Bölüm 4

377 51 10
                                    

Selam canım okurlarım. Nasılsınız ben iyiden hallice sağ olun:)))

İşte size sesleneceğim ve Dünden Yarına'yı hissedeceğiniz yeni isminiz.

Ölüm Melekleri...

Malum kızımız bu konuda bir numara grubumla böyle bir isim bulduk bizde umarım seversiniz.

Daha fazla uzatmadan,

İyi Okumalar Ölüm Melekleri...

Bahçedeki çiçekleri suladığımda babam işten daha yeni geliyordu. Onu görür görmez elimdeki hortumu fırlatıp boynuna atladım. Ellerimi hızla boynundan çekti.

"Ne hakla o kirlenmiş ellerinle bana dokunursun?" Şaşkındım. Anlamayan ve kırılmış bakışlarla babama bakıyordum.

"Ellerinde benim kanım varken nasıl bana sarılırsın?" Bakışlarımı ondan çekip ister istemez ellerime baktım. Sıcak ve yoğun kanın kırmızılığı ellerimdeydi. Tekrar babama baktığımda ise ağzımdan bir çığlık kopmuştu. Boynu boydan boya kesilmiş, önümde diz çökmüştü. Onu tutmak için hareket ettiğimde elimdeki cismi hissettim. Kana bulanmış gümüşten bıçak bana bakıyordu.

Onu sen öldürdün.

Babamı ben öldürdüm.

Kendi pisliğin yüzünden onu yok ettin.

Bana yapılanlar yüzünden onu suçladım. Onu ben öldürdüm.

Annem bağırarak yanımıza geldiğinde yerde yatan babamın yanına oturmuş, ağlıyordu. Hiçbir şey konuşmuyordu. Sadece ağlıyor, sessizliğiyle beni boğuyordu.

"Anne." dedim titrek sesimle. Siyaha bulanmış gözlerini hızla bana dikti ve ayağa kalktı. Bıçak tutan elimi kendime çevirerek kalbimin üstüne getirdi. Ağzından çıkan tek ve keskin bir kelime vardı.

"Öl."

"Sanem uyan artık." Bora'nın endişeli sesi gözlerimin kocaman açılmasına sebep olmuştu. Yılların değiştiremediği kabus, her gecemi lanetlenmişcesine geçirmemi sağlıyordu.

"İyi misin?" Kan ter ve ağrı içindeydim. Elimle alnımı silerken karnıma saplanan ağrıyla inledim. Bora'yı itekleyip bacaklarımı karnıma çektim ve öne doğru eğilip başımı yatağa rastladım.

"Sanem yatakta kan var."

"Küveti doldurur musun?" dediğimde ayak seslerinden yanımdan ayrıldığını anlamıştım. Sakince yatakta doğrulup nefes almaya çalıştım ama saplanan ağrı bunu zorluyordu. Çarşafın üstündeki kan ışığın yansımasından dolayı parlıyordu. Yorganı hızlıca üstüne örttüğümde Bora da içeri girmişti.

"Gel bakalım güzellik sıcak duşun hazır." Bir şey dememe fırsat vermeden kucağına alıp, eski banyoma götürdü. Klozetin üstüne oturtup yere eğilerek yüzüme baktı.

"Yardım etmemi ister misin?"

"Hayır gerisini hallederim, sağol."

"Tamam bir şey olursa seslen, gözümü kapatarak girerim." dedi sırıtarak. Gülmemi yine ağrım engellemişti. Banyodan çıktığında üstümdekileri çıkartıp sıcak suyun içine girdim. Kasılan bedenim yavaş yavaş yumuşuyordu. Başımı geriye yaslayıp kendime gelmeye çalıştım ama olmayacaktı. Hiçbir zaman düzelemeyecektim. Geçmişim peşimi bırakmayacak, kötü rüyalarla bile olsa kendini hatırlatacaktı. Yanağımdan süzülen bir damla yaşla anlamıştım. Ben artık yoktum...

Duştan çıkıp odama geçtiğimde Bora, çoktan çarşafımı değiştirmişti. İyice kurulanıp üstümü giyindim ve yatağın içine girdim. Kapı çalındığında gel dememe fırsat kalmadan odama girmişti.

Dünden YarınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin