KAHVE FALI

25 9 5
                                    

"Of Uraz. Cidden yeter ya beni uyandırmayı kes artık."

"Kalk lan!"

Lan mı? Sorarım ben sana şimdi.

"Höst lan!"

"Tamam ya. Kalk hadi. Kahvaltı hazırladım."

Bu çocuk. Bilmiyorum ama onu sevmiyordum. Hareketleri gıcıktı. Ben ona bir türlü ısınamıyordum.

"Tamam. Çık git odadan. Üzerimi giyip geliyim."

"Tamam arkamı dönerim ben."

"Uraaazz!!"

Benim bağırmamla koşarak odadan çıkması bir oldu.
Deniz hala uyuyordu yatağımın üzerinde. Onu uyandırmaya kıyamadığım için banyoya girdim. Ayna da kendimi gördüm. Çocukluğumu. Anneme hiç benzemeyişimi.
Yüzümü yıkayıp o hiç toplamadığım saçımı topuz yaptım.
Ben banyodan çıkasıya Deniz'de uyanmış. Onu da alarak içeri girdim.
Mutfak güzel kokuyordu.

"Ee Urazcığım. Umarım beni uyandırmana değer bir kahvaltı hazırlamışsındır."

Arkası donük beni umursamamıştı bile.

"Senin yüzünden heryerim tutulmuş."

"Gidip kendi evinde kalabilirdin. Neymiş karanlıktan korkuyormuş. Miş miş de muş muş."
Kahkahalar atarak gülmemle mutfakta resmen kendi kendime eğleniyordum.

"Demek gülersin. Gel buraya."

"Yakalayamazsın!"

Kaçıyordum. Ama yakalanmam an meselesiydi.

"Tamam tamam ya pes. Pes ettim."

"Pes'le kurtulamazsın. Kalk bana çay koy."

Gıcıklık'tı madem, mutfağa koşup çayı kattım. Tabi ki kurbanım Uraz.
İçine olabildiğince baharat attım. Karabiber, tuz, kırmızı biber. Oh olsun sana.

"Aa Uraz gelmiş. Otur gel."

"Aferin. Yola gel."

"Al iç. Doyasıya."

Uraz'ın bir yudum almasıyla banyoya koşması bir oldu.

"Eliiiss!"

"Ay ne var. Açım ben."

Güzelce kahvaltımı ediyordum. Uraz nerede diye bakmaya gittiğimde nereden geldiğini bilemediğim bir kova su başımdan aşşağı dökülmüştü. Ne soğuk ne sıcak. Ama onu dövecektim.

"Uraz. Defool! Çık evimden."

Uraz'ın evden çıkmasıyla yattığım odaya gidip hemen banyoya attım kendimi. Küveti ılık bir suyla doldurup kendimi suyun güzelliğine bıraktım. Parmaklarımın 1 saat sonra buruştuğunu görüp çıktım.

Üstümü giyip saçıma fön çektim. Denizi doyurmak için mutfağa gittim. Uyuz Uraz yüzünden kahvaltıda edememiştim. Kendime şaşırdığım diğer noktaysa ağzıma sigara sürmeyişimdi.

"Hey! Nereye Elis?"

"Seni ilgilendirmez."

"Of saçmalama. Şakalaştık ya."

"Hadi görüşürüz."

Beni bu hareketleriyle kendinden uzaklaştırıyordu. Tamam ben uyuz olabilirdim ama o'da uyuzdu.
Dükkana varmama az kalmıştı. Dükkanda camda'ki yansımama bakıp o Uraz'ı dövesim geldi. Peruğu takmamıştım. Hatta unutmuştum.
5 dakikalık mesafeyi koşarak 1 dakika'da vardım.

"Hoşgeldin ablam."

"Hoşbuldum Gülşah abla."

"Seni isteyen müşteri var."

AYSAR(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin