CAN SUYU'M (Tamamlandı)

1-Badem Gözler

Dosya, dosya, dosya! Bıktım abi. Ne bu böyle? Sözde mimarım ama sözde. Bir şeyler çizmek yerine toplantılara girip anlaşma imzalıyorum. Dosya inceleyip rapor hazırlıyorum. Yeter! Tatil istiyorum ben. Söyle bir kaç aylık. Deniz, kum ve güneş üçlüsü... Ohh anlaşmalar, dosyalarda yok. Sadece ben. Bunu babamla konuşmalıyım.

-Baban da 'Kıvanç tatile çıksa.' diye 4 gözle bekliyordu zaten. Hemde ihale üstü.

Sevgili iç sesim bazen senden acaip nefret ediyorum. Şurda 2 dakika hayal kurup mutlu olacağım ona bile izin yok. Pis doğrucu Davut! Off bu kravatda sıktı iyice. Çıkarmaya yeltendim ama birazdan toplantıya girip sunum yapacağım. Hah çok güzel! Kaç dosya kalmış burda? Dur bir sayayım. 1, 2, 3.... Oha! 10 mu? Şu camdan atlasam ölür müyüm acaba? Yok ya skandal olur bu. Evet bir haber;

"Ünlü iş adamı Korkut Gülen'in(53) oğlu Kıvanç Gülen(27) babasının verdiği angarya işlere dayanamayıp şirkette ki odasından kendini attı. Aile şaşkın ve üzgün olmakla birlikte Korkut Bey kendini suçlamakta."

Hıh oh olsun. Bir de magazin var tabii.

"Hangi iş adamının genç, bekar, yakışıklı oğlu şirkette ki bahşede ölü bulundu? Azzz sonra!"

Ayy buna da kızlar çok üzülür. Yanlış anlaşılmasın çapkın değilim sadece herkes bana aşık. Ee mavi göz, yakışıklı bir yüz, o yüzün yakışıklılığına yakışıklılık katan bir çift gamze, sarışınlık ve popülerlik az özellik değil.

-Çapkın degilsin ama egon üst sınıra dayanmış.

İç ses seni sonradan takviye etmiş olabilirler mı? Hayır bana sürekli muhalefetisin. Yeter ya! Ben konuşmana izin verene kadar sus! İç sesimi kulak ardı edip tekrar dosyalara odaklandım. Malum incelenip babama rapor edilmesi gereken dosyalar var. Hee birde şirkette babama 'baba' değil 'Korkut Bey' diyoruz. Resmiyet olacakmış. Sanki yabancıyız.

*

Varan 4 kalan 6... Umarım zamanında bitirip çıkabilirim burdan. Bitirmeden çıkarsam babam, bu akşam yanına gitmezsem minik kızım Kumsal başımın etini yer. Evli değilim ama manevi bir kıza sahibim. Annesi babası öldüğü için yurda verilmiş yavrucak.Daha 10 yaşında kimsesiz kalmış. Yurda yaptığım ziyaretlerden birinde karşılaşmıştık. Bir köşeye sinmiş ağlıyordu. O günden beri her akşam gidiyorum ziyaretine. Çok tatlı benim bebeğim. Eğer evlenirsem yanıma alacağım kızımı. Şimdi denedim ama bekarım diye vermediler. Ben bu düşünceler içindeyken kapım çalındı. Kesin sekreterim Merve. Kız her saat başı bir bahaneyle geliyor yanıma. Hayır ilgilendiğim de yok. Bir kere o kız sarışın. Ben sarışın sevmem ki. Bu sefer bahanesi ne acaba? Derin bir nefes aldım.

"Gir."

Merveyi beklerken abim geldi. Neden geldi acaba? Sırıta sırıta gelip oturdu.

"Oo küçük prens iş başında. Dosyalarla pek içli dışlısın bakıyorumda."

"Off abi ya dalga geçmeye mi geldin?"

"Hayır aslanım toplantı var ya onu söylemeye geldim."

bende yedim zaten. Küçücük bebektim çünkü.

"Bu sekreterimin işi abi. Şimdi doğru sebebi söyle. Valla kızmayacağım."

İyice büyüdü gülümsemesi. Oturduğu yerde arkasına yaslanıp kollarını göğüsünde birleştirdi. Ne çıkabilir altından çok hiç bilmiyorum.

"2 gündür işlerim az malum. Böyle bir eksiklik hissettim kendimde. Dosyalar sana devredilince ben bir rahatladım."

Deyip kahkaha attı. Çok komik! Elime düşersin abi. Bende böyle sırıtırım.