-4- Tükenmenin eşiğinde

18 2 0
                                    


. . .

Öyle bir yoldu ki şu hayat, uçurumun kenarında açan bir gül yoktu hiçbir zaman. Her saptığın yönünde ya uçurumdu son durak ya da hüzünle harmanlanmış geçmişin ayak izleriydi. Bir uçurumlarda vermiştim en büyük kaybımı.



Korkaklığı bu ayrıntıda başlamış bir insanın ta kendisiyken ben, hiçbir yöne sapmamayı karar almış ve savrulmaya başlamıştım. Savrulurken yine kendimi bir uçurumun eşinde bulmuş olmam yabancı gelmiyordu artık.
Geri dönüp bakınca ise arkamda ne elimi tutacak ne de beni itecek kimsemin olmayışı da yalnızlığımı harmanlayıp sunmuştu önüme.

Yokluğunda eşiğine kadar sürüklendiğim uçurumda mola vermiş ve daha da kalkmamıştım. Devam edebileceğim bir yolum zaten kalmamıştı.
Ne acıydı ama !
Belki de uçurumun aşağısında beni bekleyen bir hayat vardı ama sırtımdaki kamburumla birlikte cesaretimin zerreleri saklambaç oynuyordu benimle.


Beklerken ise tek ümidim tükenmemekti. Ama bu ümidime olan inancım ise tükenmenin kapısına ilerliyor gibiydi.

KUZGUNİ SİYAH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin