''OLAMAZ''

56 16 10
                                    


Bir çığlıkla uyandım,babamın yeni hediye ettiği cep telefonuna alarm kurup yattığım yataktan.Beni alarm çalmadan uyandıran böğürtü neydi acaba?Neyse erkenden kalkmam daha iyi.Annemler dün evde yoklardı ve gece çok geç dönmüş olmalılar.Onlar için kahvaltıya börek falan yapmayı düşünüyordum ve şimdi daha çok vaktim var.

Ama önce bu seslerin kaynağını bulup alarmımdan daha etkili olduğu için tebrik etmem gerek.

Uzun kahverengi saçlarımı sağa doğru savurarak kalktım yataktan.Siyaha yakın renkteki gözlerimi açmakta zorlanıyordum.Hala uykum vardı ve salondan gelen sesler bile uykumu açmaya yetmemişti.Yorganı üstümden attığım gibi kalkıp giyindim.

Her ne kadar salona pijamalarımla gitmek istesem de içeride kimin olduğunu bilmiyorum ve malesef giyinmem lazım.Siyah dar pantolon ve gri kazak iyi gibi.En azından kim olduğunu bilmediğim birilerinin yanında paspal paspal durmaktan daha iyi.Dağınık yatağıma bakıp sonra toplamayı aklıma yazdım çünkü salondan gelen sesler merakımı arttırıyordu. Saçlarımı tarayıp topuz yaptım ve dişlerimi fırçaladıktan sonra salona doğru yürümeye başladım.

Bu da ne?Amcamlar,dayımlar,halamlar, tüm akrabalarım evdeydi.Ve kimi ağlıyor, kimi yas tutuyordu.

Peki ya annem ve babam?Onlar neredelerdi? Evde bu kadar misafir varken ve hepsi bir tuhaf hallerdeyken nereye gitmişlerdi? İyi şeyler dönmediği her hallerinden belliydi.

Odada en sakin ve normal görünen kişi küçük halamın eşi Burak eniştemdi.En iyisi neler olup bittiğini ona sormak diye düsünerek eniştemin yanına yavaş yavaş ilerledim.O da beni fark edip yaslandığı duvardan doğruldu.

Yanına yaklaşıp ''Neler oluyor enişte?'' diye sormama fırsat vermeden ağlamaya başladı ve birden çok sert bir şekilde gözlerime bakarak yutkundu.O yutkunuşu sanırım hiçbir zaman aklımdan çıkmayacak.

Sonra birden omuzlarımda birinin ellerini hissettim.Erkek elleriydi.Babamın geldiği ümidiyle hızlıca çevirdim başımı.Ama hayır dayımdı bu.

Dayım bana sımsıkı sarıldı ve benim sormama fırsat vermeden fısıldadı kulağıma acı gerçeği:

''Umut,annen ve baban vefat ettiler dayıcım.'' 

Başımdan kaynar sular dökülmüştü sanki.

Benim annem ve babam nasıl vefat ederlerdi? Aklım almıyordu.Hayatımın en güzel yıllarında daha 15 yaşındaydım. Ne olacaktı şimdi? Hayatımı nasıl devam ettirecektim?

Tüm bu sorular aklımdan bir kaç saniye içinde geçti.

Daha sonra dizlerimin bağının çözüldüğünü hissettim.Diz üstü çökmüştüm.

Ellerim bacaklarımın üstünde birbirine bağlı bir şekilde duruyordu. Boynum hafifçe sağa doğru bükülmüştü. Ve dolu dolu olan gözlerim boş boş yanmakta olan şömineye bakıyordu. Dışarıdan ürkütücü göründüğüm söylenebilirdi.

Bir kaç saniye sonra sol gözümden bir damla yaş süzüldü yanağıma doğru.

Sonra da bir haykırış:"Olamaz!"

Bütün ağlamalar kesilmiş. Tüm ağızlar susmuştu birden.Tüm salon yüzüme bakıyordu ne tepki vereceğimi görmek için.

''HAYIIIIIR'' Çığlığımla inledi tüm apartman.

Tüm salonu birbirine katmış , bağıra bağıra ağlıyordum evin içinde.

Dayım tam dibime oturmuş. Bana sımsıkı sarılmış. ''Geçecek dayıcım.'' diyordu sadece,''Geçecek.''

Fatih dayım ailede en çok sevdiğim ve beni en çok seven insandı.Bu zor günümde de en çok o oluyordu yanımda.

Ve karardı gözlerim aklımdan şu cevap bulamadığım sorular geçerken;''Şimdi ne olacaktı? Kiminle,nerede,nasıl yaşayacaktım? Hayatımı onlarsız nasıl sürdürecektim? Ve bu zor yolculukta başıma neler gelecekti?

BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin