Hikayeyi Anlatan Kişi
Spencer ile Aria cafeden gittiler ve evlerine doğru yol aldılar. Spencer hala ama hala düşünüyordu. Aklında bir sürü soru vardı.
A neden Emily'i kaçırmıştı?
A kimdi?
A Spencer ve arkadaşlarından ne istiyordu?
A Alison'ı öldürmüş müydü?
Fakat hala hiçbir sorunun cevabını bulamamıştı. Eve sonunda ulaştı.
Annesi ve ablasını evde bulamayan Spencer şaşırmıştı. Annesinin bu gün evde kek yapacağını zannediyordu. Ablasıysa kurabiye yapacaktı. Fırına baktı. Fırında kek yoktu kurabiye de. Birden bire elektrikler kesildi. Spencer korkmaya başlamıştı. Aklına dolu şey gelmişti. Ya A onu da kaçırırsa? Ya hırsız girerse eve?
Spencer bunları düşünürken birden bire kapı gıcırdama sesi geldi ve Spencer telefonunun o az da olsa veren ışığı ile ilerledi. Eline mutfaktan meyve bıçağı aldı ve yavaş yavaş yürümeye başladı. Karanlıktan bir ses ona sesleniyordu.
''Seni o zavallı bıçak mı kurtarıcak? Zavallı bir kızsın sen Spencer. Bunu kabul et.''
Bu üç cümleyi sürekli tekrar eden kişinin sesi birden yükselmeye başladı ve o sırada Spencer'ın telefonuna mesaj geldi.
''Sen bakalım küçük cadı arkadaşını kurtarabilecek misin?''
Spencer kendini yere attı ve bıçağı gırtlağına dayadı. Spencer derin bi nefes aldı ve ''Bence en iyisi bu'' dedi. Yavaş yavaş boğazını kesmeye başlıyordu ki birden ışıklar açıldı ayak sesleri duyuldu. Spencer bıçağı boğazından indirdi. Sonra ise boğazına elini değdirdi. Kan akmıyordu. Buna sevinmeliyim diye düşünen Spencer derinlerden bir nefes alarak uzaklara dalmaya başladı...
Ah keşke ağaç ev partisini yapmasalardı. Belki Alison ölmeyecek ve hayatlarına devam edeceklerdi. Ama şimdi... Alison yok. Bunu tekrar söylersem kafayı yiyeceğim diye düşünmeye başlayan Spencer yanındaki sandalyeden destek alarak kalktı. Bıçağı yavaşça eline aldı.
''Yukarıya çıkıp neler olduğunu görmezsem ya birisine zarar gelecek ya da birisi... ÖLECEK!''
Yukarıya çıkmaya başlayan Spencer iki üç saniyede bir arkasına bakıp işini garantiye alıyordu. Spencer artık son basamağa ulaşmıştı. Gitmekte kararlıydı. İlk baş anne ve babasının odasına girdi. Fakat hiçbir şey yoktu. Kapıyı kilitlerken arkasından bir ses duydu. Bu ses Emily'nin sesine benziyordu. Ama hangi akılsız gidip de Spencer'ın evinde Emily'i tutacaktı. Bu düşünceye ile beraber aşağıya inerken bu demin duyduğu ses ağlamaklı bir hal almaya başladı. Spencer kendi odasına girdi hızlıca. Hiç kimse yoktu odada sadece Emily'e benzer bir bebek ve yanında bir de not vardı. Notu hafif yüksek bir ses ile mırıldandı.
''Bebekleri öldürmek çok kötüdür. Ancak onlara sahip çıkarsan zarar gelmez. Demek istediğimi umarım anlamışsındır, cadı!
-A''
A benim canımı sürekli sıkmayı nasıl başarıyor acaba hiç anlamıyorum diye mırıldanan Spencer arkasını dönmeden duvara sürünerek odadan ayrıldı. Ve ardından gene elektirikler kesildi. Spencer artık bıkmış, ve hızlıca evden ayrılmıştı. Spencer evden ayrılırken bir şeyi unutmuştu
-EVİN ANAHTARI!
Yanında sadece 10 doları ve telefonu vardı. Aslında Aria'ya gidebilirdi fakat vazgeçti. Onun yerine Aria'yı arayarak olanları kelimesi kelimesine anlattı. Aria Spencer'ın yanına hemen gelmişti. Spencer korkusu azcık geçmişti ve Aria'nın kocaman gözlerine dikkatlice baktı. Aria ile beraber evin açık kalan penceresinden içeri girdiler. Aria'nın elini sıkı sıkı tutan Spencer mutfağa baktı. Aria'ya gel işareti yaptı ve mutfağın içine girdi. Aria elinde bir fener tutuyor ve etrafı dikkatle inceliyordu. Sonra birden buzdolabının içini açtı ve ışık yüzüne çarptı. Aria sinirle buzdolabının kapağını kapatıp Spencer'ı alıp elektrik şalterlerinin yanına götürdü. Hepsi açıktı. Açıp kapamıştı yapan kişi. Spencer kendini bir ana aptal gibi hissediyordu. Gözlerini deviren Aria'ya bu gece bende kalır mısın? Bakışı attı. Aria ona sarıldı. Bu tamam anlamına geliyordu. Spencer örgülü önüne gelen saçlarını çekti...
Birden ikisine de mesaj geldi:
"Ah sizin kadar saf insanlar görmedim. Emily öldü zavallılar.
-A"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Sır 1 Ölü
غموض / إثارةKonusu Pll ile aynıdır ama mesajlar replikler aynı değildir... ¡Kötü Söz İçermez! { -A }