Multimedya-Yusuf Demirhan ve Mira Öztürk
- - -
Sabah gözlerimi açtığımda henüz hava aydınlanmamıştı.Bedenimdeki yorgunluk kendini belli etmeye başlamış olmalıydı ki yataktan kalkacak gücü bulamıyordum. Dün gece uyumadan önce Yusuf denen herifin kurduğu cümle şuan benim bu rahat yataktan kalkmama tek sebepti. Hoş,senelerdir böylesine rahat ve konforlu bir uyku çektiğimi hatırlamıyordum tüm yorgunluğuma rağmen. Rahatsız edici,yayları sırtı kemiren ve pislik içinde bir yataktı her zamanki alışkanlığım.
Şans bir insanın hayatını kolayca sürdürebilmesi için gerekli olan en büyük ve önemli detaydır derdi yetimhanedeki bir arkadaşım. Haklıydı da... Dün yaşananları birer şanssızlık olarak nitelendirsem de yaşlı adamın karşıma çıkması benim için en büyük şanstı sanırım. Evet bana yapmış olduğu iyiliğin,suçumu gizlemesinin bir karşılığı vardı ve bu karşılığın hangi boyutlarda ve hangi türde olduğunu bilmiyordum fakat bunu yapmaya mecburdum. Artık bir gün öncesinde yaşadığım hayata dönmek istemiyordum. O pis yatakta,açlıktan kıvranarak uyumak zorunda olmak istemiyordum.
Yavaşca sıyrıldım bu rahat yataktan. Saat 05.15 di. Hazırlanmak için 45 dakikam vardı fakat giyecek kıyafetim maalesef ki yoktu. Bu tamamen aklımdan çıkmıştı,dün gece kıyafetlerimi yıkamalıydım sanırım.. Ne yapacağımı düşünmeye başladım. Sanırım Yusuf'tan yardım istemem gerekiyordu. Ne diyeceğini,nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordum. Tedirginlik içinde odadan çıktım ve onun kapısının önünde durdum. İçeriden hiç ses gelmiyordu. Usulca kapıyı tıklattım. Yine aynı kabalıkta konuştu.
"Ne var!" kapı kolunu aşağı indirip içeriye girdim. Gerçekten korkutucu bir adamdı ve ses tonuyla,duruşuyla,bakışıyla bile kanımı donduruyordu. Aynen şuan üzerimde gezinen,hiç çekinmeden beni süzen gözleri gibi. Zar zor sesimi bulup konuştum bende.
"Şey,giyecek bir şeyim yok,hazırlanacaktım ama..." başımı önüme eğip ne diyeceğini beklemeye başladım. Cevap vermiyordu,bakmaya da cesaret edemiyordum. Neden konuşmuyordu ki bu adam?
Yüzüme çarpan kıyafetlerle cevabımı almış oldum. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Beni umursamadan önündeki bilgisayarla uğraşmaya başlamıştı. Ne yapacaktı ki başka? Adam daha ismimi bile bilmiyordu,merak etmiyordu. Evine gelen hiç tanımadığı bir kıza neden burada olduğunu sormuyordu. Sanırım en iyisi de buydu. Gerek yoktu tanımadığım bir insanla konuşmaya.
"Teşekkür ederim" dedim ve yere düşmüş kıyafetleri alıp arkamı döndüm. Tam kapıyı kapatacakken yine konuştu.
"Tam 6'da hazır ol. Beş dakika fazla beklemem,burada kalırsın." gerçekten başka insan yok muydu da böyle huysuz bir herifin evinde kalmaya zorlanıyordum?
"Merak etme 5 dakika sonra hazır olurum." dedim ve odadan çıkıp kapıyı kapattım.
Odama girip hazırlanmaya başladım. Bana verdiği kıyafetler evindeki her renk gibi siyahtı. Siyah kot pantolon,siyah t-shirt, siyah hırka... Gerçekten iç karartıcı bir insandı. Üzerime geçirdiğim kıyafetlere boy aynasından bakarken kapım tıklandı ve cevap vermemi beklemeden odama girdi Yusuf.
"Saygı denen bir şey var değil mi? Ya giyiniyor olsaydım?" yine aynı umursamazlıkla odaya girdi ve yatağıma oturdu. O kadar rahat tavırları vardı ki!
"Şuan giyiniksin öyle değil mi? Ayrıca öyle olmasa bile dikkatimi çekmezdin rahat ol." dedi. Bir de ukala! Gözlerimi devirdim ve taranmamış,dalgalı saçlarımı öne doğru eğilip topladım. Evet şuan pekte kıza benzer halim yoktu ama güzel görünmek gibi bir çabam da yoktu.
"Ben hazırım,çıkabiliriz." dediğimde,Yusuf ayağa kalktı ve tam önümde durdu.
"Aşağıda mutfakta kahvaltı hazır, 5 dakikan var,karnını iyi doyur yoksa tüm gün eziyet çekersin." gerçekten çok merak etmeye başlamıştım,biz nereye gidiyorduk? Eziyet çekersin dediğine göre belli ki gerçekten karşılığını almaya başlıyorlardı. Her nereye,ne yapmaya gidiyorsak bundan hoşnut olmayacağım kesin ve net bir gerçekti. Sıkıntıyla nefes verip cümlesini yanıtlamadan başka bir konuya atladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hicran
RomanceBüyük adam... Büyük seven adam... Karşısında baygın yatan küçük bedene baktı. Düşündü bir an, 'nasıl'dedi. 'Nasıl böylesine acımasızken,ellerin kirliyken, böyle masum olabiliyorsun?' kızın küçücük kızarmış burnu,pembe dudaklarına tezat ellerindeki...