Aşk Savaşı Sever!

1- Uykulu ve şaşkın gözler

Gözlerimi usulca kapattım korkularıma. Küçük, masum bir dilek tuttum içimden hayallerim için.. Uçak yavaş yavaş havalanmaya başlamıştı. İçimi saran, o bir uçurumdan aşağı bırakılma hissini atlattıktan sonra gözlerimi yavaşça araladım. Özgürlüğüne kavuşmuş barış güvercini gibi süzülüyorduk gökyüzünde. Son kez geriye bakıp düşündümde yaşadıklarımı. Hoşçakal Türkiye! seninle yaşadığım anıları son kez geçirdim aklımdan. Güzel olanları ayırdım gönlümde bir kenara. Ve geri kalanı için; bu uçak havalanırken sondu geçmişin düşünceleri.

Güney Kore'ye varmamıza çok az kalmıştı. Yeni hayatımın ilk günü için içimde tatlı bir heyecan. Yeni bir yaşantı. ne kadar da güzeldi düşüncesi. Ben 26 yaşında bir öğretmenim. Küçükken öğretmen olma hayalimi gerçekleştirmiştim. Küçüklük tamamdı şimdi ise sıra büyüklük hayalim olan; eğitim ortamı tasarımlarını gerçekleştirmek üzere yurt dışına gelmiştim. Evet büyük ve saygın bir şirketten tasarım için teklif aldım. 6 ay kadar bir sürede güzel bir tasarım yaparım ve belki de kalıcı olarak Kore'ye yerleşirim kimbilir. Küçük bir hayal şimdi yavaş yavaş can buluyordu.

İnternetten tanıştığım Eun Sool adında Koreli kız arkadaşım çok yardımcı oldu bana. Şirketteki işim, koreceyi bu denli güzel konuşmam hep onun sayesinde. Birazdan onunla kanlı canlı olarak tanışacağım. Herşey için çok heyecanlıyım!

Uçak inmeye başlayınca yine o heyecan sardı bedenimi aynı kalkarken hissettiklerim gibi. Ama bu sefer geçmiş için değil gelecek için bu heyecan bu heves. Valizimi bulduktan sonra diğer insanları takip edip çıkışa yöneldim. Herşey o kadar garip geliyordu ki. bır an keşke hiç gelmeseydim mı acaba dedim içimden. Sonra çabucak bu fikirleri attım kafamdan. Çünkü yeni bir hayat beni bekliyor.

Eun sool köşede elinde "Ela" yazan bir kağıtla beni bekliyordu. Onu görür görmez yanına gittim. Görüntülü konuşmalarımızdan kolayca tanıyabilmiştim onu. Herşeyiyle aynıydı Sanırım sadece hayalimdekine göre birazcık kısa olabilir?! Omuzlarından biraz uzun düz siyah saçları, her Koreli gibi çekik kahverengi gözleri, dolgun yanakları zayıf bir vücudu vardı. Siyah düz üstü bir etek ve siyah çizgili bir penye giymişti. üstünde de spor bir mont.
O da beni görünce tanıdı hemen. Göz göze geldip birbirimize sarıldık. İşte beklediğim sıcaklığı bulmuştum. O yıllardır tanışıyormuşluk hissi. İşte dedim kendi kendime iyi ki gelmişim Kore'ye herşey çok güzel olacak!

Kısa bir sohbetin ardından arabasına atladik ve eve doğru yol aldık. Eun sool kendi oturduğu apartman dairesinden bana bir daire ayarlamıştı. Eşyalarla uğraşmamak için eşyalı bir ev. Telefondan anlattıklarına göre tam istediğim gibi bir evmiş. Kocaman bir salonun sol tarafında salona paralel ve birleşik bir mutfak aynı şekilde yine sağ tarafında salona birleşik ve paralel bir yatak odası. Yatak odasını ve mutfağı salondan ayıran tek özellik tabanlarının salondan yüksek olması. İki basamaklı merdiven çıkmak gerekiyor. Harika!
Eun sool un dediğine göre bizim şirkette ki hemen hemen herkes burada oturuyormuş . Bir nevi bizim oranın lojmanı gibi. Tabi burası oraya göre birazcık fazla lüks.

Direk benim kalacağım eve gelmiştik benim oturacağım daire 2. Katta oda 3. katta oturuyordu. Hem iş arkadaşım hemde komşu olmuştuk. Yabancılık çekmemek adına çok iyiydi bu durum. Düşünsenize tamamen yabancı bir ülke. sima olarak bile tanıdığınız kimse yok. Herşey ne kadar zor.

Eun sool gerçekten çok güzel tasvir etmişti evi. Herşey tam da anlattığı gibi. Yeni evimi çok beğenmiştim. Aynı Eun Sool a nasıl kanım ısındıysa yeni evime de öyle sıcak duygular beslemiştim. Gelsin artık güzel anılar!

Eşyalarımı bırakıp küçük bir bakınmadan sonra yemek için dışarı çıkmaya karar verdik. Montumu alıp asansörün önünde beklemeye başladık. Asansöre bindiğimizde üst kattan başka birisi bindi asansöre. Eun Sool ile birbirlerine selam verdiler ama sadece selam vermek için başını sallamış gibiydi.