Sabah uyandığımda yatakta bir tek ben vardım. Neymar gitmişti. Aşağıda kahvaltı falan hazırlıyordur diye düşünüp aşağıya inmeye karar verdim. Ama sonrasında üzerimde sadece iç çamaşırlarım olduğunu hatırlayıp Neymar'ın dolabına yöneldim. Kırmızı tişörtü üzerime geçirdim. Ve sonra küçük lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Saçlarım gece uyurken döndüğüm için dağılmıştı. Saçlarımı kendi haline bırakıp aşağıya indim.
Aşağıda kimse yoktu ve Neymar benim için kahvaltı falan da hazırlamamıştı. Göz devirip etrafı yoklamaya başladım çünkü çok acıkmıştım. Buzdolabına yönelecekken üzerinde asılı olan post-it kartını gördüm. Üzerinde
Günaydın, Öğlene kadar antrenman var. Dolapta kahvaltılık şeyler var, bir şeye ihtiyacın olursa güvenliklere söylersin. Kahvaltını yaptıktan sonra buraya gelebilirsin
Bunca yazıyı sığdırmak için minnacık yazmıştı ve okumam bir kaç dakika sürdü. Neymar'ın beni düşünmesi hoşuma gitmişti. Fotoğraf çekilene kadar sürecek o yüzden fazla bağlanma dedi iç sesim. Buzdolabına yöneldim ben de. Aklıma beni içeri almayıp sinirimi bozan güvenlikleri uğraştırmak geldi ama hemen evden çıkıp Neymar'ın yanına varmak istiyordum. O yüzden hızla kahvaltımı yaptım.
Yukarı çıkıp dün yaptığım alışverişten aldığım şeyleri karıştırmaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nora'nın giydikleri
Üzerimi giydikten sonra saçlarıma kurutma makinesi ile düzleştirdim. Sonra aklıma Neymar'ın odasını karıştırmak fikri geldi. Çekmecelerini karıştırmaya başladım. Pek bir şey yoktu. Sadece bir tane resim bulmuştum. Resim kime aitti tahmin edin
Bruna'yı unutamamış sanırım diye düşündüm. Ve sonra istemsizce kendimi Bruna ile karşılaştırmaya başladım. Evet, benden daha güzeldi. Kıskanmaya son verip evin odalarını gezmeye başladım. Oğlu için yaptırdığı odaya girince duraksadım. Çok güzeldi. Her yer mavi tonlarıydı ve çok hoş duruyordu. Odanın duvarında Davi yazan 11 numaralı bir Barça forması vardı. Oğlunun adını bu şekilde öğrenmiştim. Odanın içerisinde bir tane çerçeveletilmiş resim vardı. Davi, Neymar ve Davi'nin annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın. Kadının çok tatlı bir yüzü vardı. Bugün kıskandığım ikinci kadındı. Çok fazla kurcalamadan evden çıktım.
Güvenliklerden birinden beni Prensler Parkı (PSG Arena) götürmesini istedim. Arabaya binmemizden yaklaşık 15 dakika sonra varmıştık. Güvenlik beni içeriye soktu ve sonrasında bana tribünün Loca kısmına nasıl geçeceğimi anlattıktan sonra gitti. Loca kısmına geçtiğimde orada bir kaç insan vardı. Bir kadın bana yaklaştı.
"Sen kimsin?" dedi küçümsercesine. Bana yukarıdan baktığı belliydi. Galiba abimi kullanmamın zamanı gelmişti.
"Ben James Rodriguez'i kız kardeşi ve aynı zamanda Neymar'ın arkadaşıyım." deyip yüzümü meydan okurcasına onunkine yaklaştırdım. "Ya sen kimsin" dedim.
