp yanımdan koşarak ayrıldı. Kağıt parçasını incelediğimde üstünde bir numara yazdığını gördüm.
-Salak.
Kağıdı yere atıp yürümeye devam ettim. Sanki daha demin hiçbirşey olmamış gibi yaptım. Kolayda oldu, en yakın markete girip birkaç atıştırmalık alıp eve doğru yol aldım.
Aklıma takıldı birden, hep içimde dönüp o kağıdı almak vardı. Çünkü birdaha o anki yaşadığım ani duyguları birdaha yaşıyamam diye üzüldüm, sanırım en iyisi dönüp almaktı. Elimdeki tek poşeti sırt çantama tıkıştırıp parka doğru gitmeye başladım, hava hafif karardığı için biraz soğuktu.
Çok geçmeden parka varmıştım, parkta kimse yoktu aramam daha kolay olucaktı, çantamı bir banka koyup yere bakarak aramaya başaldım kağıdı. En azından yırtmamıştım bulmam ve okumam daha kolay olucaktı. Biraz uğraştan sonra yerde beyaz mavi pilot kalemle yazılı kağıdı buldum. Kendi çapımda hafif bir mutluluktan sonra kağıdı cebime tıkıştırdım. Çantamı almak için geri döndüm. Ve korku sardı herbir yanımı
-ananısikiyim
Kalakaldım oracıkta. Çantanım olduğu bankta kapşonu kapalı simsiyah giyinmli biri oturuyodu ve elindede minik sırt çantam vardı. Yere baktığı için yüzü gözükmüyordu ama hayır, asla gidip alamazdım telefonum cebimde olduğu için para önemli
değildi bu yüzden direk koşarak ordan gitmek istedim.Tam kıpırdıyıcağım anda birinin ensemde nefes alışını hissettim gözlerimi sımsıkı yumup yutkundum. Adeta nefesim kesildi. Korkudan ağlıyıcak gibi olunca birşeyler söylemeye başladı
-öyle kolay kaçamazsın benden
Dedi kendinden emin şekilde o an tüm sinirlerim üst seviyeye gelmişti. Dişlerimi sıkıp ani şekilde arkamı dönüp tokadı yapıştırdım.
-nasıl korktum biliyor musun sen!?
Adeta çemkirmiştim poyraza. Sinrimi bozmayı 2 dakikada nasıl becermişti hiçbir fikrim yoktu. O çantamı tutan kişide kesin arkadaşı falandı, gel pınarı korkularım diye plan yapıyolardı.
Hafif gülüp-tamam tamam kızma
Diyip özür diledi.
-bankta çantamı alan kişide arkadaşın dimi!? Salak salak işer yapıyosun.
Diyip hızlı adımlarla bi hışımla çantamı aldım siyahlara bürünmüş kişinin elinden.
Sonrasımı?Poyraz koşarak yanıma gelip o sihirli sözleri söyledi
- o benin arkadaşım değildi
♡Eveett ilk bölüm böyle umarım beğenirsiniz haftayada 2.bölüm gelir heralde♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLILTA BİN YIL
Roman pour AdolescentsHiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını herkesden iyi biliyordum hiç kimsenin onun gibi sevmeyeceğini Sevmeyeceğim duygusu Hep aklının bir köşesindeydi ve bu duygu beni altüst ediyordu hayatım son derece sıradanlaşmıştı Her gün aynı gibiydi sanki başt...