Afra,insan

192 11 7
                                    

Ben şaşırmış bir şekilde havaya bakarken savaş odaya girdi.

"Bu kadar sinirlendinmi? Yoksa bi terslikmi var?"

"Bi terslik var. Ben gayet sakinim."

"Afra, güçlerini kontrol edebildiğinden emin misin?"

"Eminim. Yani, öyleyimdir herhalde."

Biz kendi aramızda konuşurken yanımızda biri belirdi. Yüzü görünmüyodu. Ama boynunda bir şey parlıyordu.

Savaş biraz daha gevşeyip önüme gecti.

"Onu benden korumana gerek yok savaş."

"Biliyorum. Ama sende biliyosun ki artık kimseye güvenmemem gerekiyor."

"Haklısın. Afra daha yeni olduğu için güçlerini kontrol etmekte zorlanabilir."

"Yani?"

"Güçlerini bu kolyeye aktarıcam. Yine bir vampir gibi davranıcak. Ama aslında insan olucak. Bu kolyeyi kimseye gösterme. Ve tehlikeli bir yerde duygularını kontrol et. Sakın sinirlenme. Yoksa kolye şu an parladıgı gibi parlar ve onu senden alabilirler."

"Ne yani? İnsan mı olucam?"

"Güçlerini kontrol etmeyi ögrenene kadar evet. Ama yinede kolye sayesinde güçlerini sadece gerektiği yerde kullanabilirsin."

"Ne kadar sürer bu?"

"Sana bağlı. Elini çabuk tut."

"Tamam."

Dedikten sonra elimi uzattım. Boynundaki parlak kolyeyi çıkarıp benim boynuma takması için savaşa verdi. Savaş kolyeyi taktığında içimden bir şeyler eksildiğini anladım. Ve en önemliside saçımın rengi gitmişti. Tıpkı bir insan saçı gibi normal bir renkti.

Bir süre sonra kolye parlaklığını yitirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir süre sonra kolye parlaklığını yitirdi. Bense yeniden doğmuş gibiydim. Kalbimi daha net hissediyordum. Atışlarını duyuyordum.

O kadın tekrar ortadan kaybolunca savaşa döndüm. Halsiz gibiydi.

"Neyin var?" Dedim. Ufak bir tebessüm edip biraz daha yaklaştı.

"Kokun artık daha yoğun. Kalp atışların, hızlandı. Duyguların yoğunlaştı. Tenin ısındı. Gözlerin, heyecandan göz bebeklerin büyüdü."

"N-niye anlatıyosun ki bana bunları."

"Beni gördüğünde ne hissettiğini merak etmiştim. Demek bunları hissediyosun."

"Ne hissetcem ya ! İnsanım ben artık ! Normal böyle şeyler."

"Tabii canım ! Dokunmak istermisin?"

Deyip elini uzatınca şaşırdım. Ama merak ediyordum doğrusu. Elimi eline değdirdiğimde ne kadar soğuk olduğunu anladım. İnsanın içini titreticek türdendi.

Bir yandan onun elini tutarken bir yandanda değiştiğimi hissediyodum.

Aynadan kendime baktığımda kendimi tanıyamadım resmen.

Aynadan kendime baktığımda kendimi tanıyamadım resmen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ten rengim bile koyulaşmıştı. Demek insan olmak böyle bir şey.

***

Savaşla kanepede oturmuş televizyon izliyoduk. Ama gözlerimi kapatmak istiyordum. Üzerimde tuhaf bir yorgunluk vardı.

"Savaş? Ben kendimi iyi hissetmiyorum. Bir şeymi oldu ki?"

Dediğimde kaşlarını çatıp bana yaklaştı. İlk ellerimi tuttu. Daha sonra yüzüme dokundu. Son olarak ise tereddüt etse bile biraz daha yaklaşıp kalp atışlarımı dinledi. Utanmıştı. Belli etmemeye çalışsada belliydi.

Onun bu halini görünce gülümsedim. Daha sonrada o gülümsedi.

"Senin uykun gelmiş."

"Uykum mu?"

"Evet. Gel yat uyu biraz."

"Nereye?"

"Artık insansın. Benim odamda kal. Ben uyumuyorum zaten. Sen uyu. Otururum yanında.."

"Tamam."

Tam biz odaya çıkarken bora içeri girdi.

"Afra? Konuşabilir miyiz?"

"Tabii." Boranın yanına gidecekken savaş elimden tuttu.

"Şimdi olmaz. Uyuması lazım."

"Vampirler ne zamandan beri uyuyor?"

"Afra artık insan. Sonra anlatırım. Şimdi uyusun o. Yorgun."

"Tamam. Uyanınca konuşuruz" deyince gülümseyip savaşın elinden elimi çektim.

Elimi çekmeme bozulmuş ve sinirlenmiş gibiydi. Gözleri daha bi koyulaşmıştı. Daha sonrada bana hiç bakmadan odaya girdi.

Bende arkasından girip yatağa uzandım.

Savaş

Aramızda ki bağın daha öncedende güçlü olduğunu biliyorum. Ama bu sefer ondan daha fazla. Artık o olmadan yapamam. Kokusuna, kalp atışlarına, gözlerine ihtiyacım var. Beni güçlü yapan o.

Peki neden kıskanıyorum? Elimde olan bir şey ďegil. 

Hayır ona aşık değilim.

Olmamalıyım.

Ben kendi kendime düşünürken aysu yanıma geldi.

"Savaş, ben...özür dilerim. Onunla aranda bir şey olduğunu bilmiyodum. Söz bir daha rahatsız etmem seni."

Dedi.

"Tamam. Önemli değil. Ama...onunla aramda bir şey yok. Olamazda. O an ne yapacağımı bilemedim. Anlık bi hataydı. Benim için bi önemi yoktu."

"Yani onu sevmiyomusun?"

Bu soruyu cevaplamak çok zor gelmişti. Sesli bir şekilde yutkunup zorda olsa cevap verdim.

"Sevmiyorum."

Vote yorum

Doğ'A'teşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin