1. Bölüm

118 10 2
                                    

            Annemi özlüyorum. Bana her konuda yardımcı olmasını,hastalanınca başımda beklemesini,saçlarımı okşamasını,her ne yaşarsa yaşasın daima güler yüzle davranmasını özledim.Evet annemi iki yıl önce babam yüzünden kaybettim.hem de gözlerimin önünde...
Babam, her akşam içip içip annemi döverdi. Engel olmaya çalışınca bana da vuruyordu. Bana vurmasına alışmıştım ama annemin o pislikten dayak yemesi beni daha çok üzüyordu. Bu sorunlarım yüzden lisenin ilk yılında hiç kimseyle iletişim kuramadım ve herkes tarafından dışlandım. Bu umrumda değildi aslında. Sadece herkes bana acıyordu. Işte en çok bu üzüyordu beni.
Babam annemi öldürdüğünde daha liseye yeni geçmiştim. Karnem cidden mükemmeldi ve okulumda çok başarılıydım. Okuldan çıkıp eve geldiğimde kapıyı annem açtı. Babam onu dövmemişti çünkü evde yoktu. Hemen anneme karnemi verdim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurup sarıldım. Annemde  bana sarılmıştı. Birkaç saat sonra kapı çaldı ve babamın yine içtiğini üzerindeki leş kokusundan anlamıştım. Beni ittirerek içeri girdi ve koca bedenini koltuğun üzerine bıraktı. Annem titriyordu çünkü korkmuştu. Yanıma geldi ve odama çıkmamı söyledi sarıldı ve kocaman öptü. Ardından odama çıktım ve annem mutfağa gitti. Baba denilen o adama yemek hazırlayacaktı. Aradan üç saat geçmişti ve aşağıda her şey normal gidiyordu. Annemin çığlık sesleri yoktu. Ben bunları düşünürken bir cam kırılma sesiyle irkildim ve hemen merdivenlere koştum. Babam annemi her zaman olduğundan daha kötü dövüyordu. Koşarak babamın önüne geçtim. Bana da vurdu ama bu sefer bende ona vurdum. Annem yapmamam için bana bağırıyordu. Bunu göze alamazdım. Eğer daha fazla anneme vurursa ölecekti. Annemi kaybedemezdim..
Babam bana sert bir tokat attığında yüzüm annemin yüzüyle buluştu. Bana kızarmış  gözlerle bakıyordu. Ardından yere düştüm ve babam annemi tekmelemeye başladı. Bir zaman sonra annem hareketsiz kaldığında yanına gidip sarıldım. Nefes alıyordu fakat bunların alıp verdiği son nefesler olduğunu anlamıştım. Annem ellerimi tuttu.
"ağlama meleğim. Ben hep senin yanında olacağım. Senden sadece bir şey istiyorum. Bu adama boyun eğme ve çok daha başarılı bir kız ol. Çocuklarına beni anlat. Seni çok seviyorum. Sakın ağlama güzel kızım." hıçkıra hıçkıra ağlarken dudaklarımdan kelimeler dökülüyordu. Sadece ağlıyordum
"Anne!lütfen beni bırakma!ben sen olmadan nasıl yaşarım?! Anne! Anne! Aç gözlerini!!! yalvarırım!!! Seni seviyorum anne." annem orda can verdi ve Babam hapise girdi. Reşit olduğum için yetimhaneye alınmadım ve dayım beni kendi evine aldı. Tabiki birkaç ay sonra anlımın teriyle kazandığım parayla kendime ev aldım ve içini dayım döşedi. Kendi evim vardı ve kendi paramı kazanıyordum. Liseye kaydımı dayım yaptırdı. Yeni bir okula kaydoldum. Lise üçe gidiyordum...
Okulun ilk günü yine yüzümdeki morlukları saklamadım. Gerek duymadım daha doğrusu. Sınıfımı öğrendim ve öğrencilerin bakışları arasında boş bir yer bulup oturdum. Birkaç dakika sonra uzun, ince bacaklı,zayıf, güzel bir kadın girdi. Öğretmen olduğunu anlamıştım. Herkes ayağa kalktı ve öğretmenin komutuyla yerimize oturduk. Birkaç  soru  sorup beni ayağa kaldırdı. Sınıfa kendimi tanıtmamı istedi. Sınıfa doğru döndüm."Merhaba ben Min Jung Chonsa. Daegu'dan geldim. İyi anlaşalım" deyip yerime oturdum. Kimse bişey demedi ve derse başladık. Çok dikkatli dinliyordum. Annem için başarılı olucam..

         Arkadaşlar umarım beğenirsiniz. Acemice olmuş olabilir. Daha iyi yapmaya çalışıcam. Lütfen ilgi gösterin oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Yara İzi /Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin