Wishes 5~
Kyungsoo son kez gülen Jongine bakıp mutfağa gitti. Bardağa doldurduğu suyu içti. Bardağı masaya sertçe vurarak aklındaki kararı kesinleştirmişti.
Mutfaktan çıkıp hızla montunu giydi ve evden çıktı. Gideceği yer belliydi.
''Sehun.''
- - - - - - - - - - - - - - - -
Kyungsoo Jongin ve Lay'in aramalarına, mesajlarına cevap vermiyordu. Taksiye parasını ödeyip inmesi gereken yerde indi.
Soğuktan gözleri nemlenmiş ve buğulanmıştı. Görüş alanını bozmasına rağmen umursamadı. Uzunca olan bina baktı. İç çekip binaya girdi.
Danışmada duran görevli kime geldiğini sorduğunda cevap verdi.
'Oh Sehun'
Adamın gözleri büyüdü. 4 senedir burada çalışmasına rağmen o suratsız canavara misafir olarak kimse gelmezdi. Ah, tabi gece eve attığı kız ve erkekleri saymazsak. Canın cehenneme, gay pislik.
Görevli kafasını sallayıp gitmesini söyledi. Kyungsoo eğilerek selamını verip asansöre yaklaştı.
Kısa süreli bekleyişten sonra asansör geldiğinde binip, 12. kata bastı. Kapı kapanacakken hızla gelen ayak seslerini duyup, kapanma düğmesine bastı. Kapanıyor, evet. Ah! Lanet olsun!
Bir el araya girip asansörün durmasını sağladı. Asansör tamamen açıldığında Sehun karşısında dikiliyordu. Piç sırıtışını yapıp içeri adım attı.
Basmak için elini 12. kata götürdüğünde basıldığını gördü. Gülerek arkasını döndü.
''Bana geliyorsun sanırım?''
Kyungsoo kafasını salladı. ''Evet.'' dedi.
''OH?'' Sehun şaşkınca baktı. ''Konuştun mu? Ya da ben mi garip sesler duyuyorum?''
''Konuştum.'' dedi Kyungsoo. Tereddütsüz. Sehunda korkmak? Külahıma anlatın. Ancak ondan beynini kullanamayan aptallar korkardı!
''Artık korkularını yenmiş olmalısın ha?''
''Neden yaptın?'' dedi Kyungsoo. Gerçekten hala kendisi bile konuşabildiğine inanamıyordu. Gerçekten sesi bu kadar güzel miydi?
''Ne yaptım?'' Sehun şaşkın bakışlarını atmaya devam ediyordu. Lanet olası puppy bakışı. Sehun olduğunu bilmese.. Yerim seni köpekçik diye sevebilirdi. Ama Sehun resmen puppy olmaya başlayan bir pitbull gibi idi.
''Jongin.. Ne..den?'' Kyungsoo gözlerinin içine bakarak yalan söyleyip söylemediğini anlamak için uğraşıyordu.
''Hiç bir şey.. Luhan'laydım. Onunla seviştim. Şimdi evime giriyorum.''
''Huh sen değil miydin??'' Sehun konuşacakken asansörün geldiklerine dair alarmı öttü.
Sehun asansörden indi, arkasından da Kyungsoo takip etti. ''Ne demek istiyorsun Kyungsoo?''
''A..ma.. Bugü..n!''
''Ne olmuş bugün?''
''Onu birisi dövmüştü.. bunu ben de... sen .. diye düşün-- Değil misin?'' Sehun kaşlarını çattı.
''Kim benim ilk aşkıma dokunmaya cesaret edebilir?'' Kyungsoo ilk aşk kelimesini duyunca canı yandı. Çünkü şuan karşısında duran kişide onun ilk aşkıydı.
''Bilmiyorum.. Ben.. sendin--''
''Ben değilim dedim!'' sert bir şekilde tekrar uyardı Sehun.
''Peki.. gitmem.. lazım.''
''Bırakmamı ister misin?''
''Korkunçsun.'' Kyungsoo söylemekte zorlandı.
''Sende soo. Karşımda konuşuyorsun. Çok korkunçsun. Her neyse alış artık. Bu yeni Sehun.'' güldüğünde gözleri yarım hilal şeklini aldı.
Kyungsoo kendinden geçip ona yürüdü hızla. Onun ellerinden destek alarak parmak uçlarına yükseldi. Kalın yumuşak dudakları ile ince ve pembe parlak dudakları kapattı. Bunu yapmasaydı pişman olacaktı belki de yaptığı için pişman olacaktı. Ama yapmadığı için değilde yaptığı için pişman olmayı her zaman seçerdi.
Onun dudaklarından ayrılıp tekrar yere indi. ''Özür dilerim.'' diyerek asansöre bindi.
~
Kyungsoo eve geldiğinde kapının önünde durup derinden bir nefes aldı. Dudaklarını sildi. Şimdi bu kapıyı açtığında kendisine yeni bir hayatta açacaktı. Konuşabildiği, yanında Jongin olan, Sehunun olmadığı, acıların olmad---- bir dakika oda neydi? Kyungsoo gözlerini kocaman açarak gelen sesi bir kez daha dinledi.
''Immmghhh .. bu-bu ka-kadar mı?? Da-daha ahhh''
Bu inlemede nesi? Kyungsoo elini hızlı tutup anahtarlarını kapıya sokup, çevirdi. İçeri girdi.. Sesin geldiği yöne doğru gitti. Yatak odalarından geliyordu. Tanrım.. Jongin.. Onu aldatıyordu.. yani.. sanırım? Kyungsoo kendini odalarının kapısının önünde bulduğunda derin bir nefes aldı, tekrardan. Kapını kolunu indirip içeri ---------
''TANRIIMM!!!!''