XXIX

48 7 1
                                    

İki gün sonra Deniz'den güzel haber geliyor. Büşra Cem'in çalıştığı mağazada yarı zamanlı işe başlamış. Zaten ertesi gün de okula geliyor. Hem de elinde bana getirdiği ve taksidini bir yıl boyunca ödeyeceği hediyeyle...
- Benim yüzümden başına gelmeyen kalmadı... Umarım bu yaralarının kapanmasına yardımcı olur. Diyor
Büyük bir mutlulukla açıyorum paketi, bu benim fotoğraf makinemin en az beş model üstü ve biliyorum ki çok pahalı...
- Ama bu... Yani neden bu kadar... Böyle bir şeye...
Konuşamıyorum, konuşturmuyor da... Boynuma atılıp sımsıcak sarılıyor... Bu Büşra gerçekten de bambaşka bir Büşra... Şükrediyorum. Onu tekrar bu şekilde gördüğüm için... Gözlerinin içi gülüyor.
O günden sonra derslerine de iyice asılıyor. Okul çıkışlarında koştur koştur işe gittiği için kimseyle görüşemiyor haliyle... Sınavlarda ona notlar veriyoruz, sınavlardan önce çalıştırıyoruz.
Ben de yeni makinemle tüm boş zamanlarımda fotoğraflar çekiyorum. En beğendiklerimi çıkarttırıp ayırıyorum... Düzenli olarak sergi başvurularında bulunuyorum, Büşra'ya oynadığımız masum oyundan sonra en büyük isteğimin sergi açmak olduğunu tam anlamıyla anlamış oldum... O yoğunlukla iki dönemin nasıl geçtiğini anlamadım... Yine de Büşra'yı gördüğümde hala heyecanlanıyordum... Ona karşı olan duygularımda zerre azalma yok! Aksine o beni fark etmedikçe onu takıntı haline getirmiştim. Gördüğümde tüm sorunlarımı unutup onu izliyordum. Benden yardım istese dünyanın en mutlu adamı oluyordum. Ancak hazırlığın son sınavlarına geldiğimizde Büşra amfiye girip de ön çaprazıma oturduğunda kafama dank etti; o gün belki de bizim son görüşmemiz olacaktı! Büşra yaz tatilinden sonra artık resmen bir tıp öğrencisi olacaktı ve şimdi olduğunun üç katı yoğun bir insan olacaktı. Benim ise bu yaz için yaptığım planlar yolunda giderse gelecek sene hemen hemen hiç zamanım olmayacak... Yani yaz onu elde etmek için son şansım... Soruları bitirmeme rağmen çaktırmadan onu bekliyorum. Aynı anda çıkarsak belki birer çay içeriz... Zamanı yoksa en azından belki beraber otobüs durağına kadar yürürüz... Onun da sınavı bitiyor, toparlanmaya başlıyor, ben de toparlanıyorum. Beklediğimi anlamasın diye ondan hemen önce çıkıyorum. Dış kapının önüne çıkıyorum orada birileri soruları tartışıyor, kalabalığın yanında sohbet eder gibi duruyorum. Bir gözüm Büşra'da, hala çıkamadı. Hemen arkamdaydı diğer kapıdan mı çıktı? Diğer kapı otoparka çıkıyor Büşra'nın o kapıdan çıkması için hiçbir sebep yok, tabi eğer... O anda anlıyorum her şeyi ve diğer kapıya doğru koşuyorum... Önüme çıkan bir kıza çok fena çarpıyorum... Kız, arkadaşlarının üzerine düşmeseydi bu kadar ucuz atlatamazdı.
-Önüne baksana gerizekalı! Diye bağırıyor arkamdan, ben koşmaya devam ediyorum. Sonunda otoparka geldiğimde siyah bir arabanın arkasında bir toz bulutu çıkararak uzaklaştığını görüyorum...

Zamansız (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin