İhtiyatlı adımlar...

77 26 5
                                    

Annemi balkona kilitli halde görünce ne yapacağımı şaşırmıştım..

Lakin gülümsüyordu anlamadığım bir şekilde ve ben anlam veremedim..

Allah Allah deyip balkona annemi kurtarmaya giderken bir sesle irkildim...

Aniden üstüme atlamıştı gözlerimi kapattı ve öyle bir öptü ki yanağımdan :D

Hiç ses etmedim, gözlerimden süzülen damlalarla birlikte onu yere serdim ...

Bir sene olmuştu kardeşimi görmeyeli , tam tamına bir sene...

Pek anlaşamazdık belki frekanslar farklıydı,belkisi de yok...

Kendisi küçüktü benden lakin cüsse olarak MaşaAllahı vardı..

Annemizi balkonda bırakıp gidecektik lakin donmasına içimiz elvermedi demli bir çay koyduk.

Çayı güzel yapan şey belki de buydu...

Her yudumda söylediğin sözler daha da tatlılaşıyordu

 O'nsuz yapabilsen bile O'nunla her şey daha güzeldi...

Çaya rengini veren Allahım,bana da dengimi ver diye ettiğim dualarda bile ''Çay'' geçiyordu..

Yazarken,okurken,görürken,bakarken...

Öğrenirken...

Bilirken..

İlm'el yakin ,Ayn'el yakin, Hakk'el yakin 

Her elimi attığımda oradaydı kendileri, Allah ayırmasın....

Çaya olan hislerimi anlatırken gardaşımı çaya bakmaya gönderdim...

Beş dakika sonra çaydanlık altlığıyla beraber çayı getirdi ardından annem de üç bardakla geldi...

''Küçük bardakla  içemediğimi bilmiyon mu sanki'' deyip mutfağa bardağı değiştirmeye gittim..

Yedinci adımımda birden duraksadım adeta 'Esselamu Aleykum ve Rahmetullah' edasıyla sağa baktım.

''Benim mi Allah'ım bu neşeli yüz''dedim kendime ve dünkü halimi düşünmeye başladım..

İlerde bu düşüncelerime tefekkür isminin verilecek olduğunu bilseydim o aynayı kırmamış olurdum...

Kırık cam sesleri üzerine annem ve kardeşim bir çığlık eşliğinde yanıma geldiler...

Kanayan elime bakıyorlardı bense sadece ağlıyordum...

Sadece ağlıyordum çünkü ne zaman mutlu olsam daimi olmuyordu o mutluluk...

Daimi olamıyordu...

Ve biliyorum olmayacaktı da ...

''O halde ne için yaşıyordum ki?'' aklımdan geçenler intihar değildi ama

Daha kötüydü belki de...

Elimin acısıyla attım kendimi  holün ortasına...

Gözlerimi o kadar sıkı kapattım sanki hiç açmayacakmış gibi...

''Ben ne için burdayım?'' sorusuna yanıt ararken annem elimi sarmaya geldi...

Elimi sardı ve uzun uzun sarıldı bana sonra kardeşim de sarıldı...

Baktım ki nefesim kesilecek ''Çaylar soğuyacak'' dedim konuyu geçiştirmeye çalışarak...

Baktılar ağzımdan laf alamayacaklar vazgeçtiler...

Annem bana bir daha sarıldı.. O an anladım ki anne gibisi yoktu.Gerçekten yoktu...

Fakat sonradan öğrenecektim ki;

  ''O, size bir annenin evladına yaklaştığı merhametten daha fazla merhamet duyandır.''  

Annem yatmaya gitti ardından kardeşim üzgün bir şekilde bana seslendi...

Duyduklarım karşısında şok olmuştum... Açıklamak zor olacaktı ...











Enin-i HafîHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin