Eve geldiğimizde direk odama koştum ve yatağa zıpladım. Bu kadar yaşadıklarım beni çok yormuştu. "Emy! Amy! " diyerek bağırdı anne dediğimiz şahıs. "Hea!" "Hadi gelin yemek yemeye"
Bu karı da babam zengin olduğu için onun parasını harcamak için evlendi. Gerizekalı!Yavaşça aşağı inmeye başladık, merdivenlerden inerken telefonuma mesaj geldi. Hemen elimi cebime sokup telefonu çıkardım.
Salak Jackson : Aşağı in. (15:09)
Jackson? Ah asla!
Ben : Asla! (15:10)görüldü
Salak Jackson : İnmezsen ben gelir seni kaçırırım. (15:10)
Ben : Ah seni aptal! Pekala geliyorum ama yemek yiyipte geleyim. (15:11) görüldü
Bu çocuk bir saf! Mutfağa ilerledim ve telefonumu poantolonumun cebine geri soktum. Masada ne ararsan vardı reçellerden tut tatlılara. Sandalyeyi geri çekip oturdum ve ileri ittirdim. Ve kahvaltıya başladık....
Yemeğimi yedim ve "Gençlik ben çıkar! " diyerek bağırdım kapının önünde. Telefonu cebime atıp kapıyı araladim ve dışarı çıktım.
Merdivenlerden hızlıca indim ve bahçeye çıktım. Jackson duvara yaşlanmış sigara içiyordu. Ona 'Ne var?' bakışı attım ve yanına yöneldim. Yanına geldiğimde derin bir nefes aldım ve elimi belime koydum. "Ne istiyorsun" dedim ve nefesimi geri verdim.
"Sen naptığını sanıyorsun" dedi ciddi ve kalın bir ses ile. "Napıyormuşum?" dedim dalga geçerek. "Senin gibi odunlarla işim yok benim" dedim sesli bir şekilde. "Bu odun senden hoşlanıyor! " dedi bağırarak. Sigarasını ince dudaklarına götürüp çekti ve dumanı yüzüme üfledi. Ben şaşırıp kalmıştım , ama onu sevmiyordum. Tam tersi nefret ediyordum! "Senden nefret ediyorum! " dedim 'ediyorum!' kelimesini bastırarak.
"Bana bak! Seni evime götürür bidaha çıkmana izin vermem!" Hah! "Senin buna hakkın yok! " dedim bağırarak. "beni dinleyeceksin!" diye kükremişti. Yine gözlerim bulanıklaşmaya başlamıştı ardından gözümü kapadım. Kafamı aşağıya eğdim ve 2 dakika böyle durdum. Birden çenemde el hissettim. Gözlerimi açtım ve o mavi gözleri karşımdaydı.
Dudaklarımda ki o sıcaklık beni kendimden almıştı. Onu seviyormuydum bilemiyordum. Ama bu duygu beni ona daha çok çekiyordu. Bu duygu da neydi böyle? Bilemiyordum aşk mıydı? Olamazdı, ben sevmiyordum ya da kendimi böyle inandırıyordum.
O ince dudakları benden ayırdı ve gözlerimin içine bakmaya başladı. Gözlerine bakmaya başladım , gözlerinden hiç birşey anlamıyordum bana kapalıydı sanki. Açmaya çalışıyormuş gibi ama yapamıyordu. Sonra birden ensesinden tuttum ve dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum.
"Emy?" Aniden kafamı geri çektim ve o sesin olduğu yere baktım. Olamaz! Andy! "A-Andy y-yanlış a-anladın! " dedim zor zor konuşarak. N-napmıştım ben! Hemen çekip gidebilirdim onu öpmeyebilirdim ama yapamadım. Hızlıca eve doğru koşmaya başladım ve içeri girdim.
"Selam Emy" dedi Amy. Cevap vermeden sadece yatağıma koştum. Hemen yatağıma attım ve ağlamaya başladım. "Emy? " dedi bir ses. Bu Amy di sesini her yerden tanıyabilirdim. Yanıma geldi ve oturdu beni döndürdü ve belimden tutup oturmamı sağladı. Hemen hızlı bir şekilde boynuna sarıldım ve ağlamaya devam ettim. "A-Amy! " dedim ağlayarak. "Geçti geçti" dedi ardından beni teselli etmeye başladı.
Selamlar gençlik nasılsınız? Çok kısa olduğunun farkındayım
ama aklıma pek birşey gelmiyor. Bu hikayeyi beğendiyseniz alttaki "VOTE" tuşuna basabilirsiniz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizler
Teen FictionBir İkiz Kız Birde Küçüklükten Arkadaş Olan Erkek. Bu hikaye de neler olacak acaba başlarından neler geçecek? Bunları bilmek zor ama okursanız bilebilirsiniz. Bu 4 kahramanın hikayesi. Birbirlerini hep kollarlar. Sevgi hiç peşlerini bırakmaz , h...