Bölüm 1

1.7K 46 22
                                    

Adımlarımı hızlandırdım. Fakat rüzgar bana inat üzerime doğru esiyordu. Ki bu etken de yokuş yukarı çıkarken beni oldukça yoruyordu. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm ev oldukça lükstü. Bu Neymar'ın evi olmalıydı. Yinede emin olmak için internetten Neymar'ın evine baktım, aynısıydı.

Kapıda güvenlikler vardı. Yanlarına yaklaştım. "Hey, meraba?" dediğimde herhangi bir kımıldama dahi göstermediler. Güvenlik olduklarını bilmezsem sağır olduklarını düşünecektim. "Lan duymuyor musunuz?" diye sitem ettim. Sinirlerim bozulmaya başlıyor ha!

İçeri girmek için harekete geçtiğimde ikiside aynı anda elleriyle önümü kestiler. Yine bana bakmıyorlardı. "Çeksene şu elini!" dedim.

Ve bingo!

Nihayet yüzüme baktılar. "Zorluk çıkarmayın!" Sesi de görünüşü kadar sertmiş. Kolunu itmeye çalıştığımda bileğimi yakaladı güneş gözlüklü adam. Hava gerçekten karanlık ve böyle rüzgarlı bir günde güneş gözlüğü?

"Alt üstü Neymar'la bir fotoğraf çekineceğim. Niye içeri girmeme izin vermiyorsunuz?"

İç sesim anında cevap verdi.

E çünkü adamın özel yaşamı...

"Ben James Rodriguez'in kardeşiyim bana böyle muamele yapamazsınız!" dedim sinirle. Ama adamların umurunda bile olmadı.

Bu adamlardan hayır gelmeyeceğini anladığımda evi çevreleyen duvarlardan birine yaslandım. Hava da yine rüzgarlıydı. Üzerimdeki siyah hırkanın kapşonunu başıma geçirerek çömeldim ve beklemeye başladım. Telefonuma baktığımda iki cevapsız arama olduğunu gördün. İkiside abimdendi. Abimi sonra arayacağımı aklımın bir köşesine not ederek instagrama girdim. Biraz oyalandıktan sonra sıkıldım. Bir iddia uğruna neler çekiyorum ya?!?!

Flashback...

"Bana asla yapamayacağım bir şey söyle!" dedim sesimi yükselterek. Bakışlarını birkaç saniye televizyona kilitledikten sonra "Bak" diye cümlesine başladı. "Şu, futbolcu Neymar." Derin bir nefes aldı, bu sırada bende televizyona bakmıştım. "Onunla fotoğraf çekineceksin."

"Kabul, karşılığında bir daha karşıma çıkmayacaksın. Ve Finn'in de benim de peşimizi bırakacaksın" dedim hoşnut bir ifadeyle. Sevgilimin yakasını bırakması için herşeyi yapardım artık.

"Eğer yapamazsan s*ktir olup gideceksin buralardan. Ve Finn'i bana bırakacaksın" dedi iğrenç sesiyle.

Şu an...

Keşke o iddiaya girmeseydim. Düşünmeden hareket etmek bana özgü bir davranış olsagerek. Neymar umrumda değildi. Ben sadece o kızdan kurtulmak istiyordum. Ki zaten yapamazsam da kaybedecek pek bir şeyim yok. Başımı bacaklarımın arasına alıp beklemeye başladım.

Hava karardıktan bir süre sonra -Bende hava durumu haberlerini sunar gibi oldum :d-
gözlerime çarpan araba farı yüzünden kısılmış gözlerimle çevreyi süzdüm. Bu beyaz bir Audi idi. Gerçekten göz kamaştırıcı (!) bir arabaydı, o kadar göz kamaştırıcıydı ki gözlerim fazla kamaştığı için görüşüm berbatlaşmıştı. Gelen sanırım Ney-

"Sen kimsin ve evimin önünde ne işin var?" dedi, sanırım Neymar. Fazla kaba biriydi, hayranlarından biri olduğumu düşündüğü için onu tersleyemeyeceğimi tahmin ediyor olabilirdi. Bir iddia uğruna bu kadar küçük düşülürmü ya?

"Fotoğraf çekinmek istiyorum." dedim sakince. Bakışlarını üzerimde gezdirirken sahte bir şekilde gülümsüyordu. Acaba bu sahte gülüşünü günde kaç bin defa insanlara gösteriyor. Gözleri de elaymış, yeşil tercihimdi ama neyse...

