Secret | 2. Part "Secret Recipe"
Sessizce ve sıkıntıyla nefesimi verirken elimdeki kalemle geometri defterini karalıyordum. Nihayet zil çaldığında çizdiğim sayfaya baktım. Ah tanrım, bir daha canım sıkıldığında elime kalem almayacağım.
"Ne çiziyorsun güzelim?"
Kafamı kaldırıp sesin sahibi olan sevgilime (!) baktım.
"Gördüğün gibi, sadece karalıyorum. Sıkıldım." dedim yanaklarımı şişirirken.
"Seni eğlendirebilirim, zevkle." dedi piç sırıtışı yüzünde belirirken.
"Sağol ben almayayım."
"Neyse bugün evime gel."
"Bugün Chase, yarın gelirim." diye fısıldadım. Yüzündeki kasların gerildiğini rahatlıkla fark edebiliyordum. Chase'ten hiç hoşlanmıyordu, ancak bana karışamıyordu çünkü ilişkimiz gerçek değildi. Ayrıca ben de bana karışmasına izin vermezdim zaten.
"Onunla buluştuktan sonra gelebilirsin?" dedi sinirlerini yatıştırmaya çalışırken.
"Geç olur. Ayrıca ders çalışmam gerekiyor."
"Peki. Ama yarın geleceksin."
"Tamam."
**************
"Selam Claire."
"Selam."
Kafasını okuduğu kitaba gömmüştü ve kaldırmamıştı bile. Ah kitap kurdu kardeşim.
"Anne ben geldim!" diye bağırdım annemin evin hangi bölümünde olduğunu bilmediğim için.
"Hoşgeldin Blair." dedi annem mutfaktan çıkarken. Ona sarıldım ve odama çıktım. Kapıyı kitledim ve çantamı yatağımın kenarına fırlattım. Yatağımın yanına oturdum ve uzanmış keyif çatan kedim Milkshake'i okşadım. Duyduğum, hoşlandığına dair çıkardığı mırıltılar ardından yataktan kalktım ve odamın banyosuna girdim. Cebimden beyaz paketi çıkarttım ve elime döktüm. Burnuma yaklaştırıp içime çektiğimde burnum hafifçe sızladı. Bir süre öylece oturdum. Daha sonra odama geçtim, kendimi yatağa attım. Birkaç dakika sonra kendimi uykunun çekici kollarına bıraktım.
**************
Kapıyı çaldım ve bir süre sonra kapıyı yarıçıplak bir Colton açtı. Gözlerin dövmelerinde gezindi ama etkilendim mi? Tabii ki hayır. Onu itip içeri girdiğimde afallamış görünüyordu. Bu tepkiyi beklemiyordu sanırım. Ama ben onun karşısında hemen eriyecek kızlardan değildim. Kendimi koltuğa attım. O da aynı taraftaki koltuğa oturdu.
"Ee neden beni çağırdın?"
"Sevgilimle vakit geçirmek istedim." dedi sırıtırken. Tamam sadece içten bir şekilde gülümsüyordu ve çok tatlı bir gülümsemesi vardı. Gülümsediğinde ortaya çıkan iki derin gamzesi vardı. Gözüm onlara takılmış olmalı ki,
"Dokunmak ister misin?" diye sordu.
"Ha-hayır." dedim hemen. Ondan azıcık bile olsa etkilendiğimi bilmemeliydi. Gerçi büyük ihtimalle çoktan anlamıştı.
"Neyse," dedim konuyu geçiştirmeye çalışarak ve ekledim "birşeyler yapalım benim canım çok sıkıldı."
"Hmm.. Oyun oynayabiliriz? Monopoly falan?"
"Çocuk değilim ben Ryer." dedim göz devirirken.
"Ders çalışabiliriz?"
"Gerek yok." diye mırıldandım.
"Kapkek yapabiliriz? Eğlenceli olur ne dersin?"
"Hayır hayır."
"Hadi ama gizli tarifimi de öğretirim belki sana?" dedi göz kırparken.
"Gizli tarif mi?" dedim merakla açılan gözlerimi gözlerine dikerek.
"Tabii ki. Bu konuda ustayımdır." dedi gururla.
"Hmm. Peki bi deneyelim bari." dedim gülümserken. Gözleri hafifçe irileşmişti çünkü ona yaklaşık bir aydır -sevgili olduğumuzdan beri- ilk defa gerçekten gülümsüyordum.
"Mutfak ne tarafta?" diye sordum ikimz de ayağa kalkarken. Onu takip etmemi söyledi ve ben de takip ettim. Mutfağa girdiğimizde etrafıma bakındım. Daha önce mutfağına gelmiştim fakat sadece su içmek içindi ve detaylı incelememiştim. Kırık beyaz rengi hakimdi ve minik çikolata kahvesi ayrıntilar vardı. Masa da aynı renk ve ayrınıtları içeriyordu. Çok tatlı bir uyum içerisindeydiler.
"Beğendin mi?" dedi tahminimce mutfaktan bahsederken.
"Evet, çok tatlı bir uyum olmuş." dedim. Daha sonra fark ettim ki ona ilk defa iltifatta bulunuyordum.
"Gel hadi başlayalım." dedi. Yanına gittim ve verdiği talimatları dinleyip uygulmaya başladım. Yumurtaları kırdıktan sonra diğer malzemeleri de ekledim.
"Ee gizli tarifinin gizli bir malzemesi falan yok mu?" dedim unu eklerken.
"Gizli tarif yok ki sadece seni ikna etmek için söylemiştim." Dedi soğukkanlılıkla. Donup kaldım. Bana yalan söylemişti.
"Bi dakika ya. Sen bana yalan mı söyledin?" diye sordum inanamayarak.
"Amaan, küçük bir şaka sadece." dedi aynı edayla işine devam ederken.
"Haa o zaman bu da küçük bir şaka." dedim ve elimdeki unun tamamını kafasından boşalttım.