Sonunda söylemiştim onu ne kadar çok sevdiğimi artık içimdeki bütün yükler kalkmıştı o gün. Eceabat kalesinin üstünde boğaz manzaralı yerde ona söylemiştim.
Bana baktı gözleri çok güzeldi ağzından o kelimeler çıksın diye bekliyordum beni sevdiğini söylesin diye bekliyordum. Öyle oldu bana baktı sarıldı
- Bende Seni Seviyorum
O an bütün dünya benim olmuştu. Oturduk boğaz manzaralı kalede başını omzuma koymuş bir şekilde seyrettik öyle bir kaç saat boyunca. Bir yandan ona şiirler okuyordum.
Karşımda Çanakkale boğazı Ama gözlerim onda Akıl almaz güzelliği Ben yarim karşımda
2 Saat Sonra
Herkez uyanmış kahvaltı için bir şeyler ayarlıyorlardı. Ben Neslihan ile kaleden inip herkese selam vererek bir şeyler atıştırmak için yanlarına gittik. Mert yanıma gelerek
- Kanka Neslihan sen
- Aynen birlikteyiz
- Ooo kanka senin adına sevindim
- Eyvallah kanka senin Zeynep le aran nasıl
- Sayenden iyi kanka
- Hadi kahvaltı edelim
Kahvaltıyı yapıp etrafda biraz gezindikten sonra hekezi etrafıma toplayarak
- Arkadaşlar feribotu çalıştırmak için Ben Neslihan Emre ve Nur gideceğiz siz burada kalın dinlenin bol bol
Diyerek kale kapısından çıkıp feribota doğru yola koyulduk. Yolda bir kaç zombiye rastladık Emre öldürerek sayısını artırdı. Feribota gelip köprü ye gittik içeri girip Nur dolabtan aldığı anahtarı feribota takıp çalıştırdı ipler bağlı olduğu için hareket etmedi. Bir süre sonra feribot çalışırken bir kaç şeye baktıktan sonra bana dönüp konuşmaya başladı.
- Anladığım kadarıyla herşey iyi galiba gidebiliriz
- O zaman yola çıkabiliriz.
- Siz bilirsiniz Halil
Feribot dan çıkmak dışarı baktığımızda kalabalık bir zombi sürüsü toplanmış olduğunu görünce bir süre durduk ne yapacaz diye.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Silahlar yeterdi zombileri öldürmeye ama daha fazlasını çekebilirdi. Başka çare yoktu silahları çekip kafalarında vurmaya başladık. Bir iki derken otuza yakın zombi yerlerde yatıyordu. Silah sesini duyan Ali abi yanına Hakan'ı alıp ejder aracıyla hızla yanımıza geldi. Ali abi ortalığı görünce Emre'ye bakarak
- Emre sen mi yaptın kardeşim
Dedi gülmeye başladı. Emre hiç bozmadan Ali abiye dönüp
- Arkadaşlar partiye geldiler biraz dağıttık ortalığı
Deyince gülme krizi tuttu hepimizi Ali abi iyi olduğumuzu görünce vapur hakkında konuşmaya başladı.
- Halil ne yaptın vapur konusunu
- Çalıştırdık Ali abi
- İyi iyi ne zman gidiyoruz
- Şuan saat 9 abi öğlen 12 gibi gideriz.
- Olur
- Birde buraları zombileri toplamak lazım geçmek için
- Olur onu hakan ile hallederiz siz gidin
- Tamam abi
Ben neslihan ile birşeyler konuşurken Emre ile Nur çoktan kaynaşmış muhabbete başlamışlardı. Neslihan dan musade isteyip Emre'yi yanıma çağırarak
- Bakıyorum muhabbeti kurmuşsun
- Öyle oldu Halil
- İyi iyi hadi Nur'u al gidiyoruz
- Tamam
Neslihan'ın yanına gidip elini tuttum hadi aşkım gidiyoruz dedim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bunu duyan Neslihan gidelim aşkım diye karşlık verince o kadar mutlu oldum ki kaleye geldiğimizi fark etmedim bile. Kaleden içeri girip herkezin hazırlanması istedim. Saat 12 ye kadar Neslihan ile kalede oturup manzarayı seyrettik ona şarkı söylerek.
Saat öğlene gelmesine doğru Neslihan ile aşşağı inmek için kalktığımızda Gelibolu tarafından gelen karavanı görünce önce şaşırdım Neslihan'a dönerek ona sordum.
- Sende görüyormusun Aşkım
- Evet görüyorum Canım
- Hemen aşşağı inelim
Neslihan ile koşarak aşşağı indiğimizde Onbaşı çoktan karavanı durdurmuş araçdakilerin inmesini sağlamıştı. Yanlarına geldiğimde araçtan inen kız ve erkek karşımda duruyordu önce onları süzdüm kız biraz masum ve korku dolu gözler ile bana bakıyordu ama adama içim ısınmadı. Onbaşıya karavanı araması için emir verdi Neslihan bende adamı iyice süzdükten sonra konuşmaya başladım.
- Nerden geliyorsunuz ?
- Çatalcadan
- Hangi rüzgar attı siiz buralar
- Aynı yerde kalamıyorız devamlı hareket halindeyiz.