"Bunun içinmi saatlerce bekledin?" dediğine göre ya bu çok salaktı, ya da gerçekten safa yatıyordu.

"Sence?" dedim sakin kalmaya çalışarak. Nefesimi dışarı verip vereceği cevabı bekledim

"Demek bana saatlerini ayıracak şu sapık hayranlardan kurtulamayacağım" dedi parmağını burnuma dokundurarak. Hızlı bir hamlede parmağını aşağı indirdim. Fiziksel temas yok arkadaşlar!

Sinirle nefesini verip ters istikamette yürümeye başladı. Aracın anahtarını güvenlikteki adama doğru fırlattı. Tabikide orada mal gibi durmayacaktım, peşine düştüm.

"Hey, bu fotoğrafı çekinmem lazım." dedim kolunu yakalayarak. Ustaca bir hamleyle kolunu ellerimden kurtardı.

"Yeterince zamanımı aldın, uğraşmam." sinirlerim iyicene bozuldu. Bu mal kendini ne sanıyo be! Sırf topa bir vuruş yaptı diye kendini üstün mü görüyor? Tamam belki biraz da yakışıklı yani de... Abimi tercih ederim.

Güvenliklerin arasından ilerledi. Bende aynı yoldan ilerleyecektimki, yolumu taş gibisinden sert iki tane kol kesti. Gözlerimi Neymar'ın üzerine diktim. Buranın elbette başka bir girişi vardır.

Evin -pardon Köşk diyecektim- her tarafını turlamama rağmen bir giriş bulamadım. Düz duvardan tırmanmak da zaten saçmalık olur.

Aslında fotoğrafı yarın çekinsem, bu geceyi bir otelde mi geçirsem? Mantıklı bir fikir. Fakat inatçı kişiliğim buna el vermiyordu. Küçüklüğümden beri alıştığım şu 'tuttuğunu koparma' huyu peşimi bırakmıyorki.

Köşkü saran duvarın çevresinden dolanıp güvenliklerin yanına ulaştım. Elbette onların boş bulundukları bir anları olacaktır, yani öyle umuyorum.

Dakikaların ardından güvenlikteki iki kişiden birinin tuvalete gideceğini farkettim. Çünkü altına etmek üzerdeymiş gibi duruyordu. Solundaki de "Uzun sürmesin" dedi.
İşte tam zamanı!

Adamın kenarından hızlı bir şekilde geçtim. Fakat bu heriflere görünmemek neredeyse imkansızdı. Elimden geldiğince hızlı bir şekilde hareket edip evin çevresinden dolandım. Amaç; gözden kaybolup adamın seni bulamaması.

Bir süre saklandım, adamın gittiğinden emin olduğumda evin bahçesinin ne kadar da büyük olduğunu farkettim. Eğer şimdi gidip kapısına dayansam kesinlikle güvenlikteki iri yarı adamları çağırırdı. Camlardan biri açıktı. Biraz uğraş sonucu içeri girebilmiştim. Büyük ihtimalle şu an mutfaktaydım. Etrafı incelemeye başladığımda buranın gerçekten de devasa bir ev olduğuna kanaat getirmiştim. Yavaş adımlarla mutfaktan çıktım. Neymar salonda -salon dediğime bakmayın, onun salonu bizim ev kadar- Fifa oynuyordu. Her ne kadar futbolla ilgilenmesem de Fifa oynamayı bende çok severdim. Kendini oyuna fazla kaptırmıştı. Bende kapının arkasında onu inceliyordum. İnanın Neymar'ı incelemek çok güzel bir duygu yapmanızı tavsiye ederim, gerçi dünyada bir tane Neymar var da neyse...

Üstsüz bir şekilde koltuğa yayılmıştı. Saçları birbirine girmişti ve bu görünüm esmerin koyusu olan ten rengine aşırı uyum sağlıyordu. Ela olduğunu düşündüğüm gözleri oyuna odaklanmıştı. İri dudakları düz bir çizgi gibisinden gerilmişti. Kaşları hafif yukarı doğru kalkmıştı.

Aniden yerinden fırlayıp "Gooool!" diye bağırmasıyla bende yerimden sıçradım. Tam o anda Neymar kafasını benim bulunduğum tarafa çevirdi. Az önceki sevinçli halinden eser kalmamıştı. Kaşları çatışmış, burun delikleri irileşmişti. Kaşının yanındaki damar hızla atıyordu. Kesin beni farketti.

Aha Sıçtık!

Claim - İddia

Claim || JuniorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin