6.bölüm

46 12 2
                                    

Yoongiyle öylece uyuyakalmışız. O kadar sıkı tutmuş ki beni gece uyuduğumuz şekli hiç bozmamıştık. Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey Yoonginin beyaz ve pürüzsüz yüzü olmuştu. Hayatımda hiçbir sabaha bu kadar mükemmel başlamamıştım. Yoonginin beni saran kollarından nazikçe kurtulmaya çalışarak yatakta oturur vaziyete geldim. Benim hareketlenmemle o da uyandı ve gözlerini küçük bir çocuk gibi ovaladı. Bu hali çok hoşuma gitmişti doğrusu. Bebeksi duruyordu. Bunları düşünürken Suga da oturmuştu yatağın üzerinde. Ona bakıp gülümsediğimi görünce alt dudağını büzerek konuştu. "Neden öyle bakıyorsun sevgilim?" gülümsedi yavaşça. "Bilmem. Çok şirin görünüyordun" dedim gözlerine bakarken. Elimi tuttu ve gözlerimin içine derince baktı. Ardından bakışları gözlerim ve dudaklarım arasında gidip geldi bir süre. Yüzüme yakınlaştı ve fısıldadı. " Seni seviyorum. Beni bırakma." ellerini daha sıkı tuttum güven vermek istercesine. "Daima beraber olacağız. Seni bırakmayacağım." bu sözlerimin hemen üzerine dudaklarımın üzerinde hissettiğim sıcaklığın Yoonginin pamuk kadar yumuşak olan dudakları olduğunu anlamam uzun sürmedi. Acemice ve yavaşça karşılık verdim. Bu an hiç bitmesin istedim. Onun yanımda olduğu an hiç bitmesin...

_____
  
  Yoongi oturduğumuz koltuktan kalkıp montunu aldı ve bende.onunla birlikte ayağa kalktım. Dudaklarımı büzdüm. "Nereye gidiyorsun?" ellerini yanaklarıma koydu. " Ah bebeğim, eve gitmem gerek. Yine gelirim sonra. Olmaz mı?" gülümsedi. "Kendini çok özletme ama." başıyla onayladı ve kapıya kadar eşlik ettim. Ayakkabılarını giyip dışarı çıktı ve bana döndü. Hiç beklemediğim bir anda belimden tutup kendisine çekti ve dudaklarıma sertçe baskı uygulayarak öptü. Alnını alnıma dayadı ve gözlerini kapattı. " seni seviyorum meleğim. " bende ona aynı şekilde cevap verdim ve sıkıca sarıldık ardından el salladı ve öpücük atıp uzaklaştı. Kapıyı kapattım ve cidden benim ödülüm olduğunu düşündüm. Yaşadığım.onca şeyden sonra...

_____

  Telefonum çaldı ve Yoongi gittikten sonra uzanıp uyuyakaldığım koltuktan kalktım. Telefonu açtım ve arayan Yoongi olduğu için açarken mutluydum. Ama başka bir adamın sesini duydum. Telaşlanmıştım. Adam konuştu. " Alo, kimle görüşüyorum? Hızla cevap verdim. " Ben Min Jung Cheonsa. Siz kimsiniz? Neden Yoonginin telefonunu açıyorsunuz?" adam beni rahatlatmaya çalışarak konuştu. " Ben profesör doktor Kim Bam Jae. Yoongi şuan hastanede ve...- adamın lafını ağlamaklı çıkan sesimle kestim. " Ne!? Yoongiye noldu? İyi mi? Hangi hastane?" adam Yoonginin olduğu hastanenin adını söyledi. Ama hala ona ne olduğunu bilmiyordum çünkü doktor acilen gelmemi ve orada söyleyeceğini dile getirdi. Hızla giyinmiştim ve ağlıyordum. Ona birşey olursa nefes alamazdım.
   Hastane kapısından gözyaşlarımı silerek girdim. Doktorun bana dediği odanın kapısına yöneldim. Kapıyı açacakken bir elin kolumdan tuttuğunu hissettim. Arkamı döndüm ve üzerinde beyaz önlük olan adamı gördüm. Doktor olduğunu tahmin ettiğim bu adam bana kendisini Yoonginin doktoru olarak tanıttı. Ve şöyle söyledi. " Sanırım sevgilisisiniz. Yoongiye biri arabasıyla çarpıp kaçmış ve bizide olayı gören birkaç kişi aradı ve bu sayede onu hastaneye yatırdık." gözlerim hızla doldu. " Durumu nasıl peki? Lütfen iyi olsun. Lütfen." doktor yüzünü astı ve derin bir nefes alıp verdi. Ardından olumsuz anlamda başını iki yana salladı ve o an yavaşça akan gözyaşlarım sel olmuşlardı. Yere oturup hıçkırarak ağlamaya başladım. Ne olacak şimdi ona? Ne yapacağım ben? İyileşecek mi ? Gözlerime derin derin bakacak mı tekrar?

      Evet bu bölümü sabah yayınlayacaktım aslında ama hiç kimsenin okumadığını gördüm ve yazmamaya karar verdim ama yinede yazayim dedim. Arkadaşlar lutfen ilgilenin kitapla. Aklımda güzel fikirler var ve eğer okuyup yorum atarsanız okurken sizinde çok egleneceginizi düşünüyorum. *-* ^.^ 

Yara İzi /Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin