4.bölüm

66 13 2
                                    

                Hayatımda ilk kez bir erkeğe değer veriyordum. Sevmiştim onu. Uzun zamandır onunla beraberdik ve ben onunla birlikte olduğum her saniyede huzur buluyordum. Her şeyimi biliyordu. Ama vücudumdaki yara izlerini ve kesikleri görmediği için öğrenirse vereceği tepkiyi hayal edebiliyordum. Sugaya babamın hapisten çıkacağını söylediğim zaman onun evinde kalırsam güvende olacağımı söyledi. Ama kabul etmedim. Babam beni her şekilde bulacaktı ve eğer Sugayla kalırsam ona da zarar verir. Bu yüzden babamı kendi evimde beklemek en doğrusu olacak. Beni bir şekilde bulacaktır. Ya öldürecek yada ölene kadar dövecek...
Ondan hiçbir zaman korkmadanım ve anneme yaptığı her şeyin hesabını teker teker alacağım.
Bugün okullar tatile girdiği için neredeyse bütün vaktimi Suga ile geçiriyordum. Sevdiğim adamın yanımda olması, kollarını bana sarması, uykum olmasa bile beni uyutmaya çalışması... Sanırım tanrı çektiğim acıları Suga ile kapatıyor ve beni ödüllendiriyordu. Çünkü Suga şu acımasız hayatımda bana kollarını açan ve her koşulda destek olan ikinci kişiydi. Birinci kişiyi biliyorsunuz.Tabii ki Annem.
Sugayı evime çağırdım. Ve ona lezzetli olduğunu düşündüğüm birkaç yemek yaptım. Benim hiç iştahım yoktu. Amacım Sugayı yemek yerken izlemekti. Onunla tanıştığımdan beri birinin yüzünü ilk kez bu kadar çok inceledim sanırım. Artık onu izlemek, yüz hatlarına tekrar tekrar aşık olmak, saçlarının tellerine dokunmak benim için hobi haline gelmişti. Hayatımda edindiğim en güzel hobi onu izlemekti.
Oturma odasında oturmuş telefonumu kurcalarken kapı tıklatma sesiyle "Sugaaaaa!" diye sevinç çığlıkları eşliğinde kapı deliğinden baktım ve seslendim.
" Min yoongi bey, kapıyı açsam mı ? Açmasam mı ?" kıkırdadım ve Suga bunu duymuş olacak ki sabırsız bir şekilde güldü.
" Min Cheonsa hanım, eğer kapıyı on saniye içinde açmazsanız hasretinize dayanamayıp kapıyı kıracağım." tekrar güldü. Bunun üzerine hızla kapıyı açtım ve onu kolundan tutup içeri çektim. Suga içeri girer girmez sıkıca sarıldı. Kollarımı onun boynuna dolamıştım ve o an hep öyle kalabileceğimı düşündüm. Şu an ki sessizliği duyabiliyordum. Sessizliği hissediyordu, yaşıyordum. Bu sessizlik ve huzur Sugaya aitti. Onun bana verdiği huzuru çok uzun zamandır sadece onda buldum. Birbirimize sardığımız kollarımızı yavaşça çözdük ve Suga yüzümü iki elinın arasına alarak konuşmaya başladı. Dudaklarından dökülen her sözcük benim içim huzurun tanımı oldu. Mükemmel olan sesinin daha güzel çıkmasını sağlıyordu."Senin şu mükemmel yüzünü her saniye özlüyorum. Her defasında beni kendine daha çok aşık ediyorsun. Benim en güzel hediyemsin sevgilim. Seni seviyorum" sanırım şu anda öldüm ve cennete düştüm .Çünkü böylesine mükemmel bir şey sadece cennette yaşanır. Ama benim cennetim Suga olduğu için onun mükemmelliğini ölmeden hissedebiliyordum. Bu adam beni ona muazzam bir şekilde bağlıyordu kopmaz iplerle. "Bende seni seviyorum cennetim" Suga gülümsedi. Ardından onu oturma odasına sürükleyip koltuğa oturttum ve yanına oturdum. Sen neden bu kadar mükemmelsin ? Sugayla sohbet ettikten sonra yemek yemeğe mutfağa çağırdım. Ona yaptığım yemeklerden verdim ama ben onu izleyeceğim için kendime koymadım. Suga önümde tabak olmadığını fark edince kaşlarını çattı "Sen neden yemiyorsun" geçiştirmek için hızlı hızlı cevap verdim."Aç değilim ben." gülümsedim kocaman o da karşılık verdi. Evet izliyordum onu. Daha ne kadar mükemmel olabilir bir insan? diye düşünürken.. Suga onu izlediğimi fark etmiş olacak ki kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı, sırıtıyordu." Sen beni izlemek için yemek yemedin değil mi ? Yok artık. " Nasıl anladın yaa? O kadarda çaktırmamaya çalıştım." Suga bu söylediklerimi komik bulduğu için güldü seslice. "Bende seni izleken bu işte uzman haline geldim." bende seslice güldüm. Ardından masayı topladım ve Sugayla beraber benim odama çıktık. Odam sıcak ve şirindi. O da böyle söylemişti zaten. Birden cebimdeki telefonum çalmaya başladı ve ekranda bilmediğim bir.numarayla karşılaştım. Açmaya tereddüt ettim. Ve şu an Sugaya çok korktğumu sezdirdim sanırım.

Selam gençler! Hiç içime sinmeyen bir bölüm oldu ve berbat yazımı affedin lütfen. Bu bölümü bir önceki bolümü geç geldiği için telafi olarak kabul edin. Lütfen yorum yapın aklımda birsürü fikır var ama sizin yorumlarınıza çok daha ihtiyacım var.. <3

Yara İzi /Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin