4 Ay sonra...Gittin ve bir daha gelmedin. Ne acı değil mi? Ne sevmeye gücüm var artık ne de aşık olmaya. Artık o güçlü kız yok. Kabuğuna çekildi. Güçsüzleşti. O gece hıçkırarak ağladım. Hiç gelmememişti. Hiç gelmeyen biri gidebilir miydi ki? Gidermiş. Bunu öğrendim. Hayal kuramaz, korkar oldum. Çünkü her seferinde her kurduğum hayali başıma yıkıyorlardı.
Bir kızın, bir erkekten beklentisi yanlızca çocuk gibi sevsin ama adam gibi sahip çıksın bence. O bana şu anda sahip çıkıyor muydu? Tabikide hayır. Uzaktan seviyorsa pek birşey diyemem. Beni karanlık yuvamdan çıkaran adam gittiğinde beni karanlık yuvama derinden itiyordu.
Artık yanlızım. Tek başımaydım. İnkar etmemin hiç bir anlamı yok. Yıldız Tilbe ;
Sende sev ama sevilme, diyerek gündemin en güzel sözünü söylemiş zaten. O da sevsin ama sevilmesin. Ama içimde ki masum bir kız onu bekle der gibi yalvarıyordu. Ben yine de bekliyeceğim seni adam!.Parkta banklardan birine oturup kitap okumaya başlıyorum. Hafif bir esinti var. Karşı tarafta simit satan bir adam onun diğer ucunda pamuk şeker satan yaşlı bir amca. Parkta hiç çocuk yok.İşin kötü tarafıysa adamların bana kötü bakmaları. Kitabıma odaklanmaya çalışıyorum. Aniden yanıma bir bayan oturuyor. Bu Sena.
"Selamm."
Kafamı ona döndürüyorum ve şaşkınlıkla ona bakıyorum.
"Sena?"
"Tanıdın sandım."
"Tabikide hatırlıyorum seni. Beni nasıl buldun?"
Belinden aşağıya sallanan saçlarını arkaya iterek konuşmaya devam ediyor.
"Yurttan kaçtım. Buralarda gezerken seni gördüm. Ne tesadüf değil mi?"
Gülümseyerek "katılıyorum." diyorum.
"Kafeye gidelim mi?"
"Sen nasıl istersen."
Diyorum ve kafeye adım adım ilerliyoruz. Sena, gerçekten iyi bir kıza benziyordu. Tabi giydiği kıyafetler tüm vücudunu dışarıya çıkarması haricinde.
Masalardan birine oturuyoruz. Genç bir bayan yanımıza gelerek;"Hoşgeldiniz, ne verelim hanımlar size?"
Diyor.
"Ben orta boy kahve alayım şekerli olsun."
"Ve sen de.."
Diyerek ekliyor Sena bana bakarak.
"Benim ki de mümkünse."
Diye tamamlıyorum cümleyi.
Boş boş etrafa bakınıyorum.
"Batu geldi mi?"
Kafamı ona çeviriyorum. Gözlerimi kaçırarak,
"Hayır. Sanırım işleri uzadı." diyorum.
En çok cevaplamaktan korktuğum soruydu benim için artık. Bilmiyordum oraya ne amaçla gittiğini."İnşallah gelir Esra." Diyor ve ardından kahvelerimiz geliyor. Sena her yudumunda bana sorular soruyor.
"4 ay aklına gelmedin mi yani?"
"Geliyorumdur belki."
"Aradı mı peki?"
"Arasaydı döneceğinide bilirdim. Sen yurtta mı kalıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal Herif
General FictionTüm hakları saklıdır © Henüz 19 yaşından bu yana Esra Duman, bitkisel hayat kurbanıydı.Sena Özyurt ise aşiret kurbanıydı. Ancak bu talihsiz genç kadınlar sevdiği adamlar tarafından aldatılır. Üzerlerine kuma gelirken bitkisel hayatta olan Es...