-4-

3.9K 120 12
                                    


Yüksek sesle çalan anonsla gözlerimi açıp gerindim.Doğrulup hapishane ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.Daha çok patik gibilerdi..Tuvaletimi yaptıktan sonra  elimi yüzümü yıkayıp kuruladım.Saçlarımı geriye tarayıp odamın kapısını açtım.Kovuşda kimse yoktu.Kaslarımı gerdirip yürümeye başladım.Koridordakilerde benim gibi yemekhaneye yürürken yemekhanenin kapısını açıp içeri doluştuk.Her zamanki uğultu yükselirken bu sefer geç değil erken gelmiştim.Yemeğimi alıp her zaman Ashley le oturduğumuz masaya ilerledim.

Masaya oturduğumda yanıma birinin oturmasıyla bakışlarımı Amandaya çevirdim.Çaprazıma Kızıl Onun yanına Ashley yerleşti.Amandanın yanına Aida onun karşısınada Dena yerleşmişti.Sanırım buna alışabilirdim.Yüzümde gülümseme oluşurken yemeğime odaklandım.

"Günaydın uykucu"

"Alt tarafı bir saat uyumuşum" Aida kafasını öne uzatıp

"Bir saat mi ? Bu akşam yemeği"diyip gülmeye başladığında diğerleride ona katıldı.Gözlerim kocaman açılmış Aida ya bakarken

"Hey Aida o pis beyazlarla ne işin var!! Gel buraya hadi!" Karşı grubun dediğiyle gözlerimi devirip yemeğe devam ettim.

"Buranın çoğu ırkçıdır aldırış etme"Kızılın dediğiyle ona kısa bir bakış atıp yemeğime devam ettim.

"Pik , ırkçılığı ne zaman bırakıcaksın?!"Aida nın dediğiyle

"Beyazlar öldüğü zaman"dediğiyle yemekhanenin siyahileri kahkaha atarken bende gülümsemeden edemedim.Ne ? Komikti ama ...Bizim masadakiler koyu sohbete girip kahkaha atmaya başladılar.Herkesin yaptığı gibi..benim gözlerimse yemeğimde sadece onu karıştırıyordum.

Rüyamda beni içine çeken deniz görmüştüm.Derinliklerine doğru çekiyordu.Bağırıyordum , karşıda bana bakan biri vardı ama elini uzatmıyordu.Ardından zihnimde canlanan Jess in güzel kızıl saçlarıyla Jess in olmayan mavi gözler..ne saçma bir rüyaydı lan bu!!.

"Merinda!"önümde sallanan parmakla kendime gelip bakışlarımı yemeğimden alıp Ash e çevirdim.

"Efendim"

"Ne oldu?"kafamı yok bir şey anlamında sallayıp hızlıca yemeğimi yemeğe devam ettim.En son bittiğinde Ashley e doğru eğilip

"Ben biraz dolaşıcam"

"Dikkat et"kafa sallayıp topildotu bırakmak için ayağa kalktım.Önüme uzatılan ayakla yerimde durup Feli ye baktım.'Ciddi misin' bakışımı atıp topildotu bıraktım.Saçlarımı geriye tarayıp suyu açıp içtim.Dilimi dudaklarımın üstünde gezdirip suyu çöpe attıktan sonra yürümeye başlamadım.Bakma..güzel gözlere bakma..arama!..

Hızlıca kafetaryadan çıkıp oradaki güvenliklerin birine müdür yardımcısının yerini sordum.Onu takip etmemi söyledi.En son ahşap bir kapıya geldiğimizde tıklatıp 'gel' işaretini bekledim.Beyaz saçlı bir adamı beklemiyordum açıkçası.Küçük ve tombikti.

"Buyur otur"gösterdiği yere oturup sözüme başladım

"Bazı bilgiler almak istiyorum..mesela telefon saatleri ? Nasıl ve ne zaman arıyabilirim.."

"Her hafta salı ve perşembe günleri telefonlarımız açılıyor...tabi sıraları kapabilirseniz"kafamı salladım

"Peki cezamın kısaltılması gibi bir durum var mı?"kafasını hayır anlamında sallamasıyla kalktım.

"Akşamları parmaklıkların içinde değilde dışında kalsak?" Kaşlarım çatılırken cevapladı

Parmaklıklar Ardında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin