Wisher 6~ FINAL
''TANRIMMMM.''
- - - - - - - - - - - - -
Kyungsoo'nun attığı çığlıkla Jongin irkildi. Kafasını ona çevirip, umursamadan tekrar önündeki gay pornosuna döndü..
Kyungsoo sinirle dudağını dişleyip, hızla laptop'ın kapağını kapattı. Jongin sinirle elini penisinden çekti. Olduğu yerden kalkıp bağırdı.
''NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?!''
''ASIL SEN NE YA-YAPTIĞINI SANI--YORSUN?!'' Kyungsoo hala konuşmakta zorluk çekiyordu.
''NE YAPTIĞIMI GÖRMÜYOR MUSUN?!''
''Evet görüyoru--'' gittikçe sesi kısılıp kafasını eğmişti. ''Yapma bir daha bunu.'' Kyungsoo Jongin'in gözlerine bakarak konuştu.
''Buna devam edeceğim.'' Jongin tekrar oturup laptop'ını açtı. Kyungsoo yine aynı şeyi kapıp kapağını indirdi. ''Ben varım. Ne istiyorsan bana yap.''
- - - - - - - - - - - -
- 8 AY SONRA -
- Kyungsoo'nun ağzından -
Yorgunluğumu umursamadan yataktan kalkıp aşağı indim. Jongin uyurken bir şeyler hazırlamak istedi canım. Karnım açıkmıştı. Emindim, kesinlikle Jongin'de bir şey yememişti, gece geldiğinde direk yattı. Bugünde izinliydi. En azından bir şeylere yaramalıydım seks dışında. ama mutluydum. Jonginin bana olan sevgisi azalsa da, -ya da ben tamamen böyle hissetsem de- onu seviyordum ve uzunca bir süre bu değişmeyecekti. O beni bıraksa da, onu sevmeyi bırakacağımı hayal dahi edemiyordum. onu seviyordum, ve bu gerçekti.
Düşüncelerimi arkamdan sarılan çıplak kollar böldü. Ona bakmadan gülümsedim, eminim içindeki burukluğu bile fark etmeyecekti.
''Günaydın sevgilim.''
Evet gördünüz, randomlaşmış cümleleri. İçimde yanan alevleri, kopan fırtınaları görmeyecek kadar aptal belki de, gerizekalı tam emin değilim. Bilmiyorum ona karşı ne yaptığım hakkında en ufak bir fikir dahi yürütemiyordum. Kesinlikle ne yanlış yaptığımı bilmiyordum. Sehun olamazdı. Bunu sormuştum daha önce. Ama hiç kızmadığını söyledi. ''AHH, KAHRETSİN.'' yine, of, yine.. Elimi yakmıştım. Jongin hızla koştu yanıma, endişelenmiş gibi görünüyordu. Ne kadar bana karşı sevgisi bitse de, beni korumaya devam ediyordu. Ve bu da benim çok hoşuma gidiyordu. Sonuçta insanlar kendi mallarını korurdu, bu da bana sahipliği çağrıştırıyordu. Jongin'e aittim.
O sırada elimle ilgilenen Jongini hissettim ve gerçeğe döndüm.
''Daha dikkatli ol.'' sinirlenmişti. Elimle uğraştığı için gözlerimin dolduğunu göremiyordu. Bağırmaya devam etti. ''Şu ellerinin haline bak.'' haklıydı.. Bıçak kesiklikleri ile doluydu. Hep bu konuları düşünürken dikkatsiz oluyordum. Bir yerlerimi kesip, yakıyordum. Hatta en son kafama ağır bir cam kütlesi düşecekken Jongin kurtarmıştı. İnanın. ''Her tarafın mahvoluyor. Neden dikkat etmi---'' kafasını kaldırdığında ağladığımı gördüğü için durdu ve eli elimden yere doğru düştü. ''N-ne oldu Soo?'' evet 9 aydır sanırım ilk defa ağladığımı görüyordu. Eliyle yüzümü silecekken kafam çevirdim. Artık gerçekten çok zor geliyordu yaşam.
''Bir şey yok.'' gözyaşlarımı elimin tersi ile silip mutfağa yöneldim. Jongin istemediğim sürece bana dokunmazdı o yüzden sadece arkamdan takip etti.
''Kesinlikle bir şey var.'' tezgaha yaklaşacakken önümde durdu.
''Evet var.'' artık buraya kadar. Bende insanım. Duygularımı bilmesi lazım bu hödüğün.
''Neymiş o?'' elini bana uzattığında çekilmeyerek dokunmasına izin verdim. Tezgaha dayanarak beni bacaklarının arasına aldı. Ellerini belime dolayarak duvar gibi yaslanmamı sağladı.
''Artık beni sevmiyorsun değil mi?'' cümlemle gözleri gözlerime değdi. Bayağı şaşkın görünüyordu.
''Bu nereden çıktı?''
''Bilmiyorum soğuksun. Gerçekten çok soğuk.. Kalbin, bakışların, dokunuşların.'' dediğimde kasıldı. Gerçekten ben mi yanlış düşünüyordum?
''Böyle bir şey yok.. Bak Soo, gerçekten iş yerinde çok yoruluyorum.'' Bu doğruydu.. inkar edilemez bir gerçekti. ''Ve yorgunluğum aşk hayatıma da yansıyor. Sadece yorgunluk.. inan bana bebeğim. İlk günden daha fazla seviyorum seni.'' Akmaya devam eden gözyaşlarım yavaşlamıştı. İnanıyordum ona. Yalan söyleyecek bir karakter değildi Jongin. ''Tek istediğim şu ara kısa bir tatil, seninle birlikte. Çok şeyler atlattık.. ve ikimizde kafamızı dinlemeliyiz. Ve ben şuan kesin bir karar aldım bir tatil şart. İkimizde çok dolmuşuz.'' haklıydı. Onaylar bir şekilde kafamı salladım. Beni kendine yaklaştırıp, akan gözyaşlarımın olduğu yere öpücük kondurdu. Gözyaşlarımı temizlerken, somurtan yüzümün gülmesini engelleyemedim. Geri çekilip bana baktı, gülümsediğimi görünce memnuniyetle bana yaklaştı. Kurumuş dudaklarını gözyaşlarım ıslatmıştı, Hafif ıslak dudakları dudaklarımı tamamladığında ellerimi boynuna doladım. O beni sararken, yavaş öpücüğümüzü bozmamaya dikkat etti. Ve ben onun dudaklarında aşkı bulurken sözümü bir kez daha hatırlattım benliğime,
''Kim Jongin, sen beni bıraksan da, asla bırakmayacağım seni.''