Minik minik adımlar

133 29 3
                                    

İçinin derinliklerinde anlatamadığı bir his vardı.Ne kendine ne de bir başkasına...

Her şeye sahipti oysaki...  Veyahut kendisi öyle olduğunu zannediyordu...

Tatmadığı o kadar çok duygu vardı ki lakin ileride öğrenecekti...

Hem de çok fazlasıyla ama o kadar çok yol alması gerekiyordu ki...

Gidilecek dikenli bir yol vardı karşısında, ''Ayağını seven gelmesin'' sözü geldi aklına...

Lakin o ayağını da seviyordu,ayağını ona bahşedeni de üstelik dünyayı da ...

Rabbiyle yeni tanışıyordu,Belki de çok iyi biri değildi,belki de tanışmaya hazır değildi.

Bu düşünceler ona biraz geri adım attırdı..

Aynadan uzaklaştı ve salona doğru ilerlemeye başladı..

Attığı her adımda titriyor ve her adımı canını yakıyordu...

Parkinson olamazdı bu.. Canını bu denli yakan ne olabilirdi?

Biliyordu ne yazık ki biliyordu ama hazır değildi(!)

İçeri doğru girdi yine her zaman ki mutluluğuyla,

Çekirdek ve çay eşliğinde yine ailesiyle güzel bir akşam geçirecekti...

Bilmiyordu ki ilerde bu ikisinden birinin tiryakisi olacaktı :D

İlk çayını bitirdi ve ikincisini istedi annesinden oysaki çay sevmezdi ...

Annesi çayı getirmeye gitti ve geri dönmedi ...

Annesine bir çok kez seslendi ve korkmaya başladı...

Aynanın yanından geçerek mutfağa doğru ilerledi...

Kapıyı açtı ve çok garip şeyler hissediyordu...







Enin-i HafîHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin