Bölüm 2

973 45 6
                                    

Bir kaç dakika gözlerime baktı. Masum görünmeye çalışarak parmağımla tv'yi gösterdim. "Gol yedin."

Hızlı adımlarla yanıma yaklaşıp kolumu tuttu. "Senden kurtuluş yok mu?" dedi sinirlendiğini belli eder bir ifade ile. Onun evine gizlice girmem hoş bir davranış değildi fakat, Kolombiya'dan Fransa'ya gelip akşama kadar bekledikten sonra bir selfie bile çekinemeden buradan ayrılmak da bana göre bir davranış da değildi. Ancak şu an göreceğim muameleyi hayatım boyunca unutmayacağıma eminim.

"Ya sadece bir fotoğraf çekinmek istemiştim, ki sen de bana bunu çok görmüştün, belli." dedim hafifçe kaşlarımı çatarak. Burada sinirlenmeye hakkım yoktu. Hiç bilmediğim bir ülkede, onun evinde ona karşı gelmem biraz garipti...

"Fotoğraf çekince beni rahat bırakıp gidecek misin?" dedi nefesini bıkkınlıkla dışarı verirken. Bende hızlıca başımı salladım. Çünkü şu fotoğraf işini halletmek istiyordum. "İyi, peki" dediğinde hemen telefonuma sarıldım. Snapchat uygulamasına tıkladığımda hala burnundan soluyordu. Aptal telefonum dondu birden sonra telefonu bir kaç defa kapatıp açmam gerekti. Bunu bana yaşatan Apple'a lanet okudum.

"Daha bekleyecek miyim?" diyen Neymar'ı kızdırmamak için elimden geldiğince hızlı hareket ettim. Telefonu yukarı doğru kaldırmıştımki Neymar'ın kamerayı sığmadığını farkettim. Telefonu elimden çekti ve yukarı doğru kaldırdı. Yine sahte gülüşlerinden birini gözler önüne serdi. Şu an da bende gerçekten gülümseyip poz verecek hâlde olmadığımdan sahte bir şekilde gülümseyip kameraya baktım. İki tane sahte gülüş Yanyana iyi duruyordu.

"Fotoğraf için teşekkürler, iyi geceler" diyip evden çıkmaya hazırlanıyordum ki Neymar bana adımı sordu.

"Ben Nora, Nora Rodriguez" dedim. Biraz baktı bana ve sonrasında gözleri büyüdü.

"Nora Rodriguez mi? Sen James'in kardeşi misin?" dedi şaşkınlıkla. Belli ki adımı daha önce duymuştu. Arkama hafifçe dönüp sırıtarak göz kırpıp çıktım dışarı. Belki adımı en başında söyleseydim bu kadar uğraştırmazdı. Ama bu fikirler neden hep sonradan geliyor ki?

Elimdeki telefonda çektiğimiz resme bakarken korumaların önünden geçtim. Aslında yakışıklı çocuktu, fakat fazla kabaydı. Bir de ukala tavırları vardı. Herneyse biraz yürüdükten sonra ana cadde gibi işlek bir yere çıktım. Önümden geçen bir taksiyi durdurup havalimanına gitmemizi söyledim. Bu ülkede daha fazla kalmamın bir manası yoktu. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye koyuldum.

25 dakika sonra varmıştık. Parayı ödeyip hızlıca içeri girdim. Bir süre bekledikten sonra bu akşam uçak kalkmayacağını öğrendim. En yakın uçak yarın akşama doğruydu. Derin bir Of çektikten sonra çıkışa yürüdüm. Bu sefer taksi bulmam bir öncekinden daha kısa sürmüştü. İyi bir otele gitmesini söyledim. Ve tekrar kulaklık.

Vardığımızda parayı ödeyip indim. Resepsiyona gelip en iyi odalarından birisinde kalmak istediğimi söyledim ve ayarlaması çok sürmedi. Odanın anahtarını alıp asansöre ilerledim. Şu ana kadar iddiayı kazanmamın verdiği sevinci yaşıyordum. Kolombiya'ya dönüp o selfieyi Becca denen pisliğe göstermek için sadece 1 gün beklemem gerekiyordu. Odama girip yatağıma uzandım. Gerçekten güzel bir oda ayarlamışlardı. Oda servisini arayıp yiyecek bişeyler istedikten sonra televizyonu açıp haberleri kontrol ettim. Sıkıldıktan sonra kanalları değiştirirken spor kanalında durdum. Neymarı gördüm. Spiker bişeyler diyordu ama Fransızcam olmadığı için bir şey anlamamıştım. Sadece Neymarın yüzünü inceliyordum.

****

Ertesi gün uyandığımda bugün ne yapacağımı düşündüm. Uçak 20.00'daydı. Koca bir gün vardı önümde. Ben de abimden arakladığım paralarla alışveriş yapmaya karar verdim. Otelden çıkarken resepsiyona geri uğrayacağımı söyledim sonra dışarı çıktım. Yakındaki mağazalara göz attıktan sonra güzel kıyafetler beğenip aldım. Fransız modası cidden güzelmiş. Bir süre sonra poşetleri taşımaktan yorulup bir kafede dinlenmeye karar verdim. Bir içecek siparişi verip telefonda oyalanmaya başladım. Sonra birden abim görüntülü aradı. Buraya gelirken ona haber vermemiştim :(

"Efendim abi" dedim hafif bir endişeyle. Azarlanmak istemiyordum.

"Nerdesin?" diye sorduğu soruya Fransa cevabını verdim. "Bize neden haber vermedin?" diyip göz devirdi. Biraz kızmıştı anlaşılan.

"Biraz hava almak istedim hem yeni yerler gezmek güzel olur diye düşündüm. Siz yengemle sürekli olarak Almanya'dasınız zaten"

"Ama şuan Kolombiya'dayız. Sana süpriz yapmak istemiştik ama pek olmadı sanki" dedi. Ortamı yumuşatmak için komikmiş gibi güldüm. Bir süre konuştuktan sonra telefonu kapattım.

Kafeden kalktıktan sonra da Eyfel Kulesine gitmek istediğime karar verdim. Tekrar ve tekrar taksiye bindim. Ulaştığımızda oralar baya kalabalıktı. Eyfel Kulesi dünyaca ünlü bir yerdi. Ve cidden güzeldi. Etrafında dolaştım biraz. Bir sürü fotoğraf çektikten sonra dinlenecek bir yer bulmaya koyuldum. Buralar ciddi anlamda kalabalıktı ve oturacak yer bulamadım. Bir milyonuncu defa taksiye bindim, otele gitmemizi söyledim.

Parayı ödeyip otele giriş yaptım. Asansör istediğim katta durunca inip odamın kapısını açtım. Ve girdiğim gibi olduğum yerde kaldım


Neymar... Buraya gelmişti...

Claim || JuniorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin