Neşem

38 3 5
                                    

Selin'i, aradım ve hazırlanmasını söyledim. Evinin önüne geldim. Selim'i aldım. Ev aramaya koyulduk. Ev ararken de gezdik. Bakırköy'e gittik. Sahilin orada oturduk, konuştuk. Küçükken abisi ölmüş. Anlattı bana:

- Beş yaşındaydım. Abimle  evdeydik. Annem komşuya çıkmıştı. Abim o zamanlar on üç yaşındaydı. Hep intiharla ilgili konuşuyordu ama o yaştaki çocuğun cesaret edebileceği kimsenin aklına gelmemişti. O aralar bir kızı seviyordu, karamsar ve o yaşta bile hayattan bıkmış biriydi. Her neyse. Annem komşuya çıktı, bende abimden, annemin telefonunu istemiştim. Bilirsin yılan oyununu. Onu oynamak istedim, her istediğimde kıyametleri koparan abim, beni öptü. Hemde koklayarak öptü. Şaşırmıştım. Sonra abim sen oyna geliyorum dedi. Bende ne bileyim, oynadım işte. Sonra bir düşme sesi.. Koştum baktım hemen. sonra tavana baktım, annemler evde yokken abim bunu yapmak için mi uğraşıyordu dedim. Sonra abimin yerde boynunda bir ip, karnında bir bıçak olduğunu gördüm. Anne! diye bağırdım ama hayatımda sadece o zaman o kadar bağırdım. Annem geldi, babamı aradılar komşular, annemde ambulansı falan. Biliyordum, biliyorlardı öldüğünü ama ne yapsınlar? Ambulansı aradılar yinede. Ambulanstakiler geldiğinde, beni ne kadar tutsalarda, kapının arasından abimin bir çarşafla yüzüne kadar örtüldüğünü gördüm. Yanımdaki birisine abim öyle nefes alabilir mi? Hep bıçakla mı yaşayacak? Abim neden konuşmuyor? gibi sorular sormuştum. Yanımdaki kişi de, abin taşındı, abin akşam yanına gelicek falan diyordu diye hatırlıyorum. Birde gömülürken babam toprak attı. Babama bağırdım, sen abimin üstüne toprak atamazsın! Sonra anneme döndüm anne! abimin üstünü toprak, çamur yapıyorlar. Anne! Anne! Dedim. Susturmaya çalıştılar beni, susmadım hatta abimin yanına girmeye çalıştım. Tuttular, bir şey diyemediler. Bir de şunu hatırlıyorum. Bağırarak abi! karanlıkta sensiz yatamam ki! Dedim. Yanımdakiler annen baban var dediler. Yine bağırdım. Abi! üstün kirlendi, annem daha senin üstünü temizlemiyor, babam senin üstüne toprak atıyor! Benimle yatmazlar ki! Senin kadar koruyamazlar abi! Abi! dedim. Öyle geçti işte. Günlerce ağladım falan, annemlere çok kızdım. Ama şimdi öğrendim. Çok özledim abimi ama büyükler gelmez, küçükler büyüklere gider. Dedi.

 Gözlerim doldu benimde. Ağladı o da. Sarıldım artık ben varım falan. Sonra ev bulamadık. Eve geçtik. Ben şimdiden nişanlanıp, evlenmeyi düşünüyordum. Belki o da düşünüyordur. Çok şaşırtıcı bir şans. İkimiz birbirimizi seviyoruz hatta ben bu kadarcık kısa sürede evlenmeyi bile düşünüyorum. O gerçekten sırdaş, arkadaş, sevgili, o çok iyi özelliklere sahip bir melek adeta. Onunda kalbi kırıklarla dolu, benimde. Ben onun tutkalıyım o da benim. Ve bu tutkal sıradan tutklallardan değil, bu tutkal o kırıkları sonsuza dek bir daha kırdırtmayacak tutkal. Her neyse. Ben neden ev arıyorum ? Sevdiğimin koynunda yatmak varken. 

-Selin.

-Efendim?

-Ben ev aramaktan vazgeçtim, senin yanında kalacağım. Tabi sende istersen?

-İstersen mi? Tabii kal, bunu çok istemiştim dedi ve sarıldı biran. Yine annem, annemin sarılışı kadar yumuşak ve dokunaklıydı. Acaba ona da benim sarılışım abisi veya babası kadar koruyucu ve sevgi dolumu? Öyledir. Beni çok seviyor, resmen beni benden daha çok seviyor. Bir ay önce mutluluk nedir diye şiirler yazarken, millete sorarken, şu an mutluluk duygusunu tadıyorum. Peki ben size bunu anlatabilir miyim? Sanmam çünkü karşılıklı sevgi ve mutluluk tarifsiz bir şey. Evet, şu an annesiz ve babasız fakat mutlu bir çocuk filminde oynayan aşık oyuncu gibiyim. Hayatımı bir filmmiş gibi anlatıyorum. Güzel geliyor. Mesela şarkı dinlerken de bu şarkı tam buraya koymalık şarkı diye düşünüyorum. Daha hayatımı zor yönetirken film yönetmeyi düşünüyor sanki beynim. Komik geldi. Her neyse güneş batıyordu. Tuttum Selin'in elinden sahile götürdüm. Tam da tanışdığımız gündeki yere. Güneş batıyordu ve ilk defa benim umutlarım güneşle batmıyordu. Artık hayallerim ve umutlarım güneş doğarken de batarken de artıyordu. Her şey bana ilham veriyordu. Selin her şey değil, o ilham vermiyordu. O ilham perimdi, zaten o benim herşeyim. Şiir mi yazsam? Onu sonra düşünürüm şu an gün batıyor ve benim içimde mutluluk seviyesi azalmıyor, bunu kutlamak için Selin'e sarılmam yeter. Selin'e bir anda sarılınca:

-Ne oldu dedi gülerek.

-Bir şey olmasına gerek mi var sevgilim?

-Yoo. yok. 

-Seni çok seviyorum.

-Benim kadar olamaz dedi ben daha çok seviyorum demedim neden mi? Çünkü inatçı bir sevgili o. İnadı tutunca fena. Bir de sinirleniyor, o tatlılığı da tarifsiz. Şimdi bunu demedim diye trip atarsa da şaşırmam. Erkek milleti anlayamaz kadınları. Daha onlarda bilmiyorlar kendilerini. Ne yapsak zıttını isterler. En azından bir çoğu, yüzde doksan sekizi. Yok ya Türk kadınlarının yüzde yüzü. Bir kıskanmaları var ya. Güzel bir şey bence. Seven kıskanır abi, eğer kıskanılan kişi de seviyorsa onun kıskanmasını da sever. Bu kadar. Sanki mutluluğa gidiyorum. Mutlu mu olacağım? O duyguyu çok merak ediyorum, herkes güzel diyor. Her neyse. ''Her neyse''yi ne kadar kullanıyorum. Bunun nedeni artık anlattıkça da geçmeyeceğini biliyorum. Yalnızca ben ve ben hep ben hep kendimle dertleşirim ben. Artık dert ortağım Selin var, fakat onunlayken dertlerim aklıma gelmiyor. Başka yerde hemen geliyor takır takır. Sevdiğin kişinin seni sevmesi çok güzel bir duygu. Bak bu duyguyu da tattım. İlklerimin çoğu Selinle olacak galiba ve ilkler iliklere kadardır. Bu aşkı kitaba çevirmek isterdim fakat o kadar tarifsiz ki, anlatılmaz yaşanır. Hem aşk kitabı yazanlar aşık olmamışlar. Aşk anlatılır mı? He birde şöyle yazarlar var. Aşkı yaşamış, kitabında yazmış ama ne dese aşkı anlatamamış gibi hissetmiş. Böyle yazarlar işte gerçek aşkı yaşamış, acı çekmiş her konuda. Bu yazarlar öyle yazarlar ki, gidip alnından öpesini getiri. Böyle yazarlar adamlar. Buradaki adam cinsiyet değil. Anlatmayacağım da anlayanlar anlar. Her neyse. Bu gün kaçıncı olacak bilmiyorum ama, ben Selini çok seviyorum... 



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin