"Haa, o zaman bu da küçük bir şaka." dedim ve elimdeki unun gerisini kafasından boşalttım.
Şaşkınlıkla donmuş bana bakarken gülmemek için dudağımı ısırıyordum.
"N-Ne yaptın sen!" diye bağırdı sinirle.
"Ah, hadi ama Harry, minicik birşeydi. Biliyorsun."
Bu sefer hem şaşkın hem de sinirli görünüyordu. Artık gülmemi durduramıyordum. Harry küfürler saydırarak merdivenlerden çıktı. Sanırım duş alacaktı. Ben ise hâlâ gülüyordum. Bunu haketmişti tamam mi? Bana yalan söyleyemez. Ben de salonda geçtim ve o duşunu alana kadar televizyon izledim. Yaklaşık yarım saat sonra aşağı indi saçlarını kurularken. Onu görünce yine gülmeye başladım.
"Gülme Blair." dedi ciddi bir şekilde.
Ama bir süre sonra benim kahkahalarıma onunkiler de katıldı. Nihayet gülmeyi kesebildiğimizde Harry ayağa kalkıp bana yaklaştı. Tam karşına durdu ve sırıttı. Hemen ardından beni omzuna aldı. Sırtına vuruyordum ama ona hiç işlemiyordu.
"Harry! İndirsene beni salak!" diye bağırdım.
Tınlamadı tabi. Merdivenlerden çıkarken vurmanın işe yaramadığını anladım ve kollarımı sarkıttım.
"Nereye götürüyorsun beni?" dedim.
"Minik bir sürpriz bebeğim." dedi imalı imalı.
Kesin intikam alacaktı. Bir süre sonra bir yerin kapısını açtı ve içeri girdik. Ben daha nereye girdiğinizi anlayamadan kendimi buzz gibi bire suyun içinde buldum. Tiz çığlığım tüm evi inletirken Harry kulaklarını kapatmıştı. Daha sonra gülmeye başladı. Pislik herif küveti soğuk suyla doldurmuş ve beni içine atmıştı. Tir tir titriyordum.
"Sa-Sana bunu öd-ödeteceğim S-Styles." diye mırıldandım soğuktan titrediğim için kekeleyerek.
Harry sadece güldü. Daha sonra içerden bir bornoz alıp geldi. Elini tutup küvetten çıktım ardından arkamı döndüm ve o da bornozu üstüme sardı. Ardından beni kucağına aldı. Normalde itiraz ederdim ancak suyun etkisi ile yürüyecek ya da konuşacak gücüm kalmamıştı. Kollarımı boynuna sardım ve kafamı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Beni yatak odasına getirmişti bunu altıma hissettiğim yumuşak yataktan anlayabiliyordum. Gözlerimi açmadım. O da uyuduğunu sandı herhalde. Yanına oturdu.
"Sadece... beni sevmeni istiyorum... Bu o kadar zor değil ki." dedi eliyle yavaşça yanağımı okşarken.
Ve bunu o kadar duygu dolu söylemişti ki... Yavaşça gözlerimi araladığımda çok yakınımda olduğunu fark ettim. Benim uyanık olduğumu görünce gözleri hafiften irileşti.
"Se-sen uyumuyor muydun?" dedi.
Nefesi yüzüme çarptığında bacak aramda bir karıncalanma hissetmiştim.