Secret | 4. Part "Just A Little Help."

150 16 0
                                    

Secret | 4. Part "Just A Little Help."

Son ders, Kimya. Aslında Kimya'yı seviyorum, zor ama ilgi çekici, bence. Öğretmen konuyu anlatmıştı, soru yazıyordu. Soruyu incelerken Harry beni dürttü. Kafamı ona çevirdiğimde bakışları ile sıranın üstündeki kağıdı gösterdi. Kağıdı önüme çekip okudum.

'Bugün ne yapacaksın?'

Biraz düşünüp cevap yazdım.

'Evde oturmayı planlıyorum.'

Önüne çekip okudu. Sonra da cevap yazdı ve önüme uzattı.

'Birlikte gezeriz diye düşünmüştüm.'

Sessizce nefesimi verdim. Cevap yazıp ona geri verdim.

'Ders çalışmalıyım sınav haftası biiyorsun.'

Okudu. Tam bana dönmüş yalvarmaya başlayacakken Bay Winther bize döndü.

"Bay Styles, soruyu cevaplayın lüften."

Harry endişeyle Bay Winther'a döndü ve yavaşça ayağa kalktı. bir süre soruyu inceledi ancak cevap veremeyeceğini biliyordum. Çünkü tüm ders boyunca dersi dinlemek yerine beni -bacaklarımı- süzmüştü. Kısa eteğin zararları.

"Evet Bay Styles, cevabınız?"

Harry kıvranırken kıkırdadım ve cevabı, yazıştığımız kağıda yazıp önüne uzattım. Sadece minik bir yardım. Gizlice onu dürttüm. Gözü yavaşça kağıda kaydı ve cevabı okudu. Gülümsedi.

"Yanma tepkimesidir ve ısı açığa çıktığından ekzotermik tepkimedir; ayrıca hem yükseltme hem de indirgenme olduğundan aynı zamanda redoks tepkimesidir efendim." diye cevapladı.

Bay Winther da gülümsedi ve onayladı. Sonra da masaya gidip çantasını aldı ve tam kapıya geldiğinde zilin çalması nedeniyle duraksamadan çıktı. Bu adam her seferinde böyle yapıyordu ve ben hala nasıl yaptığını çözebilmiş değildim. Not defterimi çantama koyup beni ayakta bekleyen Harry'ye döndüm. Ayağa kalktım. Küçük adımlarla sınıftan çıkarken Harry ellerimizi birleştirdi. Önce elimize sonra yüzüne baktım. Tam kızacakken gülümsedi ve yüzünde beliren gamzelerini fark ettim, kızamadım. Tanrım çok tatlıydı... Ama bu haksızlık! Yine de kendime gelip kaşlarımı çattım.

"Ne yapıyorsun Harry?" dedim.

"Elini tutuyorum sevgilim." Dedi sırıtırken.

Bu çocuk özellikle beni yumuşatmaya çalışıyordu. Ona biraz daha yaklaşıp sadece bizim duyabileceğimiz bir ses tonu ile fısıldadım.

"Sen kendini bu sevgili işine çok kaptırdın Harry. Seni sevmediğimi ve sevmeyeceğimi, zorla çıktığımı unutma."

Sanki dediğimi duymamış gibi biraz daha yaklaşıp dudaklarıma bir öpücik kondurdu.

"Dersteki minik yardımın için teşekkürler." Diye fısıldadı benimki kadar kısık olmayan bir tonda.

Sırıtışı hala yüzünden silinmemişti. Bense kıpkırmızı olmuştum, beni tüm okulun önünde -evet hepsi bizi izliyor- öpmüştü. Minik bir kahkaha attı.

"Utanınca çok tatlı oluyorsun Cassidy." Dediğinde koluna geçirdim.

"Ah acıdı." Diye sızlandı.

"İyi oldu hatta az bile senin yüzünden herkes bizi izliyor." dedim.

Yeni fark etmiş gibi etrafına bakındı.

"Neye bakıyorsunuz siz?!" diye bağırınca herkes hemen işine döndü. Ah, tabii Harry okulun kötü çocuğuydu.Okuldan ciktigimizda hala elimi birakmamisti.

"Geç hadi bebegim."

Kadifemsi sesini duyduğumda bana kapıyı açtığını yeni fark etmiştim. Gülümsemeye çalışarak arabaya bindim. O da bindi ve arabayı çalıştırıp okuldan çıktık. Bi düşündüm de, benim yanımda hep kibardı. Bana karşı hiçbir zaman sert yanını göstermemişti. Onun çıkma teklifini geri çevirdiğimde bile.

"Seni bu kadar düşündüren nedir meleğim?" diye düşüncelerimi böldüğünde ona döndüm. Bana kısa bir bakış attı.

"Şeyy... Hiiç." diye geçiştirdim.

"Blair söyler misin?" dedi.

"Şey, okulda yaptığını düşünüyordum." dedim.

"Ha, şu şey. Önemli birşey değildi, seni üzmelerini istemiyorum. Senin üzülmene dayanamıyorum." dedi.

Benim için yapmıştı, beni korumuştu. Bu nedensizce midemdeki kelebeklerin kanatlarını çırpmasına neden olmuştu ve dudaklarım hafifçe kıvrıldılar. Araba durduğunda evime geldiğimizi anladım. İçimden gelen ve ne olduğunu kestiremediğim bir duyguyla Harry'nin çenesinden kavradım ve kendime çevirip dudakarımı onun dolgun ve sıcaklığını hissetmeyi özlediğim dudaklarına bastırdım. En başta afallamıştı ama daha sonra bana karşılık vermeye başadı. Ardından elleri sırtımdan kavradı. Yavaşça aşağı indirdi ve kalçalarımı buldu. Beni kalçalarımdan tutup kucağına çekti. Kucağına geldiğimde de avuçlarının içindeki kalçalarımı sıktı. Ağzına doğru boğukça inledim. Hala öpüşüyorduk. Ellerimi saçlarına daldırdım ve duymaya hasret kaldığım keskin nane kokusuyla sarhoş olmuş gibi hissettim. Öpücüğü iyice sertleşir ve derinleşirken kendimden geçmiştim. Nefessiz kaldığımı hissediyordum ama dudaklarını hissetmek istiyordum. Saatlerce. Aslında, her santimi hissetmek istiyordum. Dudaklarını yavaşça ayırdığında dudaklarım üzerine son bir minik öpücük kondurdu ve alnını alnıma yasladı. Bir kaç saniye boyunca kendime gelemedim. Gözlerimi kapatmış az önce yaşadığım tutku dolu öpücüğün etkisini yaşıyordum. Gözlerimizi nihayet aralayabildiğimde durumumdan keyif aldığını ve çarpıkça gülümsediğini fark ettim. Dudaklarının yokluğunu hissettiğimde ise sızlandım ve dudaklarına tekrardn uzandım. Aynı öpücüğü istiyordum, daha derinini. Daha sertini...

EVET NİHAYET BLAİR DA HARRY'YE KARŞI BİRŞEYLER HİSSETMEYE BAŞLADI HA? :D ELİMDEN GELDİĞİNCE KISA SÜREDE YENİ BÖLÜMÜ YÜKLEYECEĞİM. SİZİ SEVİYORUM! <3 XX

SecretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin